Alman taraftarların futbola bakış açıları çok farklı. Benim futbolun ruhunu koruduğunu iddia ettiğim bu futbol kültürü, Almanya dışından Alman futbolunu takip etmek,sevmek için önde gelen nedenlerden. Oynanan her maç öncesinin ayrı bir festival, maçın ayrı bir festival havasında geçmesi ve ayrıca maç sonrasının ise sahadan çıkan skordan bağımsız olarak insanların eğlendiği için neşeli ve keyifli bir havada olması Alman Futbolu’nu diğerlerinden ayıran en önemli özelliği. Böyle bir kültürde derbilerin yeri, önemi ve seyir zevki de bambaşka oluyor elbette. Cuma günü (30.10.2020 – 20:30) oynanacak olan Hamburger SV – St. Pauli derbisi öncesi gelin bu iki ezeli rakibin tarihine bir göz atalım.
ŞEHİR
Hamburg Almanya’nın en büyük ikinci şehridir ve kendi başına bir eyaleti oluşturur. Almanya’nın dünyaya açılan kapısı olarak bilinen Hamburg şehri aynı zamanda Almanya’nın en büyük; Avrupa’nın en büyük ikinci, Dünya’nınsa dokuzuncu en büyük limanıdır. Şehrin adı Frank Krallığı imparatoru Şarlman’ın MS 808 yılında inşa ettirdiği kaleden gelmektedir.
Pauli ise Hamburg’un 105 mahallesinden biridir. Hareketli gece hayatı, genelevleriyle üne sahip. Hz. İsa’nın havarilerinden Aziz Paulos adını taşıyan Reeperbahn bölgesi “Almanya’nın en büyük günakhar bölgesi” olarak anılıyor.
HAMBURGER SV
Tam adıyla Hamburger Sport Verein e.V. 29 Eylül 1887’de kurulan kulüp Almanya’nın köklü kulüplerinden. Tarihinde üç 1.Bundesliga şampiyonluğu (1979-1982-1983), üç DFB Pokal (1963-1976-1973) ve bir tane o zaman ki adıyla Şampiyon Kulüpler Kupası (1983) gibi başarılar bulunan Hamburger SV özel bir taraftar topluluğuna da sahip. Maddi gücü ve herkesle samimi olmayan olmayan grup bu tarz farklı özellikleriyle de dikkat çekiyor.
ST. PAULI
Parlak bir üne sahip olmayan Pauli mahallesinin temsilcisi St. Pauli bizlerin tabiriyle bir semt takımı. Genel olarak görmeye alışık olmadığımız özellikleri olan bu takımın ana hedefi sportif başarı değil. Dünya’da milyonlarca taraftarının olduğu söylenen (Burada size bir örnek vermem gerek: 2003 yılında kulüp girdiği ekonomik sıkıntıdan ötürü üzerinde “RETTER” yani “KURTULUŞ” yazan t-shirtleri piyasaya sürdüğünde Avrupa’da İzlanda hariç tüm Avrupa ülkelerinde ve hatta Uzak Doğu’da bile satıldı.) bu kulübün taraftarlarının tamamı sol görüşlü insanlar desek hiç de abartı olmaz. FIFA’nın kabul etmediği ülkelerde Dünya Kupası düzenlemek gibi projeleriyle isminden söz ettiren bu kulübün sportif olarak tek ve en büyük hedefi kendilerinin “şımarık” olarak nitelendirdiği Hamburger SV’i yenmek. Hedeflerde böyle olunca St. Pauli’nin tek şampiyonluğu bulunuyor: 2. Bundesliga şampiyonluğu (1976/77)
EZELİ REKABET
Bu iki kulüp arasındaki ezeli rekabet 80’li yıllarda kızışmaya başlıyor. Hamburger taraftarları arasında altkültür oluşumu olan “dazlakların” sayısının artmasından bir çok taraftar rahatsız olmaya başlar. Bir kısım taraftarlar maça gelmeyi bırakırken, bazıları ise St. Pauli’yi desteklemeye başlar. 2002-2010 yılları arasında eş cinsel başkanları Corny Littman ile ününe ün katan St. Pauli kendi kültürünüde oluşturur.
Taraftar ve kulüp arasındaki rekabet ve farklılık sadece sahada değil. St. Pauli taraftarları “Holsten” marka bira içmezken, Hamburger SV taraftarlarıda “Astra” marka bira içmiyor. Hamburg taraftarı stadyuma trenle gelip, kurulan standlarda yemek yiyorken; St. Pauli taraftarları stadyumun yanında kurulan ve amatör rock gruplarının sahne aldığı alanda kendi yaktıkları mangallarla maç saatini bekliyorlar.
Rekabet her zaman bu kadar “sevimli ve tolere edilebilir” düzeyde olmuyor elbette. 2014 yılında Almanya’nın dünya şampiyonu olduğu günün gecesi karmaşadan yararlanan 100 civarında Hamburger SV taraftarının St. Pauli taraftarının bulunduğu bir mekanı basması ve onlarca taraftarı yaralaması; 30 Ekim 2018'de Hamburger SV stadyumunda oynanacak maç öncesinde Hamburger SV taraftarları ST. Pauli renklerine boyadıkları bir insan maketini köprüden aşağıya sallandırması gibi olaylarda yaşandı. Bu tarz olayları hep Hamburger SV taraftarı başlatıyor gibi bir algı yaratmaya çalışmıyorum sakin olun. Türkiye’nin başlattığı “Barış Pınarı” adlı harekata destek paylaşımı yapan eski bir Medipol Başakşehir futbolcusu olan Enver Cenk Şahin’i kadro dışı bırakan St. Pauli sadece sportif ceza vermekte kalmamış Enver Cenk Şahin’e ırkçılığa kadar varan söylemlerde bulunmuşlardı.
105. DERBİ
Gelelim Cuma akşamı oynanacak 105. maça. Oynanan 104 maçta 59 HSV galibiyeti bulunurken, 21 St. Pauli galibiyeti var. Oynanan son 2 maçı St. Pauli kazanmış olsa da bu sezon kadrosunu güçlendiren (Özelilikle yarın maçı izlerseniz 2. Bundeliga rekortmeni Simon Terodde’yi yakından takip etmenizi öneririm) HSV benim favorim. Elbette bu maçla farklı bir motivasyon ve konsantrasyonla çıkan St. Pauli sürpriz yapabilir mi? Elbette imkansız değil. Maçın taraftardan mahrum olması da üzücü. Bu arada söylememiş olmıyayım ortada olmayan bir dostluktan ötürü, bu maç öncesinde yahut sonrasında “dostluk kazansın & kazandı” gibi terimleri kullanmamanızı rica ederim; aksi takdirde pek gerçekçi bir yorum olmayacak. Şimdiden herkese keyifli seyirler.
Yorumlar