Günümüzde Avrupa’nın en iyi 5 liginde sadece forma sponsorları ve forma tedarikçilerinden elde edilen gelirin miktarını hiç merak ettiniz mi?
Bu rakam yıllık yaklaşık 3.5 milyar Euro civarında. Forma sponsorluğunun TV yayın gelir haklarıyla beraber günümüz endüstriyel futbolunun lokomotifleri olduğunu söylesek yanlış olmaz. Bu gelir pastasındaki en büyük dilimi Premier Lig alıyor. Sonrasında La Liga, Bundesliga, Serie A ve Ligue1 şeklinde gidiyor sıralama…
Peki günümüzde kulüplerin ayakta kalması için bu kadar önem arz eden forma sponsorluğunun hikayesini hiç merak ettiniz mi? Gelin bu hikayenin Almanya kanadını inceleyelim ve sancılı olan bu doğum sürecinin günümüze nasıl bir finansal güç doğurduğunu inceleyelim.
1952, Wolfenbüttel - Braunschweig
Henüz 26 yaşında olan Günter Mast isimli genç, babası Wilhelm Mast ve amcası Curt Mast’ın 1934 yılında geliştirmeye başladığı ve “Jägermeister” (Hunt Master - Usta Avcı , *amca Curt avcıydı) adını verdikleri bitkisel likör üretimi yapan şirkette genel müdür olarak göreve başladı. Bu değişim yaşanırken Günter’in babası Wilhelm ise Günter henüz 10 yaşındayken yahudi bir kadınla yaşadığı evlilik dışı ilişki nedeniyle 1936’da kadının peşinden Brezilya’ya gitmişti. Günter ise erkek kardeşi ve annesiyle beraber Wolfenbüttel’de kalmıştı.
Biraz futbol oynayalım…
Bundesliga’nın kurulduğu 1963/64 sezonundan beri Bundesliga’da mücadele eden Eintracht Braunschweig, Helmuth Johannsen yönetiminde oynadığı ilk 3 sezonu ligin ortalarında bitiriyordu. 1966/67 sezonunun sonunda ise dikkat çekici şekilde ilk Bundesliga (ve son) şampiyonluklarına ulaşıyorlardı. Artık daha çok göz önünde olan bir Braunschweig vardı.
1971’e kadar Braunschweig’in istikrarsız sonuçları devam etti. 1970/71 sezonu sonunda patlak veren şike skandalı ile beraber birçok kulüpten futbolcu ceza almıştı. Skandalın başrol takımı Arminia Bielefeld o sezon oynanan maçlarda birçok takımdan birçok futbolcuya para vermişti ve bunlardan bir tanesi de şampiyon olunan sezonda takımın en golcü ismi Lothar Ulsaß idi. Ulsaß olayın açığa çıkmasından sonra 2 sene futboldan men edilmişti. Lothar Ulsaß ile beraber skandala adının karıştığı belirlenen yaklaşık 14-15 Braunschweig’li futbolcu da ceza almıştı. Bu skandalı ayrı bir yazıda incelemekte fayda var.
13 Mayıs 1972, Saat 4-5 suları...
Hava o günlerde Braunschweig civarında olması gerekenden biraz daha sıcaktı ve Jägermeister'in akıllı CEO'su Günter Mast bu fırsatı kaçırmadan birkaç iş ortağı için bir parti düzenliyordu. İş ağını genişletmek ve bağlarını sıkı tutmak için bu tip partileri 2-3 senede bir düzenlemeye gayret gösterirdi. Parti Mast’ın evinin terasında veriliyorken konukların yavaş yavaş Mast'ı terasında yalnız bırakarak içeri girdiğini gözlemledi. Mast da durumundan şüphelenip içeri girdiğinde kalabalığın Batı Almanya'nın İngiltere ile 1972 Euro playoff çeyrek finalini izlediğini gördü. Batı Almanya 1972 Avrupa Şampiyonası finallerine kalabilmek için 3-1 kazandığı ilk maçın rövanşında İngiltere’yi Berlin’de ağırlıyordu.
Mast o an bir şey farketmişti; partiyi bile unutturup insanları bir kutunun etrafında toplayabilen bu “futbol” denen şey inanılmaz bir reklam potansiyeline sahipti. O anı şöyle anlatıyor kendisi: “Birilerinin içeri gidip geri dönmemesi dikkatimi çekti. Bir diğeri daha gitti ve bir daha geri dönmedi. Dışarıda sadece 3 kişi kalmıştık. Ben de eve girdim ve içeri giren kişileri mutfaktaki televizyonda maçı izlerken gördüm. İşte o zaman fark ettim ki Almanya'da futbol sadece alt sınıflara hitap etmiyordu. Futbolla halkımızın tüm katmanlarına ulaşabilirdik.”
O dönemlerde özellikle şike skandalı sonrasında Eintracht Braunschweig kulübü mali açıdan zor durumdaydı ve kulübün başkanı ve aynı zamanda Mast’ın arkadaşı Ernst Fricke konuyu Mast’a açtı. Mast ise aklındaki sponsorluk fikrini DFB’ye iletti ancak 2 ay süren mücadale sonrasında DFB bu teklifi reddetmişti.
Tüzük açıktı: Formaya firmaların isimleri veya logoları alınamazdı.
Burada bir ara vermek istiyorum. Askerlik yapanlar hatırlayacaktır; askerliğin ilk günlerinde yapılması yasak olan birkaç maddenin liste halinde olduğu bir kağıt verilir ve komutanlar “bunları sakın yapmayın” derdi. Hatırlıyorum da o maddelerden birisi “parmağınızı prize sokmayın” dı. Komik gelse de gerçek şu ki, birisi muhtemelen parmağını prize sokmuştu. :)
DFB tüzüğündeki yasak da buna benzerdi aslında. Çoğu kişiler E. Braunschweig’in Almanya’da hatta Avrupa’da formasına sponsor alan ilk takım olarak bilse de gerçek bundan biraz daha farklıdır. Almanya’da formasına ilk sponsor alan takım Wormatia Worms’dü. 1967/68 sezonunun ilk 3 maçında Caterpillar şirketinin CAT kısaltmasını alan takıma DFB anında müdahale etmiş ve bu yasağı tüzüğe eklemişti. Mali zorluklarla karşılaşan ve yeni gelir arayışına başvuran Worms’un bu hareketi gördüğünüz üzere uzun soluklu olamamıştı.
Devam edelim...
DFB’nın forma sponsorluğunu engellemesinin ardından Mast’ın aklına dahiyane bir fikir gelmişti.
Peki takımın logosunu firma logosu ile değiştirirsek ne olurdu? Hatta bu logoyu da biraz büyütsek? Mesela 18 santim çapında olsa?
8 Ocak 1973'te E. Braunschweig Genel Kurulu, logodaki aslanı Jägermeister logosundaki geyik ile değiştirmeyi kabul etmişti ama DFB genelde yaptığı gibi bu fikre de itiraz etti. Logonun maksimum çapı 14 santim olabilirdi. Ayrıca kulübün adı ve baş harfleri olan E ve B harfi de logoda olmalıydı. Mast için sorun yoktu. Tüm bu işlemler için Mast E. Braunschweig’e 100 bin Mark ödemişti. Bu rakamı günümüz rakamlarıyla kıyaslamak çok mantıklı olmaz çünkü o dönemlerde bu rakamı kıyaslayacak ve referans alacak bir örnek yok. Bu ilkti! Tabi burada bu süreci birkaç cümlede yazdım ama DFB ve Mast arasındaki inatlaşmanın birkaç ay sürdüğünü belirtmem gerek. Öyle ki, DFB hakemlere E. Braunschweig’in belirtilen şartlar dışındaki bir logoyla maça çıkmaya çalışması halinde maçın başlama düdüğünü çalmama emrini bile veriyordu.
Mast her koşulda istediğini almıştı. Bu olay haftalarca manşet oldu. Reklamın iyisi kötüsü olmaz diye boşa dememişler...
24 Mart 1973
Neredeyse 1 sene sonunda nihayet takım yeni sponsoruyla, pardon logosuyla ilk maçına çıktı. 26. Haftada oynanan maçta 17. sıradaki Schalke 04 ile kendi evinde 1-1 kalan E. Braunschweig yeni logosuyla sahalara çıkmış, belki de kimsenin aklına gelmeyecek bir olayla aslında tarihe geçiyordu takım. Ancak daha büyük sorunlar vardı takımda. 26. haftada oynanan maçta ligde 13. sırada yer alan E. Braunschweig, geride kalan 8 hafta sonunda sadece 1 galibiyet alabilmiş ve sezon sonunda ilk kez Bundesliga’dan düşmüştü. 33. haftaya 17. sırada giren Hannover deplasmanda ligin 3. sırasındaki Wuppertal’ı 4-0 ile geçerken, 16. sırada yer alan E. Braunschweig ise 4. sıradaki F. Düsseldorf’a kendi evinde 2-1 kaybetmişti.
Daha fazla… Daha fazla…
1 sezonluk aranın ardından Bundesliga’ya dönen E. Braunschweig’da Mast durumdan çok memnundu. Satışların artması sonucunda gözünü daha da yükseğe dikmişti ve 1976/77 sezonunu 3. sırada tamamlayan ekip o yaz Dünya futbol kamuoyuna damga vuracak bir transfer yapmıştı. Almanya ve Dünya futbolunun en iyilerinden olan ve 3 sezondur Real Madrid forması giyen Paul Breitner’in eşi İspanya’da mutsuzdu ve Almanya’ya dönmek istiyordu. Ancak o dönem Breitner’i Almanya’ya getirmek için Madrid ekibine ödenmesi gereken rakamı ödeyebilecek kişi Mast’dan başkası değildi. Real Madrid’e 1.6 milyon Mark ödeyen Mast, Breitner’a da 400 bin Mark maaş ödeyecek ve Breitner gibi bir isme E. Braunschweig forması giydirecekti.
Ancak 1977/78 sezonu E. Braunschweig için saha dışındaki gibi havalı geçmedi. O sezonu 13. sırada tamamlayabilen takımda Breitner beklediğini bulamıyor ve Breitner’i Breitner yapan kulüp olan Bayern Münih’in yolunu geri tutuyordu.
Breitner sonrası E. Braunschweig bildiğimiz gibi orta sırada mücadele etmeye devam etti. Ta ki 1979/80 sezonu sonuna kadar. Ekip o sezonu son sırada tamamlamış ve 2. Bundesliga’ya düşmüştü. Bir sezon sonra geri gelen takım günden güne daha çok borçlu olan bir takım haline gelmişti.
Mast’ın 1972’de başlayan sponsorluğu 1986’ya kadar sürdü. Mast’ın bu dönem boyunca kulübe toplamda 20 milyon Mark yatırım yaptığı düşünülüyor. 1983 yılında kulüp iyice borç batağına düştüğünde Mast’ın bir teklifi vardı; başkan seçilirse kulübün tüm borcunu sıfırlayacaktı ancak bunun karşılığında takımın adı “Jägermeister Braunschweig” olacaktı. Mast 28 Kasım 1983’te başkan seçildi. Kulübün denetim kurulu da Mast’ın teklifini oylamayla kabul etti ancak tahmin edebileceğiniz üzere DFB bunu da reddetmişti.
Braunschweig 1984/85 sezonunu sonuncu tamamlayarak 2. Bundesliga’ya düşüyor ve o tarihten günümüze kadar tekrar sonuncu olup küme düştüğü 2013/14 sezonunda sadece 1 kez Bundesliga’da mücadele edebiliyor.
Jägermeister’ı hiç içmedim. Umarım birgün içme fırsatını yakalayabilirim ama bu yazıyı yazdıktan sonra tadının biraz acı geleceğinden hiç şüphem yok.
Yorumlar