Bayern’in kaybettiği haftada Freiburg yenilmezliğini sürdürdü. Dortmund ve Leverkusen de lideri takibe devam ederken Freiburg haftalardır Avrupa kupalarında. Geçen sezonun flaş takımı Union bunun tesadüf olmadığını kanıtlarcasına devam ediyorlar.
Hafta Köln’ün Fürth galibiyetiyle başladı. Fürth’ün savunmadaki zayıf görüntüsü sebebiyle artık aynı şeyleri tekrar yazmaktan ve görmekten sıkılsam da Baumgart’ın Köln’ü getirdiği seviye, hücumdaki opsiyon çokluğu, düşük kalibreli, geçen sezon üst seviyede maç kondisyonları düşük oyunculardan verim alışı takdiri bu hafta da hak ediyor. Modeste ikinci baharını yaşarken Elias Skhiri klasik bir 6 numaradan fazlası haline geldi ve skora da katkı sağlıyor. Tüm bunlar bir araya gelince Baumgart’ın kasketinin Köln taraftar mağazasının yok satan ürünü olması tesadüf değil. Üzerine bu haftaki skorun geriden gelerek sağlandığı düşünülünce ve yaptığı hamlelerin yerinde oluşu da gözden kaçmamalı.
Geçen hafta Dreisamstadion’u kapatan Freiburg ise diğer övgü hakeden taraf. Berlin deplasmanını da kayıpsız geçtiler ve daha iddaalı takımların olduğu bu ligde 7 hafta sonunda tek namağlup takım. Milli aradan sonra Bayern mücadelesi ile bu ünvanı kaybetme ihtimalleri yükzek olsa da 7 hafta yıllar sonra lokal taraftarın anlatabileceği bir hikaye. Üzerine Petersen’in spektaküler joker golü de maçı daha da güzelleştirdi. Hertha tarafında ise ligin başından beri daha dikine bir oyun oynayan Suat Serdar beraberliği getiren atakta Freiburg orta saha direncini kırdı. Takımı devamını getiremeyince Streich, Olimpiyat stadından da puanla çıktı. Dardai’nin ismi tartışılmaya başlandı bile ama geçen sezonki takım olamama meselesi bu sene de devam ediyor. Sürekli rotasyon yapıyor oluşu bunun sebeplerinden biri olabilir.
Haaland en sevdiği takım Augsburg’a karşı forma giyemese de Dortmund’da hücumda Rose istediklerini aldı. Bellingham’ın protaktif oyunun yanında sağ çizgide Brandt da geldiğinden beri en iyi maçlarından birini oynayarak galibiyette yüksek paya sahip. Dortmund tandemi yine gedikler verse de Augsburg hücum hattı bunları değerlendiremedi. Onlarda da Vargas’ın eksikliği işte bu noktada hissedildi. Dortmund serisini sürdürerek lideri takibe devam ediyor ve en iyi oyunlarını oynamadıkları halde bunu yapabilmeleri de bir başarı. Geçmişte iyi oynayıp sonuç alamamış ve zirve yarışından erken koptukları sezonlar geçirmişlerdi.
Van Bommel iyi başladığı ligde kabusu görmeye başladı. Hütter’in Gladbach’ı henüz maçın başında Wolfsburg defansının zaaflarını iyi kullanarak iki farkla öne geçtiler. Waldschmidt farkı azalttı. Wolfsburg geri dönüş için vitesi ikinci yarıda arttırdı ama bu atakları Gladbach defansı iyi savuşturdu. Üzerine Wolfsburg on kişiye düşünce penaltı kaçırmalarına rağmen genç amerikalı Scally’nin golüyle puanı kaptılar. Hafta içi Sevilla’ya verilen garip penaltının etkisindne çıkamamış dahi olabilirler. İlginç olan geçen sene Glasner ile olan sakinlik ve dinginlik bu sezon sahada özellikle son haftalarda daha az.
Matarazzo evinde Hoffenheim’ı geçerek çıkışını sürdürdü. Geçen sezonki asimetrik oyununa Coulibaly’nin form tutuşuyla geri döndü ve en önemli geri dönüşlerden biri Mangala. Hoeneß ise Grillitsch’i geçen sezon olumlu sonuç alamasa dahi yine daha defansif bir role alırken üzerine sağdan çıkan Kaderabek’in arkasındaki kademeler eksik kalınca işleri zorlaştı. Hoffenheim bu sezon da istikrardan oldukça uzak.
Marsch, Leipzig ve Nkunku’nun yükselişi Bochum karşısında da devam etti. İlk yarıda pozisyonlar iyi değerlendirilmese de ikinci yarı sekanslar halindeki baskılar sonuç verdi. Bochum ilk yarıda kalesini bir şekilde korusa da ikinci devre defans da hücumun pasifliğine bürünerek bu haftayı da galibiyetsiz kapattılar. Marsch’ın Adams’ı sağ kanat bek gibi kullanması ilginç bir durum olsa da genç Amerikalı sırıtmadı ve dinamizmini koydu.
Pazar seansını Svensson ve Mainz iyi açsa da Urs Fischer ikinci yarı risk üzerine risk alıp sonuç da alarak skoru çevirerek deplasmanda galip geldi. Haraguchi-Behrens değişikliği kırılma anlarından biri olurken Behrens 30’larında Bundesliga’ya damga vuruyor. Union Berlin’ın hücum konusunda risk alıp taviz vermeyişi ve takım oyununu Mainz kadar iyi oynayışı hem maçı hem de onlar adına son 2 sezonu heyecanlı hale getirirken hücum opsiyonlarının da gıpta edilesi biçimde çokluğu bu sezon da onları üst noktalara taşıdı. Svensson daha dar rotasyonla en azından takımı ligin alt sıralarından uzak tutuyor ve onlar da büyük takımlara ön alan baskısıyla baş belası olarak seyir zevkini arttırıyorlar.
Geçmiş sezonlarda genelde Bayern’e sıkıntı çıkartan takımların başında gelen Frankfurt’ta takımın başındaki isim değişse de bu senaryo değişmedi. İlk yarıda tekrar beraberlik sağlandıktan sonra öne geçip farkı arttıracak konumda olan Bayern Trapp’ı geçemedi ve bu durum ikinci yarıda da değişmedi. İlk yarının sonunda Gnabry’nin kale boşken kaçırdığı pozisyon maçın en önemli kırılma anlarından biri olurken bu skor da Trapp’ın da etkisi çok büyük. Bir diğer büyük etkili isim ise yeni transfer Sabitzer. 83’te o uykudayken topu kapan Sow asisti yaparken Kostic’in soldan vuruşu da bir o kadar güzeldi. Bayern liderliği aldıktan sonra kamuoyunda oluşan “oh shit here we go again” veya “yine mi be” ruh halini bu mağlubiyet biraz da olsa dağıttı.
Çubuklu formasıyla bu sezon dolu dizgin giden Leverkusen, Bielefeld karşısında oyunu domine ederek haftayı kapattı. Ofansif oyunlarına rağmen defansta boşluk vermeyen takım Wirtz’in dinamizmi ve oyun kurulumuna katkısıyla dolu dizgin devam ediyor. Schick, iyi bir Avrupa Şampiyonası sonrası lige de skorer girdi. Diaby Fransız milli takımına çağırılırken bu hafta da golünü attı. Genç ve dinamik kadro Bielefeld’i çaresiz bırakarak rahat bir galibiyet aldı. Kramer tarafında sezon başında işler çok da kötü görülmese de ivmeleri düşmeye başladı. Şansları Bochum ve Fürth’ün hala lige adapte olamamaları. Fikstürde sezon boyunca birkaç rakip belirleyip puan için çıkarak ligde kalabilirler.
Yorumlar