Bundesrapor #2
Ligin 2. haftasını geride bırakırken Şampiyonluk için aday gösterilen takımlardan puan kaybedenler veya rakipleri karşısında zorlananlar oldu. Bayern Köln karşısında zor galip gelirken, Dortmund Freiburg’un Schwarzwald veya Dreisamstadion’daki son maçında sahadan mağlup ayrıldı. İki hafta sonunu iki galibiyetle kapatan tek takım ise lider Van Bommel’li Wolfsburg.
İlk hafta ligine yeni ekibi Fürth’ü 4 farkla yenen Stuttgart bu hafta Leipzig’den 4 yedi ve 2 haftada 5 atıp 5 gol kalesinde görmüş oldu. Geçen haftaki klas skordan sonra bu maçta kanat aksiyonlarından faydalanamadılar. Üzerine geçen sezon gelse de sakatlığı sebebiyle izlenemeyip yolu gözlenen Szoboszlai ligin kayıtlarını 2 golle bu hafta giriş yaptı. İyi bir Euro geçiren Forsberg de ileride yine etkiliydi ve Leipzig’in akışkan oyununda pay sahibiydi. Dani Olmo döndüğünde Andre Silva’nın arkasındaki 3’lü nasıl şekillenecek merak konusu. Bu kadro haricinde önceki sezonlarda hücum rolünde yer almış Poulsen ve Sörloth gibi oyuncular da yanda sıralarını bekliyorlar ve Marsch’ın Nagelsmann’a göre daha derin bir kadrosu olduğunu söyleyebiliriz. Stuttgart’ta ise zor defanslara ve orta alan baskısına karşı Matarazzo’nun adam eksiltebilen kreatif oyuncularının dönüşüne ihtiyacı var gibi.
Stuttgart karşısında tarumar olan ve ilk haftadan düşmeye aday gösterilen Fürth bu hafta kendi evinde Bielefeld’e karşı daha dirençliydi. Topa daha çok sahip olup pozisyonlar bulan takım Bundesliga 2’deki performansına biraz olsun yaklaştı ama savunma tandemi Bauer ve Hoogma güven vermiyor. Öte yanda Frank Kramer ise geçen sezona göre daha ofansif bir takım kurmaya çalışsa da iki haftadır son vuruşlarda etkisizler. Ama geçen seneden daha iyi oldukları söylenebilir.
Açılış haftası Dortmund’a farklı kaybeden Glasner bu hafta Augsburg’a karşı oyunu domine edip dikine bol kanat değişimli akıcı bir senaryo ile çıktı. Son vuruşlarda Borre ve Hauge, Frankfurt adına isabetli olamadı ve hem cansiperane Augsburg defansı hem de Gikiewicz ile Weinzierl sezonun ilk puanını alabildi. Hücumdaki eksikliklerinden geçen hafta bahsetmiştim bu hafta da Gruezo’nun Trapp’ın atasıyla çektiği şut harici nete yakın pek pozisyonları yoktu. Transfer dönemi kapanmadan hem forvet hem de orta saha takviyesi gerekiyor. Glasner ise Borre ve Hauge’nin yanında Kamada’yı da ofansta daha aktif kullanmalı. Wolfsburg’da beklerden aldığı verimi burada Lenz ve Durm’dan alabilir.
Geçen hafta Leipzig’i şoka uğratan Svensson ise bu hafta da topa maç genelinde daha fazla sahip olsalar da kale önünde etkili olamadılar ve şut şanslarını iyi kullanamadılar. Bu hafta alınan yenilgiye rağmen hala Mainz olumlu bir görüntü veriyor. Bochum ise Fürth gibi geçen sezonki performansını hatırladı. Bella-Kotchap bu hafta oynarken ligin dikkat çeken bir stoperi olabilir. Sebastian Polter belki de kariyerinde hiç olmadığı kadar rakip defansı yıpratıcı bir oyun oynadı. Kariyerinde zaten çok fazla Bundesliga sezonu yok ama bu sezonu iyi hatırlayabilir. Thomas Reis'ın ilk hedefi cesur bir takım kurmak.
Halihazırda iyi bir kadroya sahip olan Van Bommel bu maç sonrası Luca Waldschmidt’i de kadrosuna kattı ve ligin bir diğer kadro derinliği iyi ekiplerinden oldular. Kenardan gelen bir diğer yeni isim Nmecha galibiyet golünü getirdi ve ne kadar etkili bir forvet arkası olduğunu kazandıkları U21 Avrupa Şampiyonası sonrası bir de ligde kanıtladı. O bölgede Maximillian Philipp ve Luca Waldschmidt ile rekabet içerisinde olacak. Weghorst’un gitme ihtimali doğrultusunda forvete de kayabilir keza Serie A kulüpleri ile Hollandalı golcünün adı anılıyor. Hertha ise yine hüsranla sahadan ayrıldı. Cunha’nın Atletico’ya gideceği konuşuluyor ve yerine Belfodil’in gelmesi söz konusu ama Lukebakio haricinde %100 formunda olan hücum hattı oyuncusu yok ki bu maçta da bu gözler önündeydi. Selke muhtemelen as planları içinde yer almıyor ama Bremen’de dahi çok fazla 11 oynamamıştı. Hem Cunha hem de Cordoba’nın gidişiyle Dardai işleri daha da zorlaştırdı. Wolfsburg'da geçen seneki oyunun üzerine beklerin yanında orta koridordan da destek gelecek şekilde bir oyun kurgulanıyor.
Haftanın daha dikkat çeken maçlarına geçersek Dortmund yine Frankfurt maçıyla acaba o sene bu sene mi diye taraftarını düşündürse de bu hafta takım defansını konsantre biçimde yapan Streich’a tosladı. Maçın başında Grifo’nun frikiği üzerine Freiburg çok fazla pozisyon yakaladı ve beklerin yetersizliği yine göze çarptı. Sallai’nin golünden sonra dahi şanslar elde ettiler ve Jeong son kararlarında daha iyi olsa skor Freiburg lehine iyileşebilirdi. Böyle maçlarda geçen sezon Sancho, Reus ve Haaland gibi isimler bireysel becerileri ile sahne alıyorlardı. Bu maçta Malen de aksiyonlara girse de Bellingham delici bir etki yarattı. Daha sonra Freiburg daha geride kalsa da kontralarla Dortmund kalesine gitti ama bunları iyi değerlendiremedi. Altyapıdan yetişen Schade sonradan girip rakip yarı sahada iyi top sakladı. Nico Schlotterbeck’in daha temaslı ve olgun oyunu büyük katkı verirken Yine Keitel da kendi kalesine gol atsa da Höfler ile takım savunmasında parladı. Diğer tarafta ise Rose tüm resmi maçlarda Akanji’nin yanında Witsel’e görev verdi. Kafasında stoperde sakat olan Zagadou yoksa başka bir bölgeden oyuncu çektiğine göre Hummels’e pek as bir rol vermeyecek gibi. Yine kreatiflik için Ansgar Knauff’un daha çok forma şansı bulması yerinde olur.
Cumartesi kapanış maçında Leverkusen, geçen hafta Bayern karşısında iyi performans gösteren Gladbach’ı darmadağın etti. Sommer geçen hafta ne kadar iyiyse bugün o kadar kötüydü. Seoane geçen haftaya göre oyunu daha çok kanada yaydı ve içe çevrilen sert toplar etkili oldu. Gladbach, Stindl ile maç için umutlanma şansını bulsa da Hradecky izin vermedi. Geçen sezon onun yokluğunda kalede kaos hakimdi. Geçen sezona göre defansif olarak da daha az fire veren bir Leverkusen var ama daha bunaltıcı orta alan baskısı yapan takımlara karşı performansları merak konusu. Adi Hütter ise her ne kadar Sommer gününde olmasa ve değişikliklerle müdahale etmeye çalışsa da Leverkusen’in kanat ve orta koridor bağlantısını bir türlü kesemedi. Bayern sonrası savunma için ikinci bir geri dönüt ve not tutma maçı oldu.
Pazar günü maçları bir başka tempodaydı ve Union-Hoffenheim maçında defansif ön alan baskıları iki takıma da avantajlar yarattı. İlk yarıda oyun olarak Hoffenheim akıcılığıyla çok üstündü. Pas bağlantıları mesafe tanımaksızın tutarlı olunca Union’u hayli zor duruma soktular ama savunma dönüşünde de bir o kadar eksiklerdi ki özellikle 2. yarıda daha da tanınmaz hale geldiler. 1 gol atan akpoguma bir de hatayla gole sebep oldu ve hala geliştirmesi gereken özellikleri olduğunu gösterdi. Soldaki David Raum – Bruun Larsen ise çok etkili bir kanat ikilisi haline gelirken Kramaric forvet geldiği ligde yavaş yavaş 10 numaraya kaymaya başladı. Attığı ara paslar ölümcül etkide. Benzer ara pas oyununu Union da oynuyor. Onların problemi ise Haraguchi’den bekledikleri kadar verim alamamaları olabilir. Fischer, Levin’i daha çok değerlendirebilir.
Kapanış maçında ise son şampiyon Bayern, ilk yarıda Köln direncini kıramasa da Musiala’nın girişi ile hareket geldi. Genç oyuncu her geçen gün oyununu daha da olgunlaştırıyor ve Nagelsmann’ın ilk 11 tercihlerine girmesi muhtemel. Üzerine Gnabry de ekstra bir santrfor gibi ceza sahasında çok etkiliydi. Nagelsmann, henüz Kimmich ve Goretzka’dan Flick kadar verim alamadı ki takımın temposu ve ofansı bu oyunculara da oldukça bağlı ve Kimmich 3. golün asistini de yaptı ama bu ikilinin ceza sahasına uzun pasları geçen sezon oldukça etkiliydi. Öte yandan derin toplardaki ve kanat ortalarındaki acizlikleri yine göz önündeydi. Hem Modeste hem de Uth goller yanında boş alanlar da buldular ve imajı ile eleştirilse de Baumgart’ın geçen sezon Gisdol ve Funkel’e göre hücum katkısı çok fazla.
Yorumlar