Bundesrapor #11

Bundesrapor #11


Üst sıra ekiplerinin karşılaştığı haftada lider Bayern, Freiburg’un peri masalını bitirdi. Leipzig de Dortmund’u mağlup edince haftadan 6 puan aldı. Kohfeldt, Wolfsburg ile kazanmaya devam ederken, kaleci Riemann’ın penaltı kaçırdığı maçta Bochum, Hoffenheim’ı yenerek lige ısınma emareleri gösterdi.

Ligin dibine bakarsak haftayı Glasner, ligin en zayıf halkası Fürth’e karşı zar zor galip gelerek açtı. Frankfurt’un gol yollarındaki problemi yine gözler önündeydi. Kostic’in sürüklediği takımın problemi aslında Stuttgart ile benzer. Kostic önceki sezonlarda hücumda besleyebildiği golcülerle oynuyorken bu sezon takım arkadaşları henüz hızlarını alamadı. Stuttgart’ta da ana hücum aktörlerinin yokluğunda Sosa çaresiz kalıyor ki onlar da bu hafta Bielefeld’e kaybederek puan tablosunda gerilediler. Düşme hattını değerlendirmek için erken olsa da Stuttgart ve Frankfurt istikrar yakalayamadıkları takdirde o potanın uydusunda hareket edecekler gibi. Bielefeld ise geçen sezon olduğu gibi dalgalı frekans halinde devam ediyor ama Altınordu’dan transfer edilen 17 yaşındaki Burak İnce sebebiyle Türkiye’deki Bundesliga izleyicilerinin ilgisini daha fazla çekecekler. Takımın hücum hattında seçeneğinin az oluşu sebebiyle o da süre alabilir keza Lasme iyi başlangıç yapsa da devamını getiremedi.

Geçen senelerde alt sıralara aşina olan Hertha, daha iyi bir sezon başlangıcı yaptı ve yatırımlar Avrupa Kupalarını hedeflese de en azından orta sıralarda kalmaları ve Dardai’nin oyununu neredeyse yarı yarıya yenilenen kadrosuyla oturtması için kredilerinin olmaları yeterli. Eksikleri bulunan Leverkusen karşısında da fena değillerdi. Jovetic ve Mittelstädt parlayan isimler olurken Jovetic’in skorer kimliğini bulabileceği takım da burası olabilir. Leverkusen’de ise golü atan Andrich, Union sonrası gelişimini yaşı ilerlese de oyun olarak devam ettiriyor. Ayrıca Türk Milli Takımı için adı geçse de Danimarka’yı seçeceğini söyleyen 16 yaşındaki Zidan Sertdemir de Bundesliga’ya adımını attı. Scout sayfaları tarafından geleceğin en iyi yıldızları arasında gösterilen Sertdemir’den beklentiler Moukoko gibi arttı. Seoane daha fazla süre verir mi merak konusu.

Alt sıralardan kurtulan Reis, istikrarsız Hoffenheim’a karşı iyi bir oyunla kazanırken, Riemann’a henüz durum 1-0’ken penaltı arttırması oldukça tartışıldı. Danilo Soares ve Pantovic oyunuyla göz doldururken Sebastian Hoeneß tarafında işler pek iyi gitmiyor. Aslında orta sıralarda bulunmak dahi belki kimileri için yeterli olsa da Nagelsmann sonrası kulüp giderek pasifleşti. Oyuncu gelişimleri Akpoguma haricinde yavaşladı. Belki Raum hali hazırdaki yeteneğiyle zıplama yapabilir ama kadro genel olarak belirli bir standardın üzerine çıkamıyor. Bunda belki Hoeneß’in geriden oyun kurdurmaya çalışıp savunmada aldığı risklerin de etkisi olabilir. Grillitsch’i tandemin ortasında oynatma sevdasından vazgeçmesi gerek ve bunu belirtmekten sıkılmış olabilirim.

Üst sıralara doğru hareket edersek Wolfsburg’u belirli bir çizgide henüz taktiksel olarak pek katkı vermese de oyuncuların meziyetlerinden faydalanan Kohfeldt’in yükselişi sürüyor. Takımı ilk 4’e getiren yeni antrenör savunma tandeminde kullandığı ve orta sahada da rolü olan Gulavogui ile 3 adet 6 numarayla kadronun potansiyeline pek uymayan bir dizilimle sahaya çıkıyor ama ilk önce sonuçlara odaklanıyor olabilir. Onun gelişiyle pek şans bulamayan Mbabu’yu gözler arıyor keza hücuma katkısı olağan üstü bir sağ bek. Tıpkı bu hafta gördüğümüz Silvan Widmer gibi. O da Gladbach karşısında etkili bir oyun koyarak beraberlik golünü attı ve Mainz hala üst kısımda yer alıyor. Svensson’un mütevazı kadrosu yaratılan hücum şansları ve direkt oyunla beğeni topluyor. Bayern maçı sonrası yükselişe geçen Hütter de bu hafta ilk yarıda iki oyuncusunun sakatlığıyla planlarını esnetmek zorunda kaldı. Öne geçseler de ikinci yarı yer yer baskı yediler. Zakaria’ya verdiği roldeki ısrarı bu hafta sonuç verdi ve sahanın Sommer ile en iyilerindendi.

Tablonun üstündeki nefes kesen maçlara bakarsak Şampiyonlar Ligi’nde zorlanan Haaland’sız Dortmund hücumda yine etkisiz kalırken yine eleştiri okları Malen’deydi. Büyük paralar harcanan bir transferden bir anda umut kesilmez ama en azından maç içinde takımın da sezon planları düşünülerek daha erken kenara alınabilirdi. Yerine Hazard kaydırılabilir, hatta orijinal pozisyonu Tigges bile daha erken düşünülebilirdi. Moukoko hala ilk tercih gibi gözükse de Tigges veya Knauff gibi isimler hala A takım seviyesi için daha hazır. Marsch’ın tarafına bakarsak yarattığı canavar Nkunku’yu doya doya izlemek gerek. Nagelsmann zamanında da sekanslar halinde yeteneklerini sergilese de yeni rolü hem takıma hem de kariyerine iyi etki sağlıyor. Geçen sezon Leipzig’in belirli bir gol ismi yoktu ve goller takım içinde dağılıyordu. Bu sezon hem Şampiyonlar Ligi hem de ligde Nkunku gol yollarında parlayan isim. Bu yolun açılmasında Hwang Hee Chan ve Sörloth gibi isimlerin takımdan ayrılmalarının da tabi ki etkisi var. Hücum 3’lüsündeki rotasyon Nagelsmann’dan kalan bir miras gibi devam edecek bu kesin ama orada ilk yazılacak isim Nkunku olacak gibi. Szoboszlai’nin de formunun arttığı göz önüne alınırsa 3. pozisyon Andre Silva, Poulsen ve Forsberg arasında değişecek gibi. Savunmada da kayıpları sonrası Gvardiol ve Simakan’ı monte etmeyi başardılar ama Mukiele hala serseri mayın. Dortmund’dan daha hücumda etkili takımlar karşısında Mukiele doğru bir tercih olmayabilir.

Ligin zirvesinde ise yenilmez Freiburg, Bayern’i ilk 30 dakika önde baskıyla dizginlese de sonra makine çalışmaya başladı. İki kaleci de iyi maç çıkarırken Flekken’in skoru 2’de tutması Freiburg’u oyunda tuttu ve son bölümlerde ilk yarının başında olduğu gibi çok tehlikeli ataklar buldular. Son dakikada Haberer’in ekstra yeteneğiyle attığı gol yetmese de ligin ilk 4 sırasındaki rakipleriyle oynayıp sadece bir yenilgi alan Freiburg adına tablo hala olağanüstü. Bayern de milli araya girerken Dortmund’un da kaybedişiyle liderliğini perçinleyerek haftayı kapattı.

 

 

Yorumlar