Bundesrapor 22/23 #14

Bundesrapor 22/23 #14


Haftanın Maçı: Union Berlin – Augsburg

Geçen sezonlarda pek zevkli maçına rastlamadığımız Augsburg’un bu sezonki maçları Maaßen’ın gelişiyle ileride daha kalabalık olup daha dirençli bir takıma evrilince her maçları aksiyonlu geçmeye başladı. Hafta sonu Leverkusen karşısında tarumar olan Urs Fischer ve Union’a konuk olan ekip rakip kadar ofansif olarak etkili olamasa da kazandıkları topları iyi şekilde değerlendirdiler. Önceki sezonlarda pek risk almayıp kontra ataklarla rakip kaleye giden takım bu sezon baskıyı daha da önde kurarak ve ileride daha fazla hücumcu ile oynayarak sonuç olarak etkisi görülmese de potansiyel olarak daha iyi gözüküyor. Union tarafında ise takım defansında hafta sonu açılan yarıktan sonra bu hafta da çatlaklar vardı. Seken topları toplayamadılar ki Union oyuncu profili genelde ikili mücadele kabiliyeti yüksek oyunculardan oluşuyor. Onlar da ofansta etkili oldular ve bolca şans yakaladılar ama şansları yaver gitmedi. İlk 11’de çıkan Bahren iyi bir maç çıkarırken aksiyonların çoğunun içindeydi. Ona atılan uzun toplar artık bir kısa yol haline geldi ve bu kısa yolda işe yarıyor gibi gözüküyor. 3’lü defans yerine savunmadan bir ismi azaltıp özellikle ikinci yarıda daha fazla etkili olabilirlerdi. Dünya Kupası öncesi Freiburg ile oynayacakları maçın önemi, üst sıralarda kalıcı olabilmek adına çok önemli. Augsburg ise kıpırdamaya başlayan Bochum ile karşı karşıya gelecek ve eğer orta ve üstü hedefleniyorsa Bochum’u kolay geçmeliler.

 

Haftanın Takımları

Bayern Münih, Union’un puan kaybedişiyle liderliği alınca vites yükseltti ve lige döndükleri ilk sezonda Ole Werner ile fena bir sezon geçirmeyen Bremen’e hafta içini zehir etti. Atılan 6 golün yanında ligin en kompakt takımlarından biri olan Bremen’i bu kadar boğduklarını görünce, ligin gerisine arkalarından su dökmek düşüyor gibi. Herkes bu sezon tekrar acaba sorusunu ağızına almaya başlamışken baskın ve ofansif oyunla ve sezonun sürprizi Choupo-Moting ile sezonu sürdüren Nagelsmann lige tekrar ağırlığını koymayı başardı. Lige geri dönüşünden sonra adapte olamayan Schalke deplasmanına gidecek takımın bir galibiyet daha alıp Dünya Kupası arasına lider girip Wintermeister yani kış şampiyonu olması olası bir sonuç. Taraftarlarının endişe etmelerine belki neredeyse tüm kadronun Dünya Kupası’na katılışları olabilir. Bu maçta sahaya çıkan ilk 11 ve yedek kulübesinden dahil olan 3 isim daha Katar’da milli formalarını giyecekler.

Bayern’in insanüstü performansı olmasaydı bu hafta Frankfurt ve Wolfsburg’un performansları daha çok ses duyurabilirdi. Glasner’in ekibi Şampiyonlar Ligi’ndeki olağanüstü sezonun yanında ligde de üst sıralara tırmanmaya başladı. Yeni transferlerin çoğundan yüksek fayda sağlayan Glasner takımıyla birlikte oyuncularını da yukarı taşıdı. Öyle ki Mario Götze lige dönüşünden sonra Milli Takım’a da dönüş yapıyor ve Katar’da yer alacak ki 2014’te Brezilya’daki kupada finalde Arjantin karşısında attığı gol hala hafızalarda neredeyse taze denebilir.

Wolfsburg da çakılan bir uçak gibiyken tekrar yüzünü yukarı çevirdi. 7 maçtır yenilmeyen Niko Kovac’ın takımı son 3 maçını da kazanmayı başardı. Van de Ven’in damga vurduğu maçta rakibe pek pozisyon vermezlerken topa az daha sahip olup daha efektiftiler.

 

Haftanın Oyuncusu

Fransa Ligi, yetenekli Afrika kökenli oyuncuların kabiliyetlerinin altyapılardaki kaliteyle desteklenmesi ile Avrupa liglerini beslemeye devam ediyor. Öyle ki artık Fransa 3. Ligi’ndeki vasatın altında bir forvet bile örneğin Süper Lig’de fark yaratabiliyor. Bundesliga’ya merceği tutarsak zaten senelerdir Thuram, Plea, Nkunku, Simakan, Diaby ve daha nice yetenekli Fransız oyuncuyu keyifle seyrediyoruz. Ama Eintracht Frankfurt bu sene bir cevher buldu ve Nantes’tan bu yaz bedelsiz transfer ettikleri Kolo Muani bu sezon çıktığı 22 maçta 7 gol 11 asistle maç başına gole etki açısından yüksek bir orana sahip. Henüz 23 yaşındaki oyuncu Frankfurt’un Şampiyonlar Ligi’ndeki performansına da bağlı olarak yıldızını daha da parlatabilir ama bu hafta Lindströmle kurdukları ortaklıkla Hoffenheim savunmasına zor anlar yaşattı. Fransız milli takımının da 2 kez formasını giyen oyuncunun gelişimini takip etmekte fayda var.

Haftanın Genç Oyuncusu

Fransızlardan bahsederken bir diğer yıldız adayını da anmakta fayda var. Bayern’e transfer olduğunda herhalde Bayern 2’ye gider diye düşünülen Mathys Tel’i Nagelsmann A takıma aldı ve süre verdiği 7 lig maçında genç Guadalupe asıllı Fransız oyuncu 163 dakikada 3 gol atmayı başardı. Top ayağına her geldiğinde kısa sekanslarda dahi klası belli olan oyuncu 20 Milyonluk bonservis bedelinin günümüz şartlarında oldukça ucuz kaçtığı imajını şimdiden veriyor.

Haftanın Portresi:

Hafta içi mesaisinde ev sahipleri konuklarını pek iyi ağırlamadı. 9 maçta haftanın deplasmandan sağ çıkan tek takımı, hafta sonu Union karşısında farklı galip gelen Leverkusen oldu.  Sezon içerisinde bu sadece 8. Haftada yaşanmıştı ki o hafta tek kaybeden Schalke’ydi ve formları gereği bu da pek sürpriz değildi. En kötü ev sahibi Leipzig. Teknik direktör değişimine rağmen bu sezon 7 maçta 6 galibiyet 1de beraberlik aldılar. Evlerinde 7 resmi maçlık galibiyet serileri var ve bunlardan birinde Real Madrid’i ağırladılar. Bayern de bu takımlardan biri sayılabilir ancak Gladbach ve Stuttgart ile berabere kalarak kritik puanlar kaybettiler. Son resmi maçta Allianz Arena’da 3 golden az yiyen tek Inter oldu. Sırasıyla Plzen ve Freiburg’a 5, Mainz ve Bremen’e de 6 attılar. Yani kendi evlerinde büyük takımlara dahi hata payları düşük olan Bayern ve Leipzig’e konuk olan oyuncular için de bu durum daha da fazla baskı yaratabilir.

 

Haftanın Bekleneni Veremeyenleri

Svensson ve Mainz son 3 haftadır ne tat veriyorlar ne de puan alabiliyorlar. Mağlubiyet serileri 3’e çıkarken bu hafta ligin zayıf halkalarından Schalke’ye kaybetmeleri endişeleri daha da arttırmaya başladı ve muhtemelen bir an önce kış arasına girmek isteyeceklerdir. Aslında deplasmanda iyi bir karneleri olan ve 8 maçta 12 puan toplayan takım her ne kadar bugün Schalke deplasmanında kaybetse de asıl endişe verici kısım evlerinde kaybettikleri puanlar. Ev sahibi takım istatistiklerine bakarken onların bu tabloda ligin sondan 2. takımı olmaları inanılır gibi değil ve 6 maçta sadece 6 puan toplayabildiler. Ligde son sıralara aday bu sezon çok takım var ve Mainz’ın oraya yaklaşması pek olası değil ama bu kadar kötü bir seri de pek onlara has bir durum değil. Orta saha direnci son 3 maçta felaket ve hafta sonu evlerinde Frankfurt’u ağırlayacaklar. Frankfurt’un da formu göz önüne alınırsa işleri daha da zor gözüküyor. Svensson’un önde ısıran, dirençli profiline dönmesi gerekiyor.

Yorumlar