Haftanın Maçı
İki takım da ligin en sempatiklerinden olmasa da Augsburg ve Leipzig, taraftarlara oldukça heyecanlı ve çekişmeli bir maç izletti. Augsburg maçın genelinde Maaßen’ın ofansif ve ileride ısıran oyunuyla Rose’yi şoke uğrattı. Freiburg’da en iyi sezonunda 5 gol atabilen Demirovic, Augsburg’da 11 haftada bu skoru buldu. Yine Fenerbahçe’de göz dolduramayan Berisha önemli silahlardan biri haline geldi. Bu pozitif tablo 66’da Iago’nun rakibine yaptığı kontrolsüz müdahale sonucu son yarım saatte değişti. Onun atılışı ile baskı yiyen takım 7 dakika dayanabildi. Rose’nin iki İspanyol Novoa Ramos ve Dani Olmo hamleleri ile ileride daha da kalabalık Leipzig son dakikalarda 1 puanı kurtardı. Maç biraz daha uzasa bu momentumla öne geçmeleri de sürpriz olmazdı. Maaßen’ın hücum oyuncularını defansiflerle değiştirişi ile geride oyunu kaybetmesiyle geçen sezonki Augsburg ayarlarına döndüler. Maaßen bu sezon getirdiği ilerideki hücum oyuncularının defansif katkıları başka bir çehre çiziyordu ve bu oyun planına sadık kalırlarsa alt sıralardan daha uzak bir sene geçirebilirler.
Haftanın Takımları
Bu hafta da bol gollü karşılaşmalar izledik ama Mainz’ın Köln’e bu kadar baskın kazanması biraz beklenti dışıydı. Kırmızı kart etkin bir faktör olsa da 11 kişi iken de Köln sadece Maina ile bir pozisyon yakaladı. Belki bu kadar farklı kazanamazlardı ama Mainz en başından beri daha ofansif taraftı ki gol bulmada sıkıntı çektikleri maçlara da sahiptiler. Svensson’un gelişi ile Avrupa Kupalarına giden sıraları koklayıp istikrarsızlık sebebiyle aşağı inen takım bu maçtaki ofansif oyununu diğer maçlarda gösterirse daha büyük bir şansa sahip olabilirler. Haftanın diğer kahramanı ise ligin lideri Union Berlin’i evinde deviren Bochum’du. Alt sıralarada demir atan Nordrhein Westfalen ekibi, kolay kolay gol yemeyen rakibine 2 gol atmayı başardı. Pozisyon olarak çok zengin olmayan maçta geçen hafta Dortmund’a karşı 2 gol bulan Haberer bu sefer ilk yarıda Ordets’in sert müdahalesi sebebiyle maçı tamamlayamadı. İkinci yarıda ofansif hamlelerle Fischer elindeki kozları sahaya sürse de son dakikalarda eski Bochumlu Pantovic ile gol bulabildi. Geçen hafta Union Berlın’ın xG sıralamasında ligin sonunda yer aldığını söylemiştim ve bu hafta gol yollarında pek zengin olamayışları, 2 farkla gerize düştüklerinde cezalandırılmış oldu. Yardımcı istatistikler bütünü anlamak için yeterli olmasa da etkileri er ya da geç anlaşılıyor.
Haftanın Oyuncusu
Frankfurt’un Gladbach gibi zor bir deplasmanda farklı kazandığı haftada Glasner’in gençleri Kamada ve Lindström damga vurdu. Kamada’nın arada iniş çıkışları olsa da Lindström geldiği günden beri çıktığı birçok maçta enerjisini ve hırsını en üst düzeyde ortaya koymaya çalıştı. Geçen sezona göre bitirişleri de daha iyi ve dolayısıyla potansiyeli merak konusu. Aslında Frankfurt’un Avrupa Ligi’nde kupaya uzanmasıyla birçok oyuncunun gitmesi muhtemeldi ama kadrolarında Lindström gibi bir oyuncuyu tutmayı başardılar. Kostic’i kaybetmelerine rağmen ofansif güçleri hiç de fena değil.
Haftanın Genç Oyuncusu
Haftalık geleneksel Jude Bellingham övme köşemize yine geldik. Acaba kolaya kaçmak gibi mi oluyor diye düşünsem de onun performasının 1 dakikasını bile izleyince ne kadar şanslı olduğumuz aşikar. Moukoko’ya bile etkisi oyun içi ve dışında büyük olabilir. Real Madrid söylentileri her geçen gün artıyor ve onu da alırlarsa tavladaki gibi tüm kapıları kapatmış gibi olacaklar. Bir diğer genç star Musiala da her hafta daha iyi oynuyor ve bu hafta da Ballon D’or genç oyuncu ödülünü hak ettiğini de göstermiş oldu. Ama mizah sayfalarının bahsettiği gibi adı Musi olup Barcelona’da olsaydı belki alabilirdi. Şaka bir yana Bayern’in uluslararası başarılarına rağmen iyi oyuncuların bu ödüllerde radar dışı kalışı maalesef sürmeye devam ediyor. Bu ödülleri toplayan oyuncuların daha az yetenekli olduğu anlamına gelmiyor ama kulüp takımlarına oyuncuların etkisi de baz alınmalı.
Haftanın Olayı: Kırmızı kartlar
Bu hafta çıkan kırmızı kartlar sonucu 2 maçın sonucu değişirken bir maçta da yenik durumda olan takım sürklase oldu. Hafta açılışında Köln 1-0 yenik durumdayken 28’de stoper Kilian’ın atılması ile Mainz baskısından daha büyük yaralar aldı ve maçı 5-0 kaybetti.
İlk 15 dakikada Freiburg’un açamadığı Werder Bremen, Friedl’ın atılışı ile daha geriye çekildi. Friedl bu maça kadar 10 maçın 3'ünde sarı kart görmüştü ve bu kartla da ceza tahtasının başına adını yazdırdı. İlk yarıda eksik olmalarına rağmen devre arasında gol yemeden giren Ole Werner’in ekibi, Freiburg akınlarına 56 dakika dayanabildi. Sonrasında da az adamla yine kompakt oynayan ve Pavlenka’nın da kalesinde iyi performans gösterdiği maçta Grifo’nun Panenka penaltısına engel olamayıp deplasmandan elleri boş döndüler.
Son olarak şaşırtıcı biçimde ilk yarıyı Leipzig’e karşı 2-0 ile kapatan Augsburg attığı 3. golden sonra Iago’nun yaptığı aşırı gereksiz faul sonrası 10 kişi kaldı. Bu karttan sonra da geri sayıma erken başlayan takım çok kıymetli bir 3 puanı da elinden kaçırmış oldu.
Haftanın Bekleneni Veremeyenleri
Bayern’in henüz liderliğe geçememesinde büyük payı olan Urs Fischer ve ekibi bu hafta sürpriz biçimde lig sonuncusu Bochum’a kaybederek, yıllardır tekerrür eden Bayern hegemonyasının bu sezon durdurulma umudunu zedeledi. Aslında sezon boyunca beklenenden fazlasını veren mütevazı kadrolu Union’dan her hafta beklenti daha da yükseldi. Ayrıca Frankfurt karşısında farklı kaybeden Farke ve Gladbach da kronik rahatsızlığı istikrarsız sonuçlardan bu sezon da çekiyor. Üzerine defansın basit hataları da Farke ile gelen yukarı ivmeye biraz gölge düşürdü. Wolfsburg ve Leverkusen gibi takımların kötü bir sezon geçirdiğini düşünürsek bu sezon orta halli takımlardan bir kaçı gelecek sezon Avrupa Kupaları’na katılabilir ve potansiyel gereği Gladbach da katılması gereken takımlardan ama bunu onların da istemesi lazım.
Yorumlar