Bundesrapor  #32

Bundesrapor #32


Ligin kazananı belli olsa da Avrupa Kupaları ve ligde kalma mücadelesi devam etti. Bol gollü ve mücadele gücü yüksek bir hafta oldu.

Açılış maçında ligde son maçlarını oynayan Fürth’ü ağırlayan Union, Avrupa kupaları mücadelesinde düşmesi kesinleşen rakibinden büyük bir yara aldı. Gelecek sezon takımın başında olmayacak Leitl gelecek sezon büyük bir ihtimalle Bundesliga 2 ekibi Hannover ile çalışacak ama kalan maçlarda takımı hiç de dirençsiz değil. İlk yarıda Union karşısında pozisyonlar da buldular ve Covid sonrası dönen takımın bu sezon en parlayan isimlerinden olan Leweling hücumda Hrgota ve Ngankam ile aktifti. Hrgota ile güzel bir gol bulup ilk yarıyı önde kapattılar. Bunun üzerine ofansif değişiklikler yapan Fischer hücum gücünü arttırdı. Geçen hafta Leipzig karşısında harikalar yaratan Michel bu hafta da rakibin zaafından faydalanıp takımı adına beraberlik golünü atsa da kalan sürede devamı gelmedi. Haftaya Avrupa Kupaları için Freiburg deplasmanına gidecekler.

Haftanın maçı düşme hattındaki 6 puanlık Bielefeld – Hertha maçıydı. Yavaş ve düşük tempolu başlayan karşılaşmada temsilcimiz Burak İnce 11’de başladı ama geçen hafta Köln maçında kaçırdığı kritik pozisyon kadar net pozisyonlar bulamadı. Takımın çalışkanları Okugawa ve Wimmerdi. Hertha tarafı daha planlıydı ve topa sahip olduğunda daha bilinçli ataklar geliştirdiler. Tousart ile öne geçtikten sonra ikinci yarıda da pozisyonlar yakaladılar ve maçın sonuna doğru sonradan oyuna giren Wohlschläger’in getirdiği topta Mittelstädt ile fişi çekebilirlerdi. Bu şans kaçtığı gibi uzatmalarda Nilsson ile Bielefeld durumu eşitledi. Ortega’nın degaj üstüne degajı sonuç verdi. Hala şansları çok zor ama bu gol onların umudunu bir hafta daha tuttu.

Bir diğer alt kısmı ilgilendiren maçta Stuttgart Wolfsburg’u ağırladı. Maçın ilk bölümünde Brooks’un köşe vuruşundan gelen golüyle Stuttgart kabusla başladı. Pozisyon hazırlamada sezon genelinde sıkıntı çektikleri gibi bu maçta da sorun yaşadılar. Uzaktan çekilen şutlar yavaş kaldı. İkinci yarıda daha yerden kısa paslarla rakip ceza sahasına gittiler. Topu ortadan taşıyıp daha sonra çizgilere atıp içeri ve arka direklere çevirdiler. Maçın son bölümünde de Millot’nun asistinde Führich’in golü bu şekilde geldi.

Dortmund maçı haftanın ilginç maçlarındandı. Bochum hızlı başlayarak 2 farkla bir anda öne geçti. Defansif problemler ve Akanji bu gollerin başrolündeydi. Rose taktiksel müdahaleleriyle maçı çevirdi ve Dortmund için mutlu sonla bitecek gibi dururken Bochum tekrar çevirerek aksiyon üzerine aksiyon koydu. Maçta 3 adet elle müdahale sebebiyle penaltı kararı çıktı ve bunların 2’sini Dortmund Haaland ile gole çevirirken Bochum’da Pantovic skor buldu. Dortmund öne geçtikten sonra Locadia ceza sahasında çok rahat topu kontrol edip kaleyi gördü ve Akanji yine pasifti. Sonra da Witsel’in elinden seken topla penaltı ile Bochum öne geçti ve maç bu şekilde absürt biçimde sonlandı. Dortmund’un hücumcuları kötü bir performans göstermeyip geriye düştükten sonra iyi reaksiyon gösterdiler ama kronik problem defansif hatalar Dortmund’un belki de Bayern’den daha büyük bir rakibi. Bynoe-Gittens yine kısa sekanslarda kalitesini gösterdi. Reis ise takımını ligde tuttu ve son 3 deplasman maçının 2’sini kazanmış oldu.

Ligin bu seneki sempatik takimi Köln, oyunu pek sempati toplamayan Augsburg’a konuk oldu ama ev sahibi için hafta sonunu zehretti Augsburg’un derin savunmasında soldan gelen pasla topla buluşan Thilmann golü atarken yine benzer noktadan çok rahat pozisyon bulan Uth farkı arttırdı. Köln’ün taç organizasyonu harikaydı ve taçta topla buluşan oyuncuya Augsburg iki oyuncuyla basarak alanlarını boşalttı. Penaltıyla farkı da daha artırarak rahatladılar. Augsburg ise maçtaki tek organize atağını Niederlechner’in golünde yaptı. Defanstaki uykululuktan dolayı bu gol yeterli olmadı. Maç sonundaki kontra ile Modeste şık golüyle maçı bitirdi. Böylece Union’un Cuma günü puan kaybetmesiyle Avrupa için şansları arttı.

Şampiyon Bayern kesinleşen ünvanı ile Mainz deplasmanına gitti ama Şampiyon gibi oynayamadı. Kutlamalardaki zafer ve dökülen biralar sebebiyle belki de hala sarhoş olan rotasyonlu takım ilk dakikadan itibaren Mainz baskısına hapsoldu. Burkardt Ulreich’ı birkaç kez denedikten sonra uzaktan golü buldu. İkinci gollerinde köşe vuruşunda kale önünde Bayernlilerden çok Mainz oyuncuları vardı. İlk yarının ortalarında hareketlenen Bayern alıştığımız hızlı çıkışlarına başladı ve ikinci tehlikeli ataklarında ligin muhtemel gol kralı Lewandowski ile golü buldu ama Choupo Moting pozisyonu iyi hazırladı. Gerideyken Bayern ileriye daha kalabalık çıktı bu da Mainz için boşluk demekti. Onlar da bunları değerlendirdiler. 3’ü bulmanın yanında farkı daha da arttırıp bir önceki haftaki şampiyonluk fotoğrafının üzerine büyük bir leke düşürebilirlerdi.

Avrupa kupası mücadelesinde Freiburg, Sinsheim’da Hoffenheim karşısına çıktı. İlk yarının ilk bölümünde Freiburg daha çok istediğini yapan ve ileride basıp Hoffenheim’ı zorlayan taraftı. Höler’in savunma arasına girip attığı ara pasında Sallai ile öne geçtiler. 3’lü tandemde Schlotterbeck ortada yer alırken arada o da topu taşıdı. Solda Kübler, Raum karşısında zayıf kaldı ve golü de Alman Milli Takımının sol beki Raum’un yerden çıkardığı topta ayağını sokan Kramaric attı. Bu topta Lienhart uyurken Flekken de onun topu keseceğini düşünerek topa hareketlenmeyerek gole engel olamadı. Golden sonra Hoffenheim daha da ivme kazandı ama net pozisyon olmayınca ilk yarı berabere sonuçlandı. İkinci yarı art arda gollerle başladı. Önce Stiller, ilk golü atan Kramaric’in hazırladığı atakta takımını öne geçirdi ama fazla sevinemeden Günter’in eski takım arkadaşı Baumann’a uzaktan hızlı şutuyla skor tekrar eşitlendi. Golden sonra ivme arttırdılar duran toptan da Höler ile gol bulundu. Duran topta Leverkusen’den sonra en tehlikeli takım Freiburg. Yorulan Höler ve Salali’yi kenara alıp Jeong ve Demirovic’i pres için oyuna soktu ve Jeong ilk topla buluşmasında golü de bularak takımını 2 farkla öne geçirdi. Devamında da farkı arttırmak için şanslar buldular ama bunlar gole çevrilemeyince Hoffenheim oyunda kaldı. Rakip yarı alana daha kalabalık gittiler ve kanat bekler daha da içe girmeye başladı. Bir gol de Raum’dan geldi. Dolayısıyla geçen haftaki son dakikada gelen Gladbach şoku sebebiyle Freiburg için gerilim arttı. Bu trajedi tekrarlanmadı ve Pazartesi’ne kadar olsa da Şampiyonlar Ligi potasına girdiler.

Pazartesi maçları her ne kadar yoğun protestolar sonucu kaldırılsa da 1 Mayıs İşçi Bayramı sebebiyle bu hafta istisnaiydi. Şampiyonlar Ligi noktası henüz kesinleşmeyen ve 4. sırayı Cumartesi günü kaybeden RB Leipzig, Gladbach’a konuk oldu. Hütter’in Gladbach’ı taraftarın takımın içindeki isteksiz oyuncular hakkında pankartlarla serzenişte bulundukları maçta sürpriz biçimde galip geldi. Hütter’in kanat beklerini daha da çizgiye çekti. Embolo sırtı dönük olarak top tutarak ve pas dağıtarak ilerideki istasyon oldu. Ayrıca savunma arkasına atılan derin paslarda Hoffman arkaya sarktı ve golleri bu iki oyuncunun katkısıyla elde ettiler. Elvedi’nin atılmasına ve ikinci yarıda artan Leipzig baskısına rağmen skoru tuttular. Leipzig tarafında savunma bu hafta tanınmaz haldeydi ama Andre Silva ve Nkunku mağlubiyete rağmen çok iyi bir hücum performansı çıkardılar. 5. sıraya gerileyen Leipzig’in fikstürü rakiplerine göre daha kolay gözükse de Augsburg’un ve Bielefeld son haftalardaki tipik ligde kalmak için varını yoğunu koyan alt sıra takımı profilinde oynayabilirler.

Şampiyonlar Ligi katılımının bir diğer talibi Leverkusen evinde Avrupa Fatihi Frankfurt’u ağırladı. Barcelona’yı eledikten sonra deplasmanda West Ham’ı da 2-1 ile geçen Glasner yoğun maç temposu sebebiyle zorunlu bir rotasyona gitti. Genelde sonradan oyuna dahil olan Paciencia, Hauge ve Ache ilk 11’de başladılar. Defans 3’lüsü ara paslarda Leverkusen hücumcularını tutamadı. Diaby’nin hızının yanına derin pasları da denkleme oturunca goller ve pozisyonlarla Trapp’ı bunalttılar. Paulinho’nun ve Schick’in gollerinde Diaby ayak dışı şık asistler yaparak takımının 3. sırada kalmasına büyük katkıda bulundu. Ayrıca Schick ligde attığı 22. golle 2005/06 sezonunda 21 gol atan Dimitar Berbatov’un ligde Leverkusen formasıyla en çok gol atan yabancı oyuncu rekorunu da kırmış oldu. İkinci yarı Glasner değişikliklerle daha fazla pozisyon buldu fakat bunlar pek olgun değildi. Bu sonuçla Leverkusen gelecek hafta Hoffenheim karşısında kazanırsa Şampiyonlar Ligi’ni garantileyecek.

Yorumlar