Bundesrapor  #28

Bundesrapor #28


Milli maç arası sonrasındaki haftada üst sıraları ilgilendiren çok önemli maçlar vardı. Lider Bayern Avrupa Kupaları’na katılmayı hedefleyen Freiburg’a konuk olurken Dortmund ise Tedesco ile yükselişteki Leipzig'i bonkörce ağırladı.

İkinci yarıda alçalsa da tekrar toparlayan, Bundesliga 2 karmasına benzer kadrosuyla yine Avrupa kupalarına katılma mücadelesi veren Fischer bu hafta Köln’ü ağırlayıp kazandı. Köln de Konferans Ligi’nin en önemli adaylarından ve bu maçta hem defansın kritik müdahaleleri hem de Schwäbe’nin kurtarışlarıyla ilk yarıda oyunda kalarak bitirdiler. İkinci yarıda takımın bayrak ismi denebilecek Hector’un geri pası ile Awoniyi takımını öne geçirdi. Bu golden sonra da Union daha çok kontrolü elinde tutup pozisyonlarda üretti. Elinde kulübede çok fazla hücum alternatifi olmayan Baumgart da karşılık vermiş olmasına ve topla oynamayı da ikinci yarıda önde götürmesine rağmen Köln, bu maçta rakip kaleyi yeterince tehdit edemedi ve Berlin’den mağlup ayrıldılar.

Karlı bir haftada Bayern, Europa Park Stadyumu’na ilk kez gelse de ilk yarıda pek hoş karşılanmadı. Freiburg ilk yarıda Bayern hücumlarını iyi savuşturdu ve kazanılan toplarla da hücuma geçtiler. İlk yarıdaki bu başa baş mücadelede takımda tek sırıtan Sallai’ydi. İkinci yarıda duran topla gelen golle Bayern durumu değiştirdi ve Freiburg da artık daha çok adamla rakip kaleye gitti. Kontratı yenilenen Joker Petersen girdikten 17 saniye sonra skoru buldu ve işini yaptı. Bu golden sonra momentum Freiburg’a doğru kaymasına rağmen kenara milli maçta ufak sakatlığı da bulunan Lewandowski’yi almıştı ve ikinci yarıda sahaya sürdüğü Gnabry oyuna skor da dahil olmak üzere yüksek etki etti. Bayern hücumları daha da hızlandı ve tekrar eşitliği arayan Freiburg savunma önceliğini terk edince fark da arttı. Maça damga vuran ise Nagelsmann’ın son bölümde oyuncu değişiklikleri yaparken Coman’ı oyunda tutarak sahada 12 oyuncuya sahip olmasıydı ama bu hata hakem pek iyi maç çıkarmasa da farkedildi ve neyseki 17 saniye fazla adamla oynasalar da gol bulmadılar. Aksi taktirde geçersiz sayılacaktı. Bununla alakalı ekstra bir yaptırım olur mu bilinmez fakat ikinci yarı Bayern iyi oyunuyla puan farkını sürdürdü. Freiburg’un itiraz etmesi bekleniyor.

Hoffenheim geçen senelerdeki gibi ligin aşağı yarısında olmayıp Avrupa yarışında. Acaba bu sezon Nagelsmann ile yakaladıkları Şampiyonlar Ligi fırsatını bir daha bulabilirler mi diye düşünecekken bu hafta Bochum’a evlerinde kaybederek hem az sayıdaki taraftarını hem de kamuoyunu sakinleştirdiler. Lige bu sezon Bochum ile geri dönen Asano’nun hem uzaktan hem de bire bir kalarak Baumann’ı avladığı maçta, milli takımdaki sol bek pozisyonunu devralmaya başlayan Raum’un şık golü Hoeneß’e yetmedi. Defanstaki serkeşlik Hoffenheim’da bu maçta da kendini gösterdi. Riemann’ın degajında Asano, stoper olmamasına karşılık Hoeneß tarafından ısrarla defansif roller verilen ve benim buna iki sezondur yanıt aradığım Grillitsch ile eşleşince rakibini kolay geçip gidip golü attı. Onun golünden önce ilk yarı da Pantovic de yine defans arkasına sarkmış ama kaleyi tutturamamıştı. Hoffenheim her ne kadar hücum aksiyonlarına girişse de rakibinin gerisinde kalarak Avrupa Kupaları mücadelesinde işini zorlaştırdı. Bu haftadan önce Freiburg ile arka gruptan kopup 5 ve 6. sıralarda rahatlamışlardı ki Union geri döndü. Ayrıca Mainz’ın da bir maç eksiği var.

İlk yarı her ne kadar düşüşlerini ilan etsem de Leitl ve Fürth, Bundesliga’daki takımların hayatlarını zorlaştırmaya devam ediyor. Son 5 maçta Köln ve Freiburg’dan sonra Frankfurt’tan da puan olarak Avrupa potasındaki takımların paraziti olmuş durumda. Kaleci Linde’nin harika performansının yanında ilk yarıda Hrgota ve ikinci yarıda Leweling ile pozisyonlar da buldular ama mevkidaşı Trapp da bu vuruşlara geçit vermedi. Geçen sezonki gibi bu sezonda dar rotasyonla oynayan Glasner çok fazla müdahalede de bulunmayarak Leitl’ı 1 puanla gönderdi ki Lammers ve Hrustic’i belki değerlendirebilirdi. Hoffenheim ve Freiburg’un kaybettiği haftada alacakları galibiyet onları üst gruba dahil edebilirdi.

Son 3 maçında yenilmeyerek tekrar ayağa kalkan Stuttgart bu hafta da zorlu Bielefeld deplasmanından puan çıkardı. Takımına pozitif katkı vermesine alışık olduğumuz ve sezonun en başarılı gençlerinden olan Wimmer’in sebep olduğu penaltıyla Stuttgart ile birlikte performans olarak geri dönen Kalajdzic takımını erken öne geçirdi. Tomas ve Marmoush ile de kritik şanslar buldular ama bunları horca harcadılar.  İkinci yarının ilk bölümünde Serra’nın arkaya aşırdığı harika topta Bielefeld Krüger ile golü bularak geri döndü. Sonrasında tedbiri pek elden bırakmamaya çalıştılar. Buna rağmen uzun toplar için Klos ve kontralar için Okugawa’yı sahaya süren Kramer rakibi de tedirgin etmeye çalıştı lakin Matarazzo’nun ekibi galibiyet için daha çok yüklendi. Yine de Kramer’in ekibi Hertha’nın kaybettiği haftada 1 puan çıkararak en azından relegasyon noktasında kaldılar.

Geri dönüşlerin maçında Hertha, Leverkusen deplasmanına Magath ile çıktı. Ayrıca kaleci Schwollow ve Leverkusen’de Schick de geri dönse de Schwollow bir sakatlık daha geçirerek yerini Lotka’ya bıraktı. Schick’in ve Wirtz’in yokluğunda takımın ana silahı olan Diaby bu maçta da attırmaya devam etti. Lüks yedek Alario’nun golünden hemen sonra ikinci baharını yaşayan Bellarabi de atarak takımını 2 farkla öne geçirdi. Bu arka arkaya gelen gollere rağmen ikinci yarı başka bir Hertha vardı. Magath ile ilginç biçimde daha ofansif bir rolde olan defansif orta saha orijinli Darida, gol bulmasının yanında kariyerinde belki de hiç olmadığı kadar pozisyona girdi. İkinci yarı Hertha hücum takviyesi bir türlü meyvesini vermeyince Şampiyonlar Ligi noktalarını sağlama aldılar.

Eski Schalke antrenörü Tedesco, Ruhr’a bu kez Leipzig’in başında geldi ama içi hala mavi gibiydi. Takımı Dortmund’a kendi evinde taraftarı Sarı Duvar’ın önünde Rose’nin ekibini ezdi. Maça aktif başlayan ve şanslar bulan taraf Dortmund’du. Bunlara rağmen maç boyunca Emre Can’ın kritik pas hataları ve çıkarken kaybedilen toplar Nkunku ve Laimer’i besledi ve geçen sezonu sakatlığı sebebiyle neredeyse birkaç maç harici pas geçen Laimer kariyerinin en güzel akşamlarından birini yaşayarak 2 gol ve 1 asistle takımına katkı sağladı. Değeri her gün artan ve lige Leipzig adına damga vuran Nkunku da Dortmund’un en kırılgan noktalarında çok kritik paslar attı. Dortmund tarafında en çok dikkat çeken Rose’nin 3. gole kadar kulübeye bakmamasıydı. İlk yarıdaki takımı ikinci yarıda olduğu gibi çıkardı ama eğer memnunsa çok büyük bir yanılsama değilse de kulübedeki oyunculara mı yeterince güvenmiyor şüphesini akıllara getiriyor. Bayern’in tek takipçisi konumundaki takımın bu maçta defanstaki çaresizliğini izleyenler, Bayern’e Şampiyonluk tepsisini verdi bile. Diğer yandan Marsch sonrası Tedesco’nun takımı aşağı sıralardan alıp yukarılara taşıyışı da bu sezonun en büyük hikayelerinden. Nkunku’dan maksimum verim almakla kalmayıp bu sezon defansif orta sahalarından da gelişinden itibaren çok iyi faydalandı. Freiburg ve Hoffenheim’ın inişli çıkışı durumunu görünce Leverkusen ile Şampiyonlar Ligi’ne gitmeleri muhtemel görünüyor.

Kohfeldt’in karantinada oluşu sebebiyle 25 yaşındaki Hollandalı yardımcı antrenör Vincent Heilmann ile Augsburg deplasmanına çıkan Wolfsburg bozguna uğradı. Kruse gibi takımdaki bir çok ismin hayalet gibi olduğu maçta Augsburg henüz maçın başında Iago’nun şık golü ile öne geçti. Ligin belki de en antipatik takımlarından olsalar da bu maçta Wolfsburg’a karşı hem isabet hem de mücadele olarak üstünlük sağladılar. Top rakipteyken uzun paslar ve hızlı ataklarla Pervan’ı ve dağınık 3’lü defansı zorlayan takım ikinci yarı arka arkaya attığı gollerle farkı da arttırdı. Wolfsburg adına sadece Nmecha ve Schlager ara ara parladı fakat takım olarak en silik maçlarından birini oynadılar.

Hafta kapanışına metamorfoz geçirip 4 kolla mücadele eden Sommer imzasını attı. Gladbach çok organize bir atakla öne geçip defanstaki defolara rağmen Sommer’in kurtarışları ile maçı uzun süre önde götürdü. Svensson, Burkardt ve Lee değişikliği ile rakip alanında takımı kalabalıklaştırıp daha riskli ama dikine bir oyunla Hütter’in kalesine gitti. Özellikle Lee Gladbach defans setini oldukça yıpratsa da son vuruş Onisiwo’dan geldi. En uç köşeye vurduğu şutta artık Sommer’in fiziki olarak bir şansı kalmamıştı. Hütter de defansif değişikliklere pek yanaşmayınca daha fazla dayanamadılar. Rakip bu kadar boş alan vermişken belki o da kontra ataklara yönelik birkaç isim oyuna alabilirdi ama Hütter zaten sezon başından beri takımı adına pek iyi B ve C planları oluşturamayarak sezonu heba etti denebilir. Mainz ise eksik maçıyla birlikte Avrupa Kupaları umudunu sürdürüyor.

 

 

Yorumlar