Haftanın açılış maçı son düdüğü göremese de çekişmeli ve bol gollü bir hafta izledik. Dortmund'un puan kaybıyla milli maç arası öncesi Bayern farkı tekrar 6'ya çıkardı.
Kötü bir sezon geçiren Hütter’i ağırlayan Bochum evinde taraftarından hep pozitif etki almıştı ve rakipler için zorlu bir deplasman olmuştu. Ancak bu sefer taraftarın eylemleri onların aleyhine bir sonuç çıkmasına neden oldu. İlk yarıda baskılı ve Gladbach defansının alanını daraltan Bochum net pozisyonlar da yakaladı. Bunları gole çeviremeyince devre golsüz sonuçlandı. İkinci yarının başında da daha atak taraf Bochum’du. Rakibi bu kadar baskı altına almalarına rağmen bir korner dönüşünde Netz’in uzun pasında Plea golle buluşarak pozisyon olarak kısır bir maç çıkaran Gladbach’ı öne geçirdi. Çok süre geçmeden yine Bochum atağa çıkarken kazanılan bir pasta formda Plea ve Thuram ikilisinin dahil olduğu atakta Embolo farkı 2’ye çıkardı. Gladbach’ın beklenilen gol istatistiği 1’e ulaşmasa da 2 golle önde götürüyorlardı. Bu golden sonra Bochum oyuncularının hala maçla ilgili umudu vardı ama yardımcı hakeme atılan bira bardağı buna da engel oldu ve oyuncular bir daha çıkmamak üzere soyunma odasına döndü ve maç da bu şekilde tescil edildi.
Geçen hafta Leipzig’e farklı kaybeden buna karşın ligin ikinci yarısında gösterdiği performansla hareketlenen Leitl’ın Fürth’ü bu hafta son yıllardaki en iyi sezonunu geçiren Freiburg’u konuk etti. Eksikleri sebebiyle 2 haftadır yedeklerde Freiburg II Takımından oyunculara yer veren Streich’ın ekibi buna rağmen ofansif bir görüntü verdi. Bugün zayıf kalansa isabet ve son pas tercihleriydi. İlk yarıda hatta oyun kurulumunda önde olan taraf olsalar da daha tehlikeli ataklar Fürth tarafından geldi ve Hrgota ve Tillmann baş aktörlerdi. İkinci yarı Leitl’ın ekibi daha derin bir defans çizgisiyle çok kalabalık ileri çıkmadan oynadılar keza Freiburg’un atacağı bir golde tekrar beraberliği yakalamak oldukça zor olacaktı. Haberer’in bir topu direkten döndü ve Freiburg baskıyı son bölüme girerken arttırdı. Streich da tüm ofansif kozlarını kullandı ama maçın temposu faul ve taç atışlarıyla düşünce sahadan 1’er puanla ayrıldılar. Gelecek hafta Bayern’i ağırlayacakları için bu maçta alacakları bir 3 puan onlar için oldukça değerli olabilirdi. Her ne kadar görüntü olarak Şampiyonlar Ligi’ne katılım mücadelesinde olsalar da takım olarak Avrupa Ligi’ne katılım sezon için başarı olacaktır. O yüzden Bayern maçından alınacak puan veya puanlar ayrı bir önem teşkil ediyor.
Son mağlubiyetle yolun sonuna gelen Korkut’un yerine Hertha, ligin eski kurtlarından Magath ile anlaşmış ancak yeni antrenör Covid sebebiyle takımın başında olamasa da Hertha sürpriz bir Hoffenheim galibiyetiyle bir de maç eksiğiyle düşme hattında tekrar avantajlı konuma sahip oldu. Bu maçta Schwollow, Boyata gibi eksiklerine kavuştu ve Korkut sonrası ilk maçında ideale yakın bir 11 ile çıktı. Hoeneß ise Kaderabek ve Grillitsch gibi önemli isimlerden Covid sebebiyle faydalanamadı. Hertha İlk yarı agresif başlayıp rakip defanstan kapılan toplarla pozisyonlar yakaladı. Stoperden 6 numaraya geçen Stark ile ortada direnç oluştu. Bu maçta özellikle duran toplarda çok etkililerdi ve skora etkisi oldukça büyüktü. Hoffenheim buna karşılık ataklar bulmasına rağmen bunlar yeterince olgun değildi. Şuta çevrilebilen pozisyonlardan (8) ise hiçbiri kaleyi bulmadı. Topla daha fazla oynamalarına rağmen Hertha setini aşmakta zorlandılar ve hücumda tanınmaz haldeydiler. Bu tanınmazlığa Hertha da katılabilir zira ikili mücadelelerde en başarılı oldukları maç olabilir.
Son maçlarını Dortmund’a karşı oynayıp kaybeden iki takımın karşılaşmasında Covid arasından dönen Mainz, düşme hattından çıkmaya çalışan Bielefeld’i ağırladı. Maça hızlı bir Burkardt golü ile başlayan Svensson’un ekibi Bielefeld’in savunma oyuncularının ceza sahasında bilinçsiz mücadeleleriyle tam 3 penaltı kazandı. 3 penaltıyı da farklı oyuncular gole çevirdi. Bielefeld hücumda etkisiz olunca ve Mainz defansına baskı yapmayınca Mainz’ın 3’lü savunma hattı da ataklara dahil olarak Ortega’yı bunalttı. Bu felaket maç sonrası art arda 4. maçlarını kaybettiler.
Union karşısında son dakikalarda 1 puanı kurtaran Stuttgart evinde Augsburg’u ağırladı. Bu haftaki karşılaşma da dram ve heyecan dolu geçti ve sonunda düşme hattından çıktılar. Geçen hafta tekrar başlayan Sosa – Kalajdzic bağlantısı bu maçta da ilk duran topla harekete geçse de golü atan Anton oldu. Stuttgart tüm gollerinde duran top sonrası buldu ve akan oyundaki eksiklerini tamamladılar. Augsburg 2-1 öne geçtikten sonra ikinci yarı defansif kalmasına karşın oyunu son çeyrek saate kadar tutabildiler. Maça damgasını vuran Marmoush güzel bir frikik golü attı. Bu golden sonra daha yoğun baskı uygulayan Stuttgart’ta son darbeyi geldiğinden itibaren takım için itici bir güç haline gelen Tiago Tomas yaptı. Augsburg pozisyon hazırlanışında ve rakibin zaafını değerlendirmede iyi olsa da geriye yaslanınca skoru kolay kolay koruyamayan bir ekip. Böylece onlar da düşme hattında kaldılar. Bir maçları eksik olarak 15. sıradalar ama teknik direktör değişimi ile tekrar hareketlenen Hertha ve son haftalarda iyi performans gösteren Stuttgart’a göre işleri daha zor. Augsburg son sezonlarda hep düşmeme mücadelesi verdi ve takım Almanya’da antipatik bulunuyor. Onların aklındaki soru ise; o sene bu sene mi?
Ligde son 2 haftada üst üste berabere kalan Bayern, Union karşısında galibiyeti farkla hatırladı. Takımdaki eksikler sebebiyle Nagelsmann’n 11’de şans verdiği Stanisic ve Nianzou, onun bu tercihini olumlu performanslarla doğruladı. Union son haftalarda toparlamıştı ama hala büyük takımlara karşı X faktör diye tabir edilen fark yaratan oyuncu rolünde Max Kruse’nin eksikliği görülüyor. Hücumda Bayern bildiğimiz gibi kalabalıktı ve bu maçta dikkat çeken skoru arttırdıktan sonra defansta gevşemenin olmamasıydı. Arkada da emniyeti kolay kolay bırakmadılar keza Union ligin en iyi kontra atak takımlarından biri. Lewandowski bu hafta bulduğu 2 golle 5 sezonda da 30 barajını geçmiş oldu ve bu alanda da Gerd Müller ile durumu eşitledi. Olağan dışı bir forvet izliyoruz ve Bayern’i sevmeyen taraftarlar bile bu makine karşısında saygı duymaktan ve gıpta etmekten başka bir şey yapamıyor.
Tedesco ile çıkışa geçen ve ilk 4’e yerleşen Leipzig bu hafta puan kaybetmesine rağmen sırasında kaldı. Frankfurt’a karşı evlerinde baskın ve karşı takımı bazen bunaltır derecede atakları oldu. İlk yarıda daha yerleşik bir biçimde karşı kaleye gittiler. Devre arası sonrası ise süre daraldıkça daha dikine paslarla ileri çıkıp takım olarak atağa kalktılar ve savunmadaki önlem seviyesini de azalttılar. Direkler ve Trapp bu ataklara engel oldu. Frankfurt ise ilk yarı pek olgun ve belirgin aksiyonlara giremese de ikinci yarı onlar da rakibin 3. bölgesinde alan bulmaya başladılar ama bunlar da Gulacsi’yi pek zorlamadı. Glasner ile ligin ortalarında oyun planları daha da otursa da üst sıralara yönelik sıçramayı istikrarsızlıktan dolayı bir türlü yapamadılar ama hala bunun için süreleri var.
Eksikleri sebebiyle hücumda zorluklar yaşayan Seoane 3’üncülüğü korumaya çalışıyor. Bu maçta Wolfsburg’a ara ara tempo düşse de ilk ve ikinci yarıda üstünlük kurdular. Bir türlü Pervan’ı geçemediler. Son vuruşlardaki isabet oranı ilk yarıda düşüktü. Kohfeldt’in ekibinde ise gelişi ile Wolfsburg’u hareketlendiren Kruse yine bu maçta da takımının A planıydı ve geriye de gelerek rakibin savunma arkasına arkadaşlarını kaçırmaya çalıştı. İkinci yarı ile iki takım da tempo yükseltti. Savunmada karşılıklı boşluklar verildi. Golsüz beraberliğe doğru giden maçta kırılma anı Seoane’nin Paulinho hamlesi oldu. Önce kendi becerileriyle sonra da Kerem Demirbay’ın ortasında takımına skor üretti ve Seoane’nin onun jokerliğe soyunmasına zaten oldukça ihtiyacı vardı. Ligde ara ara süre alsa da çok göze çarpan bir performansı yoktu. Bu maçla sezona izini bırakmış oldu.
Bayern’in önceki haftalardaki puan kayıplarıyla tüm taraftarların dikkatini tekrar toplayan Dortmund yine bir puan kaybıyla herkesi sakinleştirdi. Sezona damga vuran antrenörlerden Baumgart’ın bu hafta kadro seçimi oldukça zordu keza takımda bolca eksikler vardı. Horn ve Schaub’un şans bulduğu haftada Dortmund’a karşı iyi bir mücadele ortaya koydular. Rose de bu hafta uzun bir süre sonra Akanji, Haaland ve Reyna’ya 11’de şans verdi. Haaland’ın gelişine Dortmundlular otomatik olarak heyecanlansa da bu maçta son vuruşlarda bekleneni veremedi. Özellikle ikinci yarıda Schwäbe’nin kurtardığı pozisyon haftanın önemli anlarındandı. Onlar adına skoru maçın başında rakipte bir oyuncu tedavi sebebiyle kenardayken geçen sezonu kiralık olarak Köln’de geçiren Marius Wolf buldu. Kiralık sezonlardan sonra eksiklerin de etkisiyle daha fazla şans bulan Wolf takım adına son haftalarda çok iyi işler yaptı. Baumgart’ın ekibi ise Andersson ile ilk yarının sonunda skoru eşitleyerek soyunma odasına psikolojik olarak önde girdiler. İkinci yarı baskın taraf beklendiği gibi Dortmund oldu. Köln de şanslar buldu fakat isabet bulamadı. Yine de Dortmund’a karşı erken geriye düşüp puan çıkarmak yine beklenti üzerinde bir iş oldu ve onlar da Avrupa Kupaları yörüngesinde olmaya devam ettiler. Dortmund ise Bayern’in tekrar 6 puan gerisine düştü.
Milli maç arası sonrası ilk 5’teki takımlar karşı karşıya gelecek dolayısıyla çıkacakları maçlarda galibiyet 6 puan değerinde olacak. Dortmund evinde Leipzig’i ağırlarken Bayern, Freiburg deplasmanına gidecek. Haftaya Dortmund-Freiburg koalisyonu galip gelirse ligin sonlarına yavaş yavaş yaklaşırken ekstra heyecan getirebilirler.
Yorumlar