Geçen hafta Bayern’in puan kaybedişiyle gözler tekrar Dortmund’a döndü ve liderlik heyecanının gidişatı için onlar da gerekeni fazlasıyla yaptılar. Ancak bu sezon şaşırtıcı performans gösteren Köln, eksiklere rağmen Bayern fırtınasına karşı koyamadı.
Hafta açılışında Dortmund, Freiburg’a son yıllardaki en ağır mağlubiyetlerinden birini tattırdı. Nico Schlotterbeck ve Mark Flekken’in yokluğu sonucu Streich’ın ekibi 2 maçta kalesinde 7 gol gördü ve bu 2 maç öncesinde sadece 16 gol yemişlerdi. İki oyuncunun defansif becerilerinden çok gerideki organizasyon rolleri sebebiyle belki de savunma bu kadar deplase kaldı. Maç boyunca en net pozisyonu gol pozisyonu olurken o da ikinci yarı oyuna giren genç yetenek Schade’nin çabasıyla geldi. Her ne kadar Freiburg kötü gününde olsa da Dortmund’un oyun planının da hakkını yememek gerek. Ön alanda iyi baskı yaparak Freiburg’u yarı sahasına hapsettiler. Onları kendi silahları olan duran toplarla, hem de Meunier ile vurdular. Pas bağlantıları ve kaliteleri 3. bölgede hiç olmadığı kadar iyiydi. Bu oyunlarını sürdürebilirlerse ligin Şampiyonluk heyecanını zirvede tutabilirler. Bu güzel tabloya rağmen maç sonu Haaland’ın yönetimin yeni sözleşme konusunda darladığını ve onun sadece futbol oynamak istediğini söylemesi Dortmund taraftarının tekrar canını sıktı. Norveçli golcünün son Bundesliga sezonu olabilir.
Geçen hafta Leipzig’e farklı kaybeden Svensson, Niakhate, St. Juste ve Barreiro gibi eksik oyuncularına kavuştu. Reis da geçen hafta Wolfsburg’a karşı kazanıp takımını orta sıralara taşımıştı ve Bochum’un beklendiği gibi bir düşme hattı takımına dönüşmeyeceğini haftalardır üzerine koyarak gösterdi. Oyunun iki devresinde de Bochum’un rakibi savunmaya kilitlediği pozisyonlar vardı ve bir de penaltı pozisyonları oldu ancak öne geçemediler. Devre arası takviyesi Locadia da maçın son anlarında kritik bir pozisyon kaçırdı. Ancak maçın genelinde Mainz, mücadele olarak daha öndeydi. Oyuncuların sarf ettiği efor, St. Juste’ün golü sayesinde karşılığını aldı. Eğer skoru erken arttırabilselerdi maç sonuna kadar daha rahat geçirebilirlerdi. Maçın son anlarında fazlasıyla strese girip ara ara bocaladılar ve Svensson bu maçta da sarı kart gördü ve gelecek maç kenarda olmayacak. Mütevazı takımını en azından üst sıralara yakın tutmaya devam ediyor.
Eşleşmeyi görünce pek öyle hissettirmese de Şampiyonlar Ligi mücadelesinde Union, Hoffenheim’ı ağırladı. Urs Fischer bu maçta geçen sezondan beri takımın belkemiklerinden sayılabilecek Friedrich Gladbach’a transfer olduğu için onsuz başladı. Onun yerini Freiburg’dan transfer edilen Heintz aldı. Geçen sezona göre daha istikrarlı olan Hoeneß’in ekibi erken öne geçti. Maç genelinde hücumda daha tehlikeli olan taraf da onlardı ama 6 dakika maçı önde götürebildiler. Voglsammer’in golü ile skor eşitlendi. İlk yarının kalan bölümünde Hoffenheim şanslar buldu ama skoru bulamadı. Maçın genelinde ikili mücadelelerde çok cılız kaldılar. Özellikle son bölümlerde kaybedilen toplarla momentum Union’a kaydı ve Leverkusen karşısında skor bulan Prömel bu hafta da doğru zamanda doğru yerde olarak dönen topu tamamladı. Geriye düştükten sonra kaleye uzak kalan Hoffenheim hücum hattı Luthe’yi geçemedi ve Union Berlin, Şampiyonlar Ligi potasına girmiş oldu. Geçen sezonun güçlü ekipleri Leipzig, Wolfsburg ve Frankfurt, teknik direktör değişimleri ile ortalıkta olmayınca Şampiyonlar Ligi’ne katılım için adı geçen takımlar da Freiburg, Union Berlin ve hatta bir ara Köln gibi mütevazı takımlar oldu. Realist olmak gerekirse onlar da takımlarının olası bir Manchester City veya Liverpool eşleşmesine çıkmasını istemezler ama takımların istikrar problemi sebebiyle gelecek sezon Devler Ligi’ne sürpriz bir Bundesliga takımı gidebilir.
Şampiyonlar Ligi yarışından bahsedince kadro kalitesi gereği Wolfsburg belki yakıştırılabilirdi ama Kohfeldt ile bu hafta da galibiyet bulamayarak Bremenleşme evriminde devam ediyorlar. Hertha ile yapılan anlaşma gereği Lukebakio’yu kullanamasa da kadrosu derin olduğu için Steffen gibi ligin bir diğer kanat hücumcusunu kullandı. Tayfun Korkut ise Suat Serdar ve Pekarik’ten yoksun çıktı. İlk yarı rakip yarı sahada tehlikeli olan taraf Wolfsburg’du ama atak organizasyonlarından ziyade daha çok bireysel inisiyatifler hücumu şekillendirdi. Kritik kurtarışlarıyla Schwollow en iyi maçlarından birini çıkardı. İkinci yarı Hertha hücumda biraz hareketlense de net bir şans yakalayamadılar ki xG’leri maç bitiminde 0.26’ydı. Seyir zevki düşük maçı neyse ki sadece görüntülü ve yazılı özetleriyle takip etme şansı buldum.
Stefan Baumgart takımın başına geldiğinde taraftar beklentisi en azından ligde kalma hattının üst sırasında ligi bitirmekti. Ama kasketli hoca kasketinden tavşan çıkararak takımı Avrupa potasına yanaştırdı ve dolayısıyla bu maç öncesi Bayern’e kafa tutmaları hele de eksikleri sebebiyle muhtemel görünüyordu. Henüz erken geriye düşüp baskı yiyerek bir anda Lewandowski’nin kariyer şovlarından birinin figüranına dönüştüler. Rakip kaleye gelmekte maç boyunda zorlandılar. Ana planlarından kanat ortalarında isabet düşüktü ve ilginç biçimde maç sonu topa daha çok sahip olan taraf olsalar da pas yüzdeleri düşüktü. Mark Uth bulduğu fırsatları değerlendirmeye çalıştı fakat bir kez kaleyi bulabildi. Onda da ofsayt sebebiyle gol geçerli olmadı. Yenilgiye rağmen Timo Hübers Bayern hücumuyla iyi boğuştu ve bolca ikili mücadele kazandı ama rakibin ön hattının efektifliğini anlatmaya gerek yok. Roca’nın yanına ikinci 6 Tolisso’nun gelişiyle geçen haftaya göre orta saha daha dirençliydi. Geçen hafta Musiala o bölgedeydi ve ileriye top da taşımaya çalıştığı için zorlanmıştı. Bu hafta o da kanatta iyi performans sergiledi. Solda Sabitzer, Davies kadar olmasa da sahanın en hızlılarındandı ve elinden geldikçe hücuma katkı verdi. Takımın hala 6 puan avantajı var ve Şampiyonlar Ligi fikstürü de gelince puan kaybetme lüksleri olmayacak. Stefan Baumgart ise maç sonu forma koleksiyonuna Neuer’i katmak için karşısında kasketini vererek takası gerçekleştirdi ve eve eli boş dönmemiş oldu.
Tedesco, alt yaş gruplarında antrenörlük tecrübesiyle futbol dünyasına adım attığı Stuttgart karşısında kazanarak çıkışını sürdürdü. Gelişiyle formu artan Andre Silva ve bu sezon en beğendiğim oyunculardan Nkunku golleri bulan isimlerdi. Hücum aksiyonlarında rakip çıkarken kazandıkları topları çok ölümcül noktalara aktarabilen oyuncular var ve Tedesco onların bu ara paslarını Marsch’a göre daha efektif kullanıyor. Matarazzo, hala takımı ile geçen sezonki havayı yakalamaya çalışıyor. Bu hafta daha fazla pozisyon buldular ama takımdaki tecrübe eksikliği göze çarpıyor. Bu hafta golle buluşan Castro belki takımda kalsa tecrübesiyle takımdaki diğer oyuncuları yönlendirebilirdi. Matarazzo’nun elinde şu anda belki seneler sonra ardı ardına patlayabilecek genç yetenekler var ancak şu andaki yetileri takımı ileri taşımaya yetmiyor. Dolayısıyla düşme hattında kaldılar ve bu takıma daha da çok stres yaratıyor.
Cumartesi’nin kapanışında Gladbach sahadan yenik ayrılsa da Sommer yine penaltılardaki geçilmezliğinin altını çizdi. Penaltı canavarı kurtardığı 2 penaltı ile kariyerindeki kurtarılan penaltı sayısını 23’e çıkardı. Maçın genelinde de yaptığı kurtarışlarla takımını maçta tuttu ama duran toplara engel olamadı. Leverkusen 30’a yakın şans yaratırken xG istatistiği 6.22 yakaladı ama İsviçreli kalecinin çabasıyla 2 golde kaldılar. Aslında topu daha çok ayağında tutan Gladbach olsa da kalitatif atakları oldukça azdı. Kaleye baskı kurduklarında Hradecky’i oldukça zorladılar ama maçta bunu ancak 3 kez yapabildiler ve birisinden gol çıktı. Leverkusen bu galibiyetle Şampiyonlar Ligi potasına girdi ve yakaladıkları istikrarla çıkışlarını sürdürüyorlar.
Pazar gününün açılışında çıkış yakalayan Frankfurt, öncelikle MLS YILDIZI RICARDO PEPI’NİN FORMASINI GİYDİĞİ AUGSBURG ile karşılaştı. Evet Augsburg da aynen bu modda her fırsatta Pepi’yi vurguladı ve ilk 11’de çıkan 20 Milyonluk Amerikalı oyuncu fena bir oyun koymadı ama sosyal medyadaki beklenti giderek artıyor. Maça dönersek Frankfurt güzel dikine bir oyunla Kamada ile öne geçti. Golde son haftalarda parlayan geçen hafta da gole etki eden Borre ve Lindström yine paya sahiplerdi. Bu golden sonra Augsburg bu sezon yaptığı en iyi ön alan baskılarından birini yaptı ve Frankfurt’un çıkmasına engel oldu. Tartışmalı bir golleri iptal olsa da çok geçmeden Grillitsch ile beraberlik sayısını buldular. O da skorer bir sezon geçiriyor ve forvetteki isimlerinde suskunluğunda skor yükünü çekiyor. İleride Niederlechner, Finnbogason gibi isimler gol bulamasa da bu sezon orta sahaları oldukça kalifiye. Arne Meier ve Nicklas Dorsch ikilisi hem defans hem de oyun kurulumunda takım adına iyi işler yapyorlar. Dorsch bu hafta kritik bir hata yapsa da sezon genelinde artısı daha fazla. Glasner’in ekibi maç boyunca daha tehlikeli pozisyonlar yarattı ama Kostic’in yokluğunda sol kanattaki etkinlikleri gözle görülür biçimde düştü. Yine orta alanda öndeki 3’lü oldukça kreatif ve bu da takımın pozisyon kalitesine yansıyor. Yine de ani çıkışlarda orta saha hattından oyuncuların desteklerine ihtiyaçları var.
Haftanın kapanışı görece mütevazı ve futbola dair her türlü beklentinin minimumda tutulması gereken bir maçla gerçekleşti. Gurmelerin seçiminde Bielefeld, Fürth’ü ağırlarken erken gelen Okugawa golü ile Bielefeld’in rahat bir maç geçireceği hissi oluştu. Japon oyuncu aldığı ara pasla güzel bir gol atsa da bireysel yeteneklerini bu maça saklayan başka bir oyuncu daha vardı. Daha önceki haftalarda Fürth’ün futbolu tek parlayan ismi genç yetenek Leweling’di. Tek başına yarattığı bir pozisyonla beraberliği getirerek takımına umut verdi. Onun yeteneğinin yanında Bielefeld defansı da bu maçta mahmurdu. Ligin sevdiğim kelepir defanslarından Pieper de bu maç tanınmaz haldeydi ve uzaklaştırılamayan kanattan kanada savrulan bir Fürth hücumunda Havard Nielsen’i savunamayınca konuk ekip öne geçti. Nadir bir görüntü sonucu Leitl’ın ekibi skora yine de iyi tutundu. Kramer’in yaptığı hamleler baskıyı arttırdı ve ligin en büyük tecrübelerinden Gonzalo Castro güzel bir voleyle haftayı kapattı. Stuttgart’ın neden yolladığına anlam veremediğim isim, ligin oyun olarak en karakterli oyuncularından ve uzaktan vuruşları için dahi kadroda düşünülebilecek bir isimdi. O da devre arası katıldığı takımına bu golle ligde kalma yarışında hayati bir 1 puan getirdi.
Yorumlar