Milli aradan sonra takımlar, oyuncularını gerek sakatlık gerekse Covid’e kurban vererek lige yaralı döndüler. En büyük darbeyi ise 6-0’lık İspanya mağlubiyeti ile Löw, milli oyuncular ve taraftarlar aldı. Bundesliga bu arayı hafızalarından silmek için imdada yetişip Eternal Sunhine of The Spotless Mind etkisi yaptı. Haftanın en önemli temalarından biri Dortmund’un alt yaş takımlarında istatistikleri darmadağın eden oyuncusu Moukoko’nun 16 yaşına basmasıydı.
Bayern München – Werder Bremen
Ligde en çok karşı karşıya gelen takımlar olan Bayern ve Bremen 109. kez kozlarını paylaştılar. Sarr, Goretzka, Gnabry ve sakat Kimmich’in yerine Pavard, Javi Martinez, Douglas Costa ve ilk kez 11’de yer alan Musiala oynadı. Kohfeldt ise milli takımlara giden Mbom ve Moisander yerine Möhwald ve Augustinsson’a yer verdi. Eksiklerine rağmen kanat oyununu uygulayan Bayern ilk kısımda net fırsatlar bulamazken Bremen ceza sahasına atılan uzun bir pasla pozisyona girdi. Takımın hücumda en önemli isimlerinden Sargeant bomboş kalırken dönen topta da Augustinsson şut fırsatı buldu. Bayern savunması iyi reaksiyon gösteremeyip adam paylaşımını iyi yapamadı. Flick ilk yarıda bir hava topunda belinin üzerine sert düşen Lucas Hernandez’in de sakatlanması ile sarsıldı. Goretzka yerine girerken Alaba sol bekee, Javi Martinez de stopere geçti. Bremen’de 5’li savunma iyi bir set kurarak sağlam durdu ve kademelerde de onların ilk yarıda kanattan içeri top çevirmelerine engel oldular. Uzun paslarla da şanslarını denediler. İlk yarının son anlarında temponun düştüğü an Gebre Selassie’nin derin tacında Martinez, Sargeant’i kaçırdı. O da derine iyi inip topu içeri aktardı ve Maxi Eggestein da düzgün vuruşla Neuer’in ulaşamayacağı köşeye iyi gönderdi topu. Bremen’in yaptığı bir diğer iyi şey ise baskı yedikleri kanattan topu öbür kanada aktarmaları ve boşlukları değerlendirmeleri. Antrenmanlarda çalışılmış gibi duruyordu. Bayern savunmada da boşluklar bulunca Bremen 2. gol şansı buldu. 63. dakika da yedikleri golün atağını başlatan tacın olduğu noktada Bayern bir taç atışı kullandı. Goretzka sağ taraftan güzel bir orta kesti. Arka tarafta Gebre Selassie ve Pavlenka’nın deneysel dans kareografisi gibi duran engelleme çabaları Coman’ın işini kolaylaştırdı ve kafayla beraberlik sayısını buldu. Golden sonra Gnabry ve Sane’yi oyuna alan Flick momentumu devam ettirdi. Çok adamla hücuma çıkarken arkada boşluklar veren Bayern tekrar geriye düşebilirdi. Sargeant ve Rashica kaleye kadar gitseler de Neuer’i geçemediler. Bayern sakatlıklardan aldığı yaralardan sonra puan kaybı da yaşadı. İlginç bir durum var ki Milli takım kötüyken Bayern de kötü gidiyor. Bu tesadüf haricinde Bayern’de bugün kreatiflik eksikti. Set savunmalarda ceza sahasına ara paslar veya kanattan içeri çevrilen toplarla geçmiş haftalarda goller buldular. Koridorlar arası pas istasyonları da yapabiliyorlar ve Lewandowski ile ikili oyunlar kuruluyordu. Bugün bunlardan yoksun olunca skor üretemediler. Kimmich bu tarz oyunlarda aktörlerden biriydi. Onun yokluğu hissediliyor.
Borussia Mönchengladbach - Augsburg
Virüs ve sakatlılar ile en çok başı belada olan takımlardan Gladbach’ta Plea ve Bensebaini Covid pozitif, Hofmann ise milli arada sakatlandı. Onların yerlerini Wendt, Herrmann alırken, hafta içi milli takımda iyi performans çıkaran Thuram’ın yerine ise Hannes Wolf forma aldı. Profesyonel oyunculuk döneminde forma giydiği eski takımına karşı antrenör olarak sahaya çıkan Herrlich de Hahn ve Gregoritsch yerine Niederlechner ve Finnbogason düosuna yer verirken milli takım için Ekvador’a giden Gruezo’yu kadroya almayıp onun boşluğunu Rami Khedira ile doldurdu. Konuk takım ilk dakikalarda sol kanattan içeri çevrilen bir topla Gladbach altı pasına ulaşıp erken bir skor bulma şansına ulaşsalar da Gladbach ilk organize atağında golü buldu. Sırtı dönük oynayan Embolo’nun vuruşunda seken topu Neuhaus düzgün bir vuruşla gole çevirdi. Golden önce Lainer’in havadan isabetli pası pozisyonu var etti. Golden sonra Augsburg topa daha çok sahip oldu ama topu uç oyuncularla buluşturamadılar. Kazandığı toplarla Rose’nin takımı de kazandığı toplarla kontraya çıktı. Herrlich’in ekibi seti bir türlü aşamadı. Framberger’in oyundan atılışı ile Gladbach daha çok alan buldu ve Augsburg oyun kuramayınca rahatladı. Topu daha çok ayaklarında tutarlarken sağ taraftan ataklar geliştirdiler. Stefan Lainer geçiş oyununda mükemmel oynadı ve savunmaya dönerken kanadını iyi korudu. İkinci yarıda bolca alan ve şans buldular. Onları rahatlatacak gol gelmedi ve bu da Augsburg’u oyunda tuttu. En kalabalık geldikleri atak maçın bitmesine 2 dakika kalaydı. O baskıda Gladbachlı oyuncular topu bir türlü ceza sahasından çıkaramadılar. Uzaklaştırmaya çalıştıkları top sol ayağı iyi olan oyunculardan Caligiuri’ye geldi ve o da sert ve düzgün bir vuruşla durumu eşitledi. Top o kadar hızlıydı ki Sommer dışarı çelemedi ve neredeyse topla içeri girdi. Geri kalan zamanda skoru bulamayınca sahada 2 puan bıraktılar.
Hoffenheim – Stuttgart
Virüsten en çok çeken Hoffenheim’da Sebastian Hoeneß, Bogarde, Vogt, Rudy, Belfodil ve Dabbur yerine Posch, Nordtveit, Geiger, Bebou ve uzun bir aradan sonra forma giyecek, takımın skor anlamında en önemli ismi Kramaric kadroda yer aldı. Ligin flaş takımı Stuttgart’ta ise Matarazzo Atakan, Sosa ve Klimowicz yerine Anton, Coulibaly ve Didavi’yi tercih etti. Her zaman olduğu gibi cesur oynayacağız diyen Matarazzo, gerçekten de öyle başladı. İlk dakikalarda çifte şans buldular ve Wamangituka ile Didavi maçın “teaserını” Baumann’a verdi. Defansta sağlam duran Hoffenheim tehlikeleri savurup kafasını karşı kaleye tam anlamıyla 16. dakikada çevirdi ve kaleyi gören Baumgartner, Mangala da iyi pozisyon alamayınca 16 metreden Kobel’i avladı. Stuttgart hızlı cevap verdi ve hücum disiplininden kopmadı. Endo’dan aldığı pasla 3 oyuncuyu ekarte eden son haftaların formda isimlerinden Nicolas Gonzalez eşitliği getirdi. Oyuncu nazar değmişçesine ilk yarıda bir kafa topunda sakatlanıp yerini Kalajdzic’e bıraktı. Arjantinli oyuncu milli takıma da çağırılmaya başlandı. Cunha da Brezilya kadrosuna çağırılmıştı ve kıtanın iddialı ülkelerine oyuncuların gitmesi antrenörlerin gözünü bu lige de çevirdiğini gösteriyor. Maça dönersek eşitlik sayısından sonra Hoeneß’in ekibi de ataklara devam etti. xG faktörü yani gol beklentisine göre Stuttgart daha iyiydi. Attıkları ikinci golde Hoffenheim savunması yine iyi pozisyon alamadı. Önce Gonzalez kafa topu ile direği döverken sonra Wamangituka güzel bir gol attı. İlk yarıda farkı ikiye de çıkarabilirlerdi ancak son adam Baumann engel oldu. Maç boyunca da zaten savunmaya serzenişlerde bulunuyordu. Buna rağmen Hoeneß değişiklik düşünmedi. İkinci yarıya Hoffenheim hızlı başladı. Samassekou’nun sol kanada Kramaric’e attığı güzel uzun pasla Stuttgart savunması dengesiz yakalandı. O da müsait pozisyondaki Premier Lig ekibi Totthenham’dan kiralanan Sessegnon’a verdi ve genç İngiliz de ligdeki ilk golünü attı. Golden sonra ev sahibi ivme yakaladı. Matarazzo’nun değişiklikleri ile de koridorlar açıldı. İleride baskı da kurunca art arda pozisyonlar geldi. Matarazzo’nun 60’larda takımı baskıdan kurtaracak ileride top tutacak bir isme ihtiyacı vardı. Gonzalez’in çıkması bu açıdan bir eksiklik yarattı. 71’de kazanılan penaltıyı lige dönen Kramaric gole çevirdi. Golden sonra Endo’nun pozisyonu haricinde Stuttgart tehlikeli bir pozisyon hazırlayamayıp maçın sonuna doğru tempo da düşünce yenilgiyle ayrılacak gibi duruyordu. Stuttgart topu ceza sahasına şişirdi Hoffenheim ise bu topları toplayıp ayakta tutamadı. Maçın son dakikalarında Kalajdzic’in indirdiği topu Kempf köşeye iyi göndererek takımına puanı aldı ve bu adil bir gelişmeydi keza maçın genelinde Stuttgart daha iyi bir görüntü verdi. Organizasyon bakımından da Hoffenheim’dan biraz daha öndelerdi. Baumann’ın çabaları olmasa ilk yarıda maçı koparabilirlerdi. Hoffenheim’da ise Hoeneß’in defans kurgusunda boşluklar var ve pozisyon almada eksik göründüler. Eksikler sebebi ile sık sık tandem değişiyor. Bu belki bir sebep olabilir.
Schalke – Wolfsburg
Çıkış arayan Schalke’de Baum, milli ara sonrası defansta rotasyona giderek Ozan Kabak ve sakat Sane’nin yerine son haftalarda iyi performans gösteren genç Fin oyuncu Thiaw ve Stambouli’yi tercih etti. Sakatlık sonrası kadroya dönen Suat Serdar da bir başka sakat oyuncu Schöpf’ün yerini aldı. Konuk Wolfsburg’da ise son maçlarda iyi oynayan Maximillian Philipp kenara geçerek yerini Mehmedi’ye bıraktı. Konuk ekip maçın başında köşe vuruşunda Weghorst ile öne geçti. Genç Thiaw onu iyi savunamadı. Belki daha uzun ve tecrübeli bir oyuncu ile bu kurt santrfor eşleştirilebilirdi. Golden sonra da savunmada derin kalan Schalke baskı yedi. Schalke savunmada iyi yerleşemeyince ve 3’lü tandemler arasındaki koridorlar arası boşluklar geniş olunca Wolfsburg hücum oyuncuları boşluklar buldu.20. dakikada attıkları ikinci golde hem Weghorst hem de Schlager boş kaldı. İlk yarı hesabı 2-0 ile kapatan Baum ikinci yarı Skrzybski-Stambouli değişikliği ile 4’lü savunmaya döndü ve biraz daha ileriye dönük top yapmaya başladılar. Alanlar yine verilse de en azından topu kalelerinde görmediler. Paciencia ve Raman ile pozisyonlar bulsalar da ne gol atabildiler ne de puan çıkarabildiler. Glasner hakkındaki şüpheleri biraz daha dağıtırken Baum’un ekibi puan arayışına devam edecek. Ozan Kabak’ı oynatmaması tartışılacak bir hamle olabilir. Belki rotasyonunu daha geniş tutup takım içerisinde arayışlara girebilir.
Arminia Bielefeld – Bayer Leverkusen
Lige iyi performansla giriş yaptıktan sonra son haftalarda kötü sonuçlarla alt sıralara gerileyen Arminia Bielefeld, milli ara öncesi Gladbach’ı yenen Leverkusen’i ağırladı. Son maçta Union Berlin’e farklı kaybeden Neuhaus, Laursen, Soukou ve kişisel sebeplerle kadroda yer almayan Maier yerine Lucoqui, Yabo ve Seufert’e forma verdi. Sakat Voglsammer de kadroya döndü.Leverkusen’de Bosz ise bölgesel karantina uygulaması sebebiyle milli maçlarda risk bölgelerinde maç oynayan oyuncularından yoksun çıkmak zorunda kalınca bu uygulamanın adil olmadığını belirtti. Milli takımı Burkina Faso’ya giden Tapsoba, takımında enfekte oyuncu çıkınca bu maçta forma giyemezken yerini Tah aldı. Sinkgraven da sol beke dönerken Wendell kulübeye döndü. Ayrıca onların tarafında sakat olan Schick de kadroya döndü ve ikinci yarı şans buldu. Maçın genelinde topa daha çok Leverkusen sahip oldu. İlk yarının ilk bölümlerinde Bielefeld seti iyi kapandı ve boşluk vermedi. Bosz’un ekibinde ilk gol girişimi anca 15’da Diaby ile geldi. Bir sonraki için 12 dakika bekleseler de Wirtz’le bu sefer iyi bir ikili oyunla savunmaya sızıp golü attılar. Bielefeld daha önceki haftalarda olduğu gibi yine Ritsu Doan ile rakip kaleye gitti. Golden 3 dakika sonra girdiği pozisyonda ceza sahasında kendini yerde bulan Japon oyuncunun pozisyonu hem hakem hem de VAR’ın gözlerinden kaçtı ve Bielefeld taraftarları buna oldukça tepki gösterdiler. (Sosyal medyada tabi ki). İlk yarı böyle biterken adaleti ikinci yarıda Hradecky sağladı. 46’de Sinkgraven’ın geri pasında topu kontrol edeyim derken topu kalesine gönderdi ve Blooper denilen komik futbolcu hataları videolarına konu oldu. Golden sonra tempo düştü ve orta alanda iki takım da toplar kaybetti. Son 10 dakika Bosz yaptığı değişikliklerle geç de olsa Kerem Demirbay ve Bellarabi ile hareket getirdi. Sakatlanan Lars Bender’in yerine oyuna ikinci yarının başında giren Dragovic bir fırsatçı golcü gibi elde ettiği topu iyi değerlendirdi ve takımına galibiyeti getirdi. Leverkusen adına düşük tempolu ve kreatifliğin az olduğu bir maçken Uwe Neuhaus tarafında ise hücum yoksulluğu onları ligin dibine demir attırabilir. Her hafta söylediğim gibi en büyük şans alttaki takımlar da puan toplayamıyorlar. Alabilecekleri bir galibiyet onları tekrar “Bundesliga’ya çıkarabilir”.
Eintracht Frankfurt – RB Leipzig
Hütter’in ekibinde Hasebe, Toure, Kohr, Zuber ve Dost kenara geçerken Durm, Ndicka, Sow, sakatlıktan dönen Kostic ve son iki hafta kenardan girip fayda sağlayan Barkok ilk 11’de yer aldı.Nagelsmann ise milli takımlara giden Orban, Forsberg, Poulsen ile sakat Mukiele yerine Tyler Adams, Upamecano, Olmo ve Sörloth ilk 11’de yer aldı. Olmo hafta içi Almanya’ya karşı İspanya forması ile iyi bir oyun ortaya koymuştu. Haidara’nın sağ kanat gibi kullanılması ilginç bir karardı. Hütter’in ekibi bu hafta çizgiye yakın oynarken yüksek toplarla içeri sızmayı denedi. Andre Silva dar Leipzig koridorlarında nefes almakta zorlandı. Leipzig topa daha çok sahip olsa da onlar da ilk yarıda net pozisyonlar bulamadılar. Momentumu ortada olan maçta ilk yarının sonlarında duran topta topu iyi takip edemeyen Leipzig defansına Barkok sızdı ve golünü attı. İkinci yarı da Nagelsmann ilginç değişikliklere imza attı. Sörloth-Poulsen, Upamecano-Orban ve Olmo-Forsberg değişiklikleri daha çok gücü ekonomik kullanmaya yönelik gibi dursa da skoru elde etmeden bu kadar etkili isimlerin çıkarılması ilginç oldu. İkinci yarı Angelino ve Nkunku üzerinden içeriye top çevrildi. Golü Angelino’nun ortalarından birinde Poulsen ile buldular. Hinteregger onu karşılarken iyi pozisyon alamadı ve hızına yetişemedi. Leipzig topa daha çok sahip olup pozisyonlar üretse de riskle birlikte bırakılan alan da arttı. Frankfurt fazla pozisyon üretemedi. Barkok ve Kostic ile ceza sahasına girişimlerde bulundular. Son pas tercihleri ya iyi değildi ya da Leipzig defansına çarptı ve takımlar puanı paylaşıp ayrıldılar. Bayern’in puan kaybettiği haftada buradan alınacak ekstra 2 puanın önemi büyüktü. Frankfurt’ta ise Hütter Barkok’tan vazgeçmeyecektir. Ayrıca Andre Silva’ya bir oyuncunun yakın oynaması gerekiyor. Dar kalabalık savunmalarda keza kendisine fazla ulaşılamıyor.
Hertha Berlin – Borussia Dortmund
Dortmund’un maçının başlamasına 10 dakika kala hem Bayern’in hem de Leipzig’in puan kaybı onlar için itici bir güç olacaktı. Hafta içi milli takımda virüs sebebi ile maçları ertelenen Golden Boy ödüllü Haaland bu maçta korkuların aksine sahaya çıkarken Favre, Sancho, Reyna ve sakat Delaney yerine Emre Can, Dahoud ve Brandt’a 11’de yer verdi. Labbadia ise sakatlığı bulunan Cordoba yerine ritmini arayan Piatek’e forma verdi. İlgi odağı bir başka isim ise 16 yaşına giren Moukoko idi. İlk bölümde Dortmund çıkarken çok fazla top kaybetti ve Berlin kontralarla Dortmund kalesine geldi. En iyi transferlerden biri olan Cunha yine jeneriklik bir gol atarak takımını öne geçirdi. Labbadia Darida’yı alışıldık dışında bir rolde kullandı. Adeta serbest oynayan oyuncu sağ kanatta başlasa da yer yer sola da geçti. Fakat hücum meziyetleri çok iyi olmayan oyuncu aksadı. İlk yarıda daha fazla gol bulabilirlerdi çünkü Lukebakio da çok fazla alan buldu. İlk yarı oyun plansız Dortmund ikinci yarı bambaşka bir profil ile başladı. İlk yarının hemen başında Emre Can’ın geriden çıkarak başlattığı atakta pas istasyonları ile ceza sahasına sızdılar. Meunier’in aktardığı topu tek pasla Reus Emre’ye bıraktı. O da altı pasta müsait pozisyondaki Haaland’a al da at dedi. Bu golden sonra rüzgar Dortmund tarafındaydı. Belki de golün şoku ile dona kalan Hertha seti bir ara pasla Brandt ekarte etti ve Haaland Schwollow ile bire bir kaldı. Sonunda da Norveçli santrfor en iyi olduğu şeyi yaptı. Dortmund vitesi düşürmeden ataklarına devam etti. Hertha Berlin oyuncuları tedirginleşti ve pas kalitesi düştü. 3. golü tembel geri pas sebebi ile yediler ancak Haaland’ın hızına da kredi vermek gerek. Tüm bunlar olurken Labbadia her ne kadar ilk yarı garip oyun planı işe yarasa da reaksiyon veremedi. Guerreiro’nun golünde neredeyse Bürki bile ceza sahalarına gelecekti. Yaptığı değişikliklerle Dortmund’un hızı biraz olsun kesilse de yeterli olmadı. Cunha’nın penaltısı sonucu atılan golden sonra bile topa sahip olup ileride top tutamadılar. Aksine Haaland bu sefer Bellingham’ın güzel asisti ile bir gol daha attı.Bu golden sonra gözler artık onun da zamanı geldi dercesine kenarda ısınan Youssufa Moukoko’daydı. Küçük yaşta Kamerun’dan Hamburg’a babasının yanına gelen. St.Pauli’nin alt yaş takımlarında hemen dikkati çekip kendini sarı-siyahlı formayla bulan ve süre aldığı maçlarda 100 golden fazla atan oyuncuyu maalesef bu hafta çok fazla izleyemedik. Kendisi de şokta olsa gerek çünkü dile kolay 16 yaşında böyle bir seviyede sahaya giriyorsunuz. Temsilcimiz Nuri Şahin’in 2005’te elde ettiği rekor kırılsa da böyle bir oyuncunun verdiği heyecan da güzel bir teselli. Umarım bolca izleriz. Berlin tarafına geçersek Labbadia ikinci yarı daha reaktif olsaydı onlar adına bu kadar kötü bir sonuç çıkmayabilirdi. Öne geçtikten sonra daha önceki maçlarda Dortmund defansına karşı iyi set oyunu oynayan takımların yaptığı gibi koridorları daraltıp, kademeler için oyunculara görevler dağıtsa belki puan çıkarabilirlerdi. Haftalar geçti ve hala alt sıralardalar. Yatırımcılar bu sonuçlardan büyük ihtimalle hoşnut değildirler.
Freiburg – Mainz
Geçen hafta Leipzig’e farklı kaybeden Streich bu hafta sonunda Höfler’i kesti. Her ne kadar geçmiş sezonlarda iyi bir 6 numara olsa da son haftalarda hataları direkt golle sonuçlanınca tepki çekmeye başlamıştı. Gulde ve sakat Kübler de bu hafta 11’de yer almazken Schmid, Grifo ve Petersen yerlerini aldı ve formasyon da değişti. Eksik oyuncusu çok olan Streich milli takımdan dönen karantinadaki Abrashi’den de yoksundu. Ayrıca Spartak Moskova’dan kiralanan sakat Guus Til ilk kez kadroda yer alırken Keven Schlotterbeck de takıma döndü. Ofansif bir 4-4-2’ye geçen Streich bu maçı kazanma niyetini sahada gösterdi. Orta sahanın ortasında Tempelmann ve Santamaria’nın ikisi de defansif oyuncular değil ve dolayısıyla bir 6 numara olmayınca savunma geçişinde 1 kişi eksiklerdi. Bu yumuşak karnı Mainz çok kolay geçti. Lichte ise Kilian, kart cezalısı Latza ve hastalığı bulunan Burkardt yerine Hack, Levin ve Quaison’a yer verdi. Freiburg bu hafta özel hazırlanmış bir formayla çıktı. Forma amatör futbol sahalarını düzenleyen bir derneğe ithaf edilmişti ve formada üyelerinin adları yer aldı. Maçın başında bir hava topu mücadelesinde Freiburg savunması dengesiz yakalandı ve savunma arkasına sızan Mateta Barreiro’nun pasında Florian Müller ile baş başa kalıp golü attı. Quaison, Boetius ve Mateta’nın sevdiği bir takım Freiburg. İlk yarının genelinde Freiburg topa sahip olup oyun kurmaya çalışırken Mainz baskısı ve ikili mücadelelerde topu kapıp dikine oynadı. Bahsettiğim gibi defansta zaten eksiktiler ve bu Mainz’ın hücumlarını kolaylaştırdı. Lichte’nin ekibinde ise Boetius ve Quaison ileride baskı kurup Mateta’ya katkı sağladılar. Sağ kanat gözüken Levin savunmada da çok fazla katkıda bulundu ve Günter’i savundu. İkinci yarı Tempelmann-Höfler değişikliği ile 6 numara dolduruldu. Freiburg daha çok top yaotı ve tempolu olarak baskıda bulundu. Kanatlardan akın geliştirseler de cepheden geliştirilenler daha etkiliydi. Gol Sallai’nin dikine mesafe kat edip çektiği şutun kaleciden sekmesi ile geldi. Petersen yarım saat kala umut verdi.10 dakika daha ablukaya alsalar da fizik gücü daha fazlasına izin vermedi. Streich’ın sakındığı Demirovic ve Til geç oyuna girdi ve onlarla da pozisyonlar geldi. Son dakikalarda hatta sayılmayan bir gol de oldu. Yine 6 pasa aktarılan serseri topta kimse dokunamadı. Daha sonra Demirovic golü atsa da hakem ilk olarak Zentner topa müdahale ettiği için faul dedi. Ara ara Mainz da kontralarla Freiburg kalesine geldi ancak değişiklikten önce Mateta yorgundu. Onisiwo da baskı yiyince kaleyi rahatça göremedi. Değişiklikler erken gelse belki maça ortak olabilirlerdi. Kötü Höfler, 6 numarasızlıktan iyidir diyebiliriz. Mainz düşme hattından çıkarken o ateşe Freiburg daha da yakınlaştı. Mainz’ın önünde görece daha kolay bir fikstür var ve belki de yeni yıla daha rahat bir pozisyonda girebilirler.
Köln – Union Berlin
2013’ten itibaren geleneksel hale gelen karnaval temasını devam ettiren ve bu sezona özel karnaval forması ile sahaya çıkan ev sahibi ekipte Gisdol hafta içi milli takımlara giden Limnios ve savunma şefi kenarda başlarken yerlerini Jorge Mere ve Skhiri aldı. Konuk Urs Fischer ise sakatlıkları sebebi ile Gentner, Endo ve Pohjanpalo yerine Griesbeck, Ingvartsen ve Awoniyi ile başladı. Köln daha önceki haftalarda olduğu gibi kanatlardan içeri ortalarla şans denedi. Defansta ilk başlarda sağlam dursalar da Freiburg’un Mainz karşısında yediği ilk golde olduğu gibi atılan uzun pas sonrası kafalardan seken top defans dengesini bozdu. Bu maçta ise fırsatı Awoniyi değerlendirdi. Köln atakları aynı disiplinde devam etti. Urs Fischer de topu biraz Köln’e bıraktı tabiri caizse. Kazanılan duran topta Köln beraberlik sayısını buldu. Bu sezon her duran top onlar için altın değerinde çünkü hücum aksiyonları havadan gelen toplara bağlı. İkinci yarıda Union baskıyı arttırdı. Awoniyi savunmayı yıprattı. Ingvartsen ile mutlak ceza sahasına sızdıklarında penaltı kazandılar. Kruse 17. penaltısını kaçırsa da seken topta golü attı. Maçın devamında Köln daha cansiperane saldırınca Union daha fazla alan buldu. Onlar 3’ü de bulabilirlerdi. Urs Fischer klasik olarak 70 sonrası takımı yeniledi. Gießelmann hamlesi daha erken gelebilirdi belki. Union yine sonucu almayı bildi Köln ise her zamanki futbolunu izletti ama biraz baharat gerekiyor. O kadar tahmin edilebilir bir takım ki amatörce izleyen insanlar bile artık hamleleri ezberlediler. İkili oyunlar ve topun yerden pasla rakip kaleye götürüldüğü bir oyuna ihtiyaçları var. Alt kısımda Mainz hareketlendi ve kendilerini düşme hattında bulmaları içten bile değil.
Yorumlar