Sıkıcı milli maç arasının cezasını kulüp futbolunu daha çok takip eden taraftarların yanında kulüpler de çekti. Mobilitenin artması sebebiyle birçok ligde olduğu gibi Bundesliga’da da Covid 19 testi pozitif çıkan çok fazla oyuncu oldu. Fakat bu elim durum başkalarının şansı oldu. Bu süreçte normal şartlarda az veya hiç şans bulamayan genç oyuncular veya arka planda kalmış oyuncular kendilerini daha çok gösterebilir ve hatta as takıma yerleşebilir. Haftanın en öne çıkan özelliklerinden biri maçların alışılmışın dışında bahisçi tabiri ile çoğunlukla alt bitmesi. Forvet eksiklerinin olması, milli maçlar bunun başlıca sebebi olabilir çünkü gerçekten gelmiş geçmiş en dar fikstürlerden biri yaşanıyor. Kas sakatlıklarının bol görüleceği bir sezon olacak gibi.
Rotasyona giden tartışmalı teknik direktör Favre, Haaland, Reus, Belingham ve Guerreiro’nun yerine Dahoud, Passlack, Brandt ve Sancho’ya yer verdi. Kadroda olmayan Akanji’nin yerine 3’lü savunmada Piszczeck yer alsa da sakatlanıp yerini Delaney’e bıraktı. Ev sahibi Hoffenheim tarafında ise Sebastian Hoeneß de Frankfurt’a karşı çıkan takımın neredeyse yarısını değiştirdi. Testleri pozitif çıkan Kaderabek ve Kramaric ile birlikte Grillitsch, Baumgartner ve Dabbur’un yerine Rudy, Samassekou,Gavinovic, Belfodil ve Bebou formayı giydi. Ayrıca Kasım Adams’ın testi de pozitif çıktığıiçinkadrodayer almadı. Tüm bu eksiklere rağmen Hoffenheim’un kadro derinliği Haalaand’sız Dortmund’a ilk yarıyı golsüz kapatmalarını sağladı. İki takım da atak başlasa da ilk yarı ibre Dortmund tarafındaydı. Özellikle Reyna’nın bencilce harcadığı pozisyonda takım bir 100 metre yarışını andırır biçimde Hoffenheim kalesi önünde bitti. Reyna her ne kadar iyi adam eksiltse de takımının ilk yarıdaki en kuvvetli şansını harcadı. Hoffenheim’ın ilk yarıdaki agresif oyunu ikili mücadelelerde öne geçmelerini sağladı. İkinci yarıda Favre’ın hamleleri hücumların efektifliğini arttırdı. Topa sahip olma oranı arttı ve sonunda Reus ile gol de geldi. Esasen daha fazlası da gelebilirdi. Hoffenheim Kramaric’siz alışık olduğumuz sıklıkta hücumda aktif olamadı. Ishak Belfodil üretkenliği en ön plana çıkan isimlerdendi.
Covid 19 sebebiyle Freiburg, Bremen’i sessiz ağırladı. Dortmund karşısındaki etkisiz oyundan sonra Streich, görmeye alışık olduğumuz 4-4-2’sine dönerken Gulde yerine Grifo ile başladı. Konuk Kohfeldt ise Klaassen’in Ajax’a transferi sonucu forvet orijinli Woltemade’yi sol iç ve forvet arkası olarak kullandı. İlk yarı Freiburg baskın başladı ve net pozisyonlar yakaladı. Özellikle ilk 15 dakikada 2 farkla öne geçebilirlerdi derken 16. dakikada Lienhart ilk Bundesliga golünü attı. Golden sonra da skor aramaya devam ettiler ve 21. dakikada VAR iptalli bir gol daha buldular. Herşey buraya kadar Freiburg’un lehine giderken Lienhart’ın hatalı pası sonrası Bittencourt’u durdurmaya çalışan Höfler penaltıya sebep oldu ve sezona iyi başlayan Füllkrug golü attı. Bu golden sonra rüzgar tersine döndü ve Freiburg oyun disiplininden çok erken koptu. Bremen art arda pozisyonlar yakaladı ve bırakılan boş alanları değerlendirdi. Onların da bir golü ofsayt sebebi ile sayılmazken Kohfeldt’in kol kanat gerdiği Sargent çok önemli bir pozisyon kaçırdı. Bremen bir yandan skoru korusa da gol de ama ileride çoğalırken onlar da boş alan bıraktı. Bu da Freiburg’un kontra atak futbolunu besledi. Oyun olarak daha da baskın olsalar da Streich’ın ekibi son paslarda pek etkili değildi. Mücadele böyle biterken Freiburg adına büyük kayıp oldu keza Bremen siklet olarak evlerinde yenebilecekleri kategoride bir takımdı. Kohfeldt’in ekibi ise sezon başında Schalke ayarında bir takım gibi görünse de arka arkaya hayati sonuçlar aldılar.
Ligin flaş ekibi Leipzig’de sağlık problemleri olan Heiko Herrlich kulübeye dönerken Wolfsburg maçına göre 3 değişiklik yaptı. Ekvador milli takımdan geç dönen Gruezo, hastalığı bulunan Iago ve Niederlechner yerine Jensen, Pedersen ve Strobl ilk 11’de başladı. Karşı takımda ise Covid testi pozitif çıkan Haidara’nın yanında Kampl ve Orban yerine de Klostermann, Adams ve Heinrichs başladı. Seyircisiz maçta Augsburg topu genelde Leipzig’e bırakıp topu savundu. Sol tarafta gol de bulan Angelino maçın en etkili isimlerindendi ve sürekli top taşıdı. Ortaları her ne kadar isabetsiz olsa da Augsburg’un rahatını fazlasıyla bozdu. İlk yarı baskıya rağmen az pozisyon veren ve takım halinde defansta iyi yer alan Augsburg ilk yarının son dakikasına kadar dayanabildi. İkinci yarıda, maçta çok iyi performans gösteremeyen Klostermann yerine Orban sahaya girerken Herrlich neyi varsa 54.dakikada Gruezo, Vargas ve Niederlechner değişiklikleri ile sundu. Bu ofansif hamleler karşılık bulmadı ve Leipzig, ev sahibindeki savunma oyuncusunun azalmasını fırsata çevirerek baskıyı arttırdı. Forsberg ve Poulsen hamlesi ile Nagelsmann karşı kaleye ikinci golü de attı. Bu golle henüz 66. dakikada maçtan kopan Augsburg, ilk 4 haftanın esamesi okunmayacak biçimde kötü bir performans gösterdi ve ardından art arda Leipzig atakları geldi. Gikiewicz’in de iyi performansı ile daha fazla gol yemeseler de ilk yenilgiyi almış oldular.
Ligin transfer hamleleri bakımından en çok şey vaat eden takımı Hertha Berlin’de Labbadia Bayern’e kaybedilen maça göre iki değişiklik yaptı. Zeefuik ve Lukebakio yerine Leckie ve Plattenhardt şans buldu. Sezonun sürpriz takımlarından Matarazzo Stuttgartı ise Leverkusen maçına göre 3 değişiklik yaptı. Türk asıllı Atakan Karazor, Stenzel ve Coulibaly sakat oyuncular Waldemar Anton, yeni transfer Mavronapos ve Sosa’nın yerine oynadılar. Ev sahibi iyi başlasa da ilk ciddi pozisyonda golü Stuttgart buldu. Genelde yenik duruma düşen Stuttgart ilk kez bu sezon öne geçti. İlk yarı pozisyon bakımından Hertha için oldukça kesat geçti. En büyük tehlike Mangala’nın ters vuruşuydu ancak Kobel iyi engelledi. İkinci yarıya Stuttgart iyi başladı ve ikinci skoru daha erken bulabilirlerdi. Kalajdzic hava toplarında yine etkinliğini gösterdi. Milli takıma da çağırılan Avusturyalı ligin ve Stuttgart’ın en büyük kazançlarından. İkinci yarının ortalarında Hertha art arda atak bulsa da skoru bir türlü bulamadı. Castro, Zeefuik’ten kaptığı topu Kalajdzic ile oynadığı ikili oyun sonrası gole çevirdi. Bu ikinci gol Hertha’yı telaşlı ataklara sevk etti ve etkisiz ortalarla skor aradılar. Maç gösteriyor ki Hertha hala ısınnma aşamasında ve oyun planları pek net değil. Her ne kadar Stuttgart kötü bir takım olmasa da Hertha adına evlerinde puan alabilecekleri takımlardandı. Matarazzo’nun genç takımı geriye düştüğünde de iştahlı bir takım olsa da öne geçtiklerinde de skoru koruyabildiklerini gösterdiler. Lige iyi bir renk getirdiler.
Lichteli Mainz kâbus dolu sezonunda bu hafta Leverkusen’i ağırladı. Yeni Mainz teknik direktörü hala doğru 11’i arıyor. Bu hafta Mwene, Hack, Onisiwo ve Quaison yerine Kilian, Niakhate, Levin Öztunalı ve Burkardt başladı. Konuk Bosz da 1-1’lik Stuttgart beraberliği karşısında çoğu zorunlu 4 değişiklik yaptı. As oyunculardan Arias, Wirtz ve Schick sakatlıkları sebebiyle kadroda yer alamazken Bellarabi de kesikyedi. Lars Bender, Amiri,Bailey ve Alario 11’e döndü. Mainz hücum adına yine ilk yarıda pek bir şey yapamadı. Burkardt’ın pozisyonu tek ofansif aksiyondu. Öte yandan Bayer Leverkusen uzaktan şutlarla Zentner’i bolca denedi. Golü duran toptan buldular. Zentner iyi pozisyon alamadı. İkinci yarı tempo fazlasıyla düştü ve ikili mücadeleler ve pas hataları ile ortada geçen bir maç oldu. Özellikle son kısımda müdahalelerin şiddeti arttı ve oyun futbol adına pek bir şey barındırmadı. Mainz tat vermese de Schalke gibi onlar da en azından durumu değiştirmeye çalıştıklarını belirten bir oyun koydu. Lichte’nin hücum ve skor anlamında formül bulması gerekiyor.
Bundesliga şampiyonunu ağırlayan 2. Bundesliga şampiyonu Bielefeld’de Uwe Neuhaus geçen haftaya göre Cordova ve sakatlıkları olan Brunner ile Soukou yerine Medina, Kunze ve Gebauer yer aldı. Hafta içi Düren’i 3-0 ile geçen Bayern’de yeni transferler yer bulmuştu. Bu maçta onlar kulübeye geçerken as oyuncular sahada başladı. Dizinde problem olan ve ikinci çocuğu doğacak Kimmich bu haftayı es geçtiler. İlk yarıda mücadele olarak Bielefeld kötü olsa da pas tercihleri ve topu ileri götürürken yapılan hatalar sonucu ilk yarıda deplase oldu. Skor namına Ritsu Doan’ın uzaktan şutları vardı sadece. Golü de onun çabası ile attılar. Onun haricinde herşey Bayern’in istediği gibi gitti. Flick belki değişiklikleri oyuncuları dinlendirmek ve diğer oyunculara daha çok süre vermek için daha erken yapabilirdi keza skor erken bulunmuştu. Bilefeld cephesinde ise kreatif anlamda pek varlık gösteremiyorlar. Set oyunlarında hatalar oluyor. Mücadeleden kaçmıyorlar ayrıca koordinasyon ve tecrübe eksikleri var.
Cumartesi akşamının son maçında Gladbach Wolfsburg’u ağırladı. Bir diğer çiçeği burnunda baba Plea kadroda yer almadı. Rose bu maçta Embolo’ya yer verdi. Ayıca Bensebaini yerine Wendt forma giydi. Glasner, kas sakatlığı bulunan Otavio yerine Baku’ya şans verdi. Hücum anlamında Gladbach’ın daha olgun atakları vardı. İki takım arasındaki en belirgin ayrım sahaya dağılımdı. Rose’nin ekibi gerçekten bu konuda disiplinli. Hem savunma hem de hücum geçiş oyununda setleri iyi koruyorlar. Plea’sız bitiricilik olarak ciddi anlamda eksikler. Golü de penaltı ile buldular. Onun alternatifi Embolo ama o da hiçbir takımında skor anlamında büyük rakamlara ulaşamadı ve uzun toplarda kullanıldı. Bu durumda ileri uçta en kreatif opsiyon Thuram’dı ve penaltıyı da o aldı zaten. Rose skordan sonra korumayı planlarken hesaplar istediği gibi olmadı. Weghorst’un golünden hemen önce Thuram’ı çıkardı fakat dar bir zaman diliminde tekrar skora ihtiyaç vardı. Weghorst’un adı geçmişken golünde gerçekten boş kalması çok ilginç ancak onun da doğru zamanda doğru yerde oluşu ve top takibi takımına puan kazandırdı. Ayrıca Baku’nun ısrarlı oyunu da yine bir artı. Mainz’ın en büyük kayıplarından.
Pazar gününün açılış maçında ligin tartışılan teknik direktörlerinden Gisdol, Rhein derbisini kaybeden takımda iki değişiklik yaptı. Wolf ve Jakobs, Sörensen ile Drexler’in yerine başladı.Ayrıca bu maçta 4-2-3-1 dizilimi ile sahaya çıktılar. Ligin iyi başlayan takımlarından Eintracht Frankfurt’ta ise Hütter Hoffenheim dizilişini bozmadı. İstatistik olarak Frankfurt’un en zorlandığı deplasmanlardan biri Köln keza yalnızca 1 kez kazanırken 4 beraberlik ve 11 yenilgi alarak geçmişte sahadan ayrıldılar. Hücum olarak ilk yarıda Frankfurt daha etkili gözüktü. Bu maçta topu diğer maçlara göre pek hızlı ileri süremediler. Bunun sebebi Köln oyuncularının topu iyi savunup ikili mücadelelerle rakip takımı yıldırması. Özellikle Frankfurt kendi yarı sahasındayken ileri uçtakilerin anında orta saha oyuncuları da ciddi baskı yapıyor. Bu da Frankfurt’un pas tercihlerini acele yapmasına ve ayağa oynayamamasına sebep oldu. Köln özellikle ilk yarının ikinci kısmında konuk takımı çok zor duruma soktu. Hücum oyunları Andersson’a endeksli olduğu için yine bolca orta yaptılar. Ismail Jakobs ve Marius Wolf adam eksiltebilen hızlı isimler. Bu gibi oyuncularla Andersson veya Duda ile istasyon paslar yapıp ceza sahasına girmeye çalışsalar daha net pozisyonlar bulabilirler. Frankfurt’un penaltıdan attığı gole kadar oyun olarak Köln yer yer daha iyi gözüktü. İkinci yarının başında Frankfurt net fırsatlar bulup değerlendiremeyince bir kontra ile Köln eşitliği buldu. Ehiziboue’nin bireysel çabasının katkısı büyüktü. Kendisinin başrolde olduğu bir de penaltı beklenen bir pozisyon oldu. Çapraz koşuları gerçekten iyi. Almamy Toure geçmiş sezonlara göre iyi olsa da stoperlerle kademe konusunda anlaşamadı bu maçta. Köln oyuncuları verilmeyen penaltı sonrası oldukça alevlendi. Kanattan topu çok hızlı taşıdılar çünkü Frankfurt oyuncuları saha diziliminde adeta büzülmüş gibi merkeze yakındı. Kanat oyuncuları ile sağ ve sol bekler ise kanatta alan daraltamayınca Jakobs ve Wolf için büyük bir koşu alanı kaldı. Oyunun son çeyrek saatinde Hütter’in Younes ve Gisdol’ün Salih Özcan hamlesi oldukça tempo getirdi. Özellikle Younes kaleye birçok kez baktı. İki takım da son anlarda orta sahayı kolay geçti ve bolca pozisyon izledik. Seyir zevki güzel bir maç oldu.
Haftayı acılı başlayan Schalke ile Union Berlin kapattı. Manuel Baum Leipzig maçında kaybeden 11’den 6 ismi değiştirdi. Sakat Fährmann, Suat Serdar ve Uth’un yanında Schöpf, Stambouli ve Paciencia’nın yerine Rönnow, Can Bozdoğan, Skrzybski, Raman, Ibisevic ve yeni transfer Ludewig yer aldı. Urs Fischer ise Ingvartsen ve sakat Nico Schlotterbeck yerine Bülter ve Pohjanpalo başladı. Baskın ve aktif taraf Union Berlin’di. Schalke ise diğer maçlara göre dizilim ve oyun olarak daha iyiydi. Rönnow kalede gerçekten fark yarattı. Union Berlin geçen maçlarda yaptıklarını yaptı ve en sevdiğim özelliklerinden biri kaleyi her mesafeden denemeleri. Organize olmaya da çalışıyorlar özellikle Becker ile sağ kanattan kalabalık defansı aşamayınca yapılması gereken ya duvar pas ve verkaçla ceza sahası içine sızma, dripling ya da oyunda göze hoş gelen en güzel şeylerden uzaktan şutlar. Geçen sezonki ana taktiklerinden olan “orta kafa gol” ile Union öne geçti. Schalke diğer maçların aksine bu sefer iyi reaksiyon gösterdi ve duran topla golü buldu. Hatta golün hemen sonrasında kale önünde çoğaldı ve organize olabilseler galibiyet golünü de atabilirlerdi ama Skrzybski topu ezdi. Geçen sezon şans verilse belki tempo tutup iyi bir hücum oyuncusu olur belki diyordum ama grafiği Aydın Yılmaz’ı hatırlatıyor. Son söz olarak Union yine standart mücadelesini gösterdi ama Baum’un mücadelecilik aşıladığı Schalke’ye denk geldiler. Elinde geniş bir kadro yok. Ara transfer dönemine kadar eğer takımı en azından 16. Sırada tutarsa ligde kalabilirler.
Avrupa kupalarının zamanı geldi ve her ne kadar getirisi bol olsa da takımlar pandemi, sakatlıklar, seyahat ve dar fikstür sebebi ile tedirgin. İlerleyen haftalarda kadro derinliği belirleyici faktör olabilir.
Yorumlar