Avrupa Süper Ligi’nin gölgesinde geçen İngiliz haftası Schalke taraftarları adına dramatikti. Sezon boyunca ligden düşmeye en büyük aday olsalar da gerçekle 5 hafta kala tanıştılar. Bayern de rakiplerinin puan kaybıyla şampiyonluk kutlamaları hazırlıklarına başladı.
Köln – Leipzig
İngiliz haftasının hafta içi perdesini yeni teknik direktörü Funkel ile düşmeme mücadelesine başlayan Köln, Leipzig’i ağırlayarak başladı. Funkel, Leverkusen maçında forma alan Meyer, Kainz ve Dennis yerlerini kaybederken Rexhbecaj, Drexler ve Duda 11’e geçti. Hoffenheim ile berabere kalan ve gol atma problemi yaşayan Leipzig’de ise Nagelsmann rotasyona geçti ve Klostermann, Halstenberg, Kampl, Haidara ve Sörloth 11’e geçerken Orban, Konate, Sabitzer, Angelino ve Dani Olmo kenardaydı. Leipzig maçın başında baskı kurarak erken skor bulmaya çalıştı ve topu kanatlara aktarıp rakip defansın sol ve sağ iç bölgelerinde boşluk aradılar. Presi de çizgiye yönlendirip Köln’e kanatta da sıkıştırma uyguladılar. Freiburg maçına da bu taktikle çıkmışlardı. Freiburg’dan farklı olarak Köln oyunu geride kabul edip daha temkinliydi. Uzun pasları daha çok tercih ettiler. Funkel’in katkılarından biri takımın hücuma çıkarken kanat değiştirme eğiliminin artmasıydı. Bir diğer olumlu taraf da Leipzig kendi yarı sahalarına yerleştiğinde topu kazanıp boş alanı hızlı değerlendirme girişimleriydi. Leipzig ise kompakt Köln defansını geçemedi çünkü savunma yerleşimin de tandem harici önlerinde bir 4’lü set daha vardı ve atılan havadan ve yerden paslar bu filtreden geçmiyordu. İlk yarıda sağda Mukiele’nin boşta kalıp dışarı vurduğu şut harici çok büyük boşluk vermediler. 2. devre bir geçiş hücumunda soldan Jannes Horn’un kanat ortasında Hector golü attı. Leipzig oldukça dengesiz yakalandı. Golden sonra da Köln ileride baskıya devam etti. Wolf sola geçtikten sonra da Horn ile o kanadı iyi kullandılar. Köln daha fazlasını ararken Gulacsi’nin degajında savunma dengesiz yakalandı ve çevirlen topta Haidara uzaktan etkili bir vuruşla ofansif oyuncuların yapamadığını yaparak durumu eşitledi. Bu golden hemen sonra iyi kullanılan bir derin taçta Hector, Duda ile iyi bir 2’li oyun oynadı. Onun topukla bıraktığı topu Duda biraz sürüp ortada ona verdi ve Hector da takımını tekrar öne geçirdi. Ligin en iyi defanslarından biri sayılabilecek Leipzig defansının façası bu atakla çizildi denilebilir. Nagelsmann bu golden sonra hücum hamlelerini art arda yapıp takımı daha da ofansifleştirdi ama haftalardır en bariz görünen takımın topu 3. bölgeye iyi taşısa da orada kreatif çözümler üretemeyişi veya gol içgüdülü oyuncusunun az oluşu. Lig bitimi sonrası bazı oyunculara mental olarak bu yönde yatırım yapılabilir veya direkt buna yönelik bir takviye gerekebilir. Aslında Sörloth’u daha ofansif bir rolde kullansa belki bu problemi biraz çözebilirlerdi ama ilk günden itibaren onu Naglesmann farklı rollerde kullandı ve skor problemi devam etti. Bremen’e 4 gol atılsa da kompakt savunmalarda çok çözümsüz kaldılar. Köln de rakibini kalesinden uzak tutarak bu resmi bir kez daha gösterdi. Son dakikalardaki Kluivert’ın pozisyonlarında da gol gelmeyince Köln hayati bir 3 puan aldı. Leipzig de şampiyonluk umudunu yitirdi.
Bayern Münih – Bayer Leverkusen
Avrupa Süper Ligi’ne katılmayacağını açıklayan Bayern’de son maçlarına çıkan Flick, Wolfsburg karşısında çok pozisyon kaçıran Sane yerine Coman ile başladı. Geçen devrede Bayern’e kaybedip düşüşe geçen Leverkusen’de Hannes Wolf ise 3-0 kazanılan Rhein derbisinde forma giyen Jedvaj, Wendell ve Amiri yerine Tah, Sinkgraven ve Frimpong ile başladı. Bosz gibi o da bu maçta kanatlardan oyun kurdu ama Bayern savunma seti kanattan içeri ekarte edilmesine ve paslara engel oldu. Maçın başında 8 numaraya geçen Alaba’nın ortasıyla hemen gol pozisyonuna girdiler ve seken topu Moting vole ile tipleyerek takımını öne geçirdi. Transfer olduğundan beri çok eleştirilmişti ama Lewandowski’nin yokluğunda gol katkısı fena değil denebilir ve Lewandowski’nin arkasında kim olsa performansı düşük kalacaktı. Leverkusen’in ilk yarım saatte görüldüğü üzere orta koridorda rakibini karşılamada çok aciz kaldı. Palacios ve Aranguiz defansa katılımda etkisizlerdi. Geriye düştükten sonra da top taşıyıp Bayern kalesine gidemediler. Schick’e atılan uzun paslarda da Çek forvet bir kez savunma arkasına sarkabildi ve onu da değerlendiremedi. 2. yarı Musiala ve Coman kanat değiştirip daha çok içeri kat etmeye başladılar. Hannes Wolf orta sahaya takviyeler yapsa da rakip kaleye topu taşıyamadılar ve çok fazla top kaybı yaptılar. Defansta da fazla boş alan verip Bayern şutlarına maruz kaldılar. 68’de hızlı kullanılan bir serbest vuruş harici Bayern savunması da aman vermedi ve onda da Bailey’nin topu direkten döndü. Flick rotasyonlarını yapıp baskıyı da devam ettirerek rakibine pozisyon vermediler. Takımın rakip yarı sahadaki baskısı bugün kilit faktörlerindendi. Lewandowski’nin yokluğunda da son vuruşların kalite yüzdesi düşse de performansları çok gol pozisyonlarına girdikleri için öne geçecek ve rakibi baskı altına alacak kadar yeterli oldu.
Eintracht Frankfurt – Augsburg
Hütter’in ayrılışı kesinleştikten sonraki ilk maçını farklı kaybeden Frankfurt’ta Hütter, Chandler ve sakatlıktan dönen Hitneregger ile başlarken Ilsanker ve Durm kulübeye geçti. Herrlich ise rotasyona giderek daha az forma şansı bulan oyunculara şans verdi. Frankfurt baskılı oynarken Augsburg geride bekleyip kontralar geliştirdi. Frankfurt hücumda kalınca arkadaki boşlukları Richter ve Benes değerlendirse de skoru bulamadılar. İlk yarının ortalarında Frankfurt defansı hatalarla Augsburg’u kaleye davet etse de konuk takım bu şansları kullanamadı. Herrlich’in takımı ileride az adamla hüchm ettiği için Frankfurt, bu negatif tabloyu lehine tekrar çevirebildi. İlk yarının sonlarına doğru eski Augsburglu Hinteregger, köşe vuruşundan gelişen atakta, Kamada’nın güzel ortasını kafayla gole çevirerek takımını öne geçirdi. Herrlich gerekli takviyeleri yapamayınca 2. yarıda hakimiyet yine Frankfurt’undu ve daha fazla gol şanları da buldular. Rode ile ortadan geliştirilen atakta solda topla buluşan Kostic güzel bir orta keserken takımın en golcüsü ve ligin de Lewandowski’nin gölgesindeki en skorer oyuncularından Andre Silva golünü attı. Bu golle biraz daha rahatlayan Frankfurt oyunun geri kalanında tempoyu da belirledi ve Augsburg’a çok top vermedi. Herrlich takımı ileri çıkıp önde baskı denedi. Kazanılan penaltı ile de maça tekrar ortak olma şansları olsa da Finnbogasson golü atamadı. Vargas oyuna girdikten sonra hareket getirdi ve son bölümde bir topu direkten döndü. Takımda en bariz göze çarpan 3 oyuncudan fazlasının organize olamayışıydı. Özellikle hücumda ilk yarıda kontra ataklar bulduklarında koşu atan oyuncu sayısı azdı. Frankfurt ise Hütter’in ayrılma haberiyle Rose ve Gladbach düşüşü olur mu diye düşünürken galip gelerek Şampiyonlar Ligi potasında kalmaya devam ettiler.
Arminia Bielefeld – Schalke
Frank Kramer, Schalke’nin ölüm maçında Kunze yerine Meier ile başlarken, Freiburg’a farklı kaybeden Grammozis ise Becker ve Can Bozdoğan yerine Mustafi ve Paciencia ile başladı. Ev sahibi Kramer’in gelişi sonrası topa sahip olurken atak gücünü arttırmış ve öndeki oyuncular daha birbirine yakın oynamaya başlamışlardı. Bu maçta da Klos, Voglsammer. Okugawa ve Doan öyle oynadı ve çıkarken top kaybeden, hazırlık pası yaparken top kaybeden Schalke karşısında bolca pozisyon buldular. İlk yarıda öne geçiren gol de Mascarell’in hatası sonucu topu kazanan Klos ile geldi. Daha sonra Schalke geride olmasına ve mutlaka galip çıkması gerekmesine rağmen üretemedi. Uzun paslarla ilerideki oyuncuları aradılar. Grammozis ilk başlarda Mustafi ve Kolasinac gibi isimleri tercih etmiyordu ve gençler de hatalar yapsalar da daha dinamiklerdi. Bu maçta sonradan girseler de eksiklikleri hissedildi. Zaten Schalke’de kıvılcım gösteren kısım Huntelaar harici, birer birer Schalke II ve U19’dan takıma kazandırılan isimlerdi. Grammozis bu maçta sözde daha tecrübeli isimlerle çıktı ama Mustafi ve Kolasinac, transfer oldukları Arsenal kalitesini sahaya koyamadılar ki Arsenal’in kendisi de liginde pek iyi değil. Diğer tarafta her hafta üzerine koyan takımda öndeki pres gücü son dakikalara kadar devam edince, ligin başlangıcında düşmeleri sürpriz olmayacak, en mütevazı ekiplerden Bielefeld bu maçtan galip gelerek düşme hattından 3 puan daha yukarı çıktı. Başkanları, borçlanmaktansa ligden düşmeyi yeğliyordu ama Kramer durumu değiştirdi. Schalke ise düşerken son dakikalara dahil mental olarak sahada değildi. Zaten haftalardır düşmelerine kesin gözüyle bakılsa da birkaç hafta daha dayanabilirlerdi belki. Tecrübeli, abilik yapacak isimler bitiş düdüğüne kadar oyun kurmak diğerlerini yönlendirmek yerine rakip takım ve hakemle didişti ve maç bitiminde en çok üzülen taraflar, taraftar ve eski Schalke oyuncusu, yardımcı antrenör Asamoah oldu. Diğer oyuncular ise bir sonraki sezon nerede oynayacaklarını düşünüyor olabilirler. Ligden düşmenin zorlama da olsa iyi tarafına bakılırsa genç oyuncularla yapılanmayla ekonomik bir Bundesliga 2 sezonu geçirip geri gelebilirler ve bir diğer ilginç nokta ise alt ligdeki efsanevi kulüpler. Almanya futbol izleyicisi tamamen kazanma odaklı değildir ve şehrinin takımını tutar. 2. ligde de Schalke’nin oraya inişiyle geleneksel takım sayısı artacak. 3. ligden Hansa Rostock, Dynamo Dresden ve belki 1860 Münih gelebilir. Hamburg da Hamburgluğunu konuşturup bu sene de aşağıda kalırsa güzel bir atmosfer onları bekliyor olacak.
Borussia Dortmund – Union Berlin
Bremen karşısında farklı kazanan Terzic, Morey, Dahoud ve Brandt’ı kenara çekerken, Piszczek, Emre Can, Hazard ve ile başladı. Union’da Fischer ise Schlotterbeck yerine Ingvartsen oynarken 4’lü defansa döndüler. Ayrıca Endo da Gentner yerine oynadı. Maçın henüz başında Emre Can’ın pas hatasında Union gole çok yaklaştı ama Kruse’nin şutu direkten döndü. Bu kaza sonrasında Dortmund topa sahip olurken özellikle orta koridoru bolca kullandılar. Haaland geriye gelip topun 3. bölgedeki dağıtımına yardımda bulundu. Penaltı ile bu sefer golü erken buldular. Sezon boyunca en büyük problemlerden biri erken skor bulamamaktı ve domine edilen maçlarda bile bu göze çarpıyordu. Bu pozitif gelişmeye rağmen art arda pozisyon bulsalar da 2. yarı da dahil olmak üzere bunlardan faydalanamadılar. Biraz rehaveti andıran bir görüntü vardı. Fischer’in ekibi kontra ataklarla özellikle kanatlardan yüklendi. Önde baskıyı bozmadılar. Dortmund’un geçiş hücumlarını da iyi savundular ve Dortmund’un son vuruş ve tercihlerdeki eksiklikleri de buna yardımcı oldu. Maçın sonuna kadar maça dahildiler. Son dakikalara girilirken savunmadan çıkarken yapılan pas hatasında geçiş hücumunda defansın arkasına sarkan Guerreiro, hücum oyuncularının yapamadığını yaparak 1’e 1’de Luthe’yi geçti. Dortmund böylece Şampiyonlar Ligi’ne katılma umudunu sürdürdü.
Hoffenheim – Borussia Mönchnengladbach
Leipzig ile berabere kalan Hoffenheim’da Hoeneß, Rutter yerine Bebou’ya dönüş yaparken, mevcut takımı için tekrar Avrupa kupaları hesaplarına giren Rose, kart cezasını dolduran Kramer’i 11’e alıp, Zakaria’yı yedek bıraktı. Maça ilk dakikadan itibaren ofansif başlayan taraf Hoffenheim’dı ve uzun zamandır böyle bir görüntü vermemişlerdi. Gladbach ise kontralar kovaladı ve ilk golünü de defanstan uzun pasla Thuram’ın atağı sonucu buldu. O vurma şansını kaybederken Plea topu alıp yerden düzgünce vurarak takımını ilk atakta öne geçirdi. Hoffenheim golden sonra baskı kursa da bu sezon başına bela olan savunmadan uzun topla çıkarken yapılan pas hataları ve sakarlıkların cezasını bu maçta ilk yarının sonunda çekti. Bir diğer Gladbach kontrasında ceza sahasına topu iyi taşıdılar ve Plea’nın pasında Lazaro takımı 2 farkla öne geçirdi. Devre arasına bu halde girseler de Hoeneß’in takımı 2. yarıya da baskıyla başladı ve yarının başında kornerden gelişen atakta golü attı. Gladbach’ta adam paylaşımı oldukça kötüydü. Bu maçta Hoffenheim adına dikkat çekici isim Baumgartner’di. Hücumda çok iyi bir bağlantı oyuncusu olan isim uzun süre sonra güzel bir maç ortaya koyarken 2. golün hazırlanışında önemli rol oynarken Kaderabek’in Bebou’ya asisti de milimetrikti. Çek oyuncu galibiyet golünün de asistini yaptı. Hoeneß onun eksikliğini zaten bu sezon oldukça yaşamıştı. Gladbach’ın kazandıkları maçın skorunu koruyamama probleminden daha önceki haftalarda da hem yazılarda hem de podcast yayınımızda bahsetmiştim. Oyuncular rehavete katılıyor ve geriye yaslanıp kontra kovalayayım derken defansa odaklanamıyorlar gibi. Şampiyonlar Ligi grup aşamasında da bunu görebiliyorduk. Hoffenheim ise düşük olan düşme ihtimalinden uzaklaştı.
Werder Bremen – Mainz
Lig bitimine doğru alt sıralardaki sıcaklığı hissetmeye başlayan Kohfeldt, kart cezalısı Groß, sakat Bittencourt ve yedeğe geçen OSako yerine Augustinsson, Sargnet ve Füllkrug ile başladı. Hertha maçını oynayamayan Svensson ise bir önceki maçta forma giyen Da Costa ve Burkardt yerine Brosinski ve Szalai ile başladı. Svensson ile daha hücumcu, daha pozitif futbola geçen Mainz, rakibine ilk dakikadan beri baskı uygulayarak ve rakibin hatalarını değerlendirerek pozisyonlar buldu. Onisiwo’nun şutunda seken topu Szalai tamamlayıp bu sezonki ilk golünü attı. Onisiwo, Svensson ile daha ofansif bir role bürünürken bu maçta bolca Pavlenka ile karşı karşıya kalırken onu geçemedi ki Pavlenka da takımını maçta tuttu. Ters ayakta kaldığı pozisyonda dahi bir şekilde kalesini savundu. Mainz yavaş yavaş topu ilk yarının sonlarından itibaren rakibine bırakırken onların cansiperane ve isabetli olmayan kısa ve uzun paslarını toplayıp kontra ataklara çıkarak farkı arttırmaya çalıştı. Son dakikaya kadar gol gelmeyince Bremen oyunda kaldı ve rakip kaleye hiç olmadığı kadar kalabalık gittiler ama onlar da kaleyi bulamıyorlardı. Son vuruşlardaki eksiklik sonucu Mainz kazanıp rakibini altına alarak çıkışını sürdürdü. Aynı akşam düşen Schalke ile ligin ilk haftalarında benzer bir tablo ortaya koyuyorlardı. Sezon başında maaş krizi sonucu kötü durumdalardı ve işler pek iyiye gitmiyordu. Beierlozer ve Lichte ile de istediklerini alamayınca Svensson getirildi ve onla birlikte de takım mentalitesi değişerek çıkış başladı. Kohfeldt ise hem tablo da hem de futbol olarak takımını tam tersi yere götürdü. Bireysel performanslardan iyi verim alan, hücumcu ve cesur bir görüntüsü varken, pek organize olmayan ve tat vermeyen bir takıma dönüşen Bremen haftalardır galibiyet alamadı ve puan alamazlarsa kaderleri diğer takımlara bağlı.
Stuttgart – Wolfsburg
Wamangituka’nın yokluğunda hücumda zor günler geçiren Matarazzo, Union yenilgisi sonrası rotasyona giderken Massimo, Ahamada ve Klimowcz gibi oyuncular 11’e geçti. Bayern’e kaybeden Glasner de kart cezalıları Otavio, Mbabu ve kenara geçen Lacroix ile Joao Victor yerine Roussillon, Pongracic, Brekalo ve Arnold ile başladı. Şampiyonlar Ligi’ne katılım konusunda rakiplerine göre daha zor bir fikstürü olan Wolfsburg’da Glasner’in galibiyete ihtiyacı had safhadaydı. Glasner’in ekibi temkinli başlayıp rakibe pres uygulayarak skor aradı. Schlager’in uzaktan şutuyla öne geçtiler. Stuttgart da hücumda etkili gelse de son hamlelerde eksik kalıyordu. Penaltı bularak durumu eşitleme fırsatı bulsalar da Förster şansı harcadı. Casteels bu penaltı haricinde maç boyunca önemli pozisyonlara da engel olarak, Bayern maçını telafi etmeye çalıştı. 2. yarı yine rakip hatalarını kullanıp kontralara çıktılar ve 65’te maçı bitiren gol eski Stuttgartlı Gerhardt’tan geldi. Wamangituka’nın ve Sosa’nın yokluğunda rakip kaleye gelmekte Stuttgart haftalardır zorlanıyor ve bu maçta da bu görüldü. İyi oyunculara sahip olmak onlara bağımlılığı da beraberinde getirebiliyor ve onların yokluğunda da sistem işlemeyebiliyor. Glasner de üst üste alınan farklı mağlubiyetlerden sonrası tekrar kazanarak Şampiyonlar Ligi iddiasını devam ettirdi.
Yorumlar