Yine bol gollü geçen haftada Haaland ve Lewandowski damga vurdu. Gol krallığında onlara bu sezon Kramaric de eşlik edecek gibi. Mainz ve Schalke ligin derinliklerine yerleşmeye başladı. Milli maç arası öncesi Bundesliga’da yine zevkli maçlar oldu.
Haftayı farklı galibiyetle Union Berlin açtı. Urs Fischer Kruse’yi ilk kez 11’de başlatırken Ingwartsen de bu sefer başlangıç düdüğü öncesi sahadaydı. Awoniyi ve Bülter bu hafta kulübede otururken Fischer açıkça daha ofansif bir kadro çıkararak Mainz’ın ligde artık kolay lokma olarak görüldüğünün altını çizmiş oldu. Kaybeden tarafta Baierlozer’in kovulması sonrası takımı devralan Jan-Moritz Richter Wolfsburg’a giden Baku, kart cezalısı Niakhate ve kulübede başlayan Barreiro yerine Hack, Mwene ve Kunde’ye forma verdi. Union Berlin kanatları çok rahat kullanarak başladı ve Kruse ilk maçında golle buluştu. Diğer goller de benzer organizasyonlardan geldi ve Mainz defansı gerçekten çok tepkisiz ve çaresizdi. Özellikle Pohjanpalo’nun golünde kalenin hemen önünde görevi onu engellemek olan Hack ne yaptığını bilmez halde duruyordu. (Kendi yorumumu nadiren ben diliyle katarım ama ben bu kadar kayıtsız bir defans duruşunu en son Mustafa Yumlu’da gördüm). Takım konsantrasyondan çok uzaktı ve sadece Zentner’in reflekslerine kalmış haldeydi. Union’un hücum anlamında hakkını yememek gerek (Özellikle cepheye mermi taşır gibi sağ kanattan gelen Sheraldo Becker’in) ancak orta halli bir takımda bu kadar rahat pozisyon bulamayabilirlerdi. Öyle ki defansta Schlotterbeck bir orta saha oyuncusu gibi pozisyonlara girdi. Richter ilk yarıdaki 1-0’a mı aldandı bilinmez ilk değişikliklerini 60’ta yaptı ve geç reaksiyon verdi. İlk haftadan direkt not vermek olmaz ama Baierlozer ile daha iyi bir maç çıkarabilirlerdi. Mainz böyle giderse bence Bundesliga 2’de kendi kulüp kimliğini tekrar bulup geri çıksa daha iyidir. Bu kulüpten Klopp ve Tuchel gibi antrenörlerin yanında Schürrle gibi oyuncular çıktı. Union ise acaba bu sezon ne yapacak diyenlere yanıt vermiş oldu. Ofansif olarak geçen sezona göre daha güçlüler. 3’lü tandemde de özellikle Friedrich çok iyiydi.
Kötü defanslarla açılan hafta da bir diğer rezalet Freiburg defansıydı. Gelmemiş olabilir çünkü gerçekten reaksiyon anlamında çok kötülerdi. Mainz’lı Hack’ın görüntüsünün bi benzerini aslında çok da fena bir oyuncu olmayan Höfler’de gördük. Formasyon olarak da 3’lü tandem doğru bir seçenek olmayabilir. Streich geçen hafta şans verdiği Grifo yerine Gulde’ye şans vererek hücum oyuncusu sayısını azalttı. Freiburg normalde iyi yaptığı ne varsa bu maçta yapmadı kademeler yok denecek kötüydü. Ayağa basamadılar ve Reyna her ne kadar yetenekli olsa da çok rahat dikine oynadı. Savunma ara pasları iyi süzemedi ve en önemlisi Freiburg bugün üretemedi. Freiburg geçmişte daha mütevazı oyuncu gruplarına sahip olduğunda bile Bayern ve Dortmund gibi devlere karşı kanat aksiyonları, uzun paslar ve en kötü uzaktan şutlarla hep tehlike arz ederken bu maçta rakibin pas hatası ile sadece Grifo’nun şutu vardı. Dortmund tarafında Favre, kupa maçında ve Augsburg maçında eksik olan Bürki ve Sancho yerine yine Reus ve Hitz’i oynattı. Geçen sezon kanatlardan daha çok pozisyon hazırlayan Dortmund’da Reyna merkez aksiyonları için çok iyi bir opsiyon olduğunu bu maçta her ne kadar Freiburg zayıf karınlı olsa da gösterdi. Defansta Akanji haricinde gayet iyilerdi ki zaten Freiburg’un kayda değer az pozisyonu vardı. Ancak Akanji can sıkacak gibi.
Lig içi ve lig dışı tüm takımların çekindiği korkunç Bayern’e geçen hafta kabus yaşatan Hoffenheim ise bu hafta kaldığı yerden devam edemedi. Kreichgau ekibi Hoffenheim’da sakatlıkları sebebiyle Samassekou ve Bıcakcic yerine Skov ve Grillitsch oynarken Akpoguma 3’lü tandemin soluna geri döndü. Geçen hafta ofansta etkili olan Kaderabek sağ kanatta oynarken bu hafta hücum anlamında çok varlık gösteremedi. Golü Kramaric’in bireysel yeteneği ile bularak konuk takım öne geçti. Ancak ev sahibi Frankfurt son yıllardaki en iyi başlangıcı yaptığı maçta ikinci yarı rüzgarı tersine çevirdi. Golden sonra daha çok topa sahip olurken Hütter’in ekibi defansta daha sıkı durdu. Golde de Kramaric’i iyi marke etseler de tamamen bireysel yeteneğine yenik düştüler. Hoffenheim’ın ikinci yarıda geriye çekilmesi kendi sonlarını hazırladı. Bu kadar çok kreatif oyuncunun bir arada olduğu takımlara karşı yapılacak en son şeylerden biri olmalı keza Bas Dost’un pasında golü Kamada bulurken takım hücumda o kadar çoğalmıştı ki, Kamada’nın arkasında stoper Hinteregger vardı. Japon oyuncu Frankfurt’un evindeki 1700. golünü atmakla kalmayıp resital sundu. Tsubasa’nın ete kemiğe bürünmüş hali gibiydi ve adam eksiltmesi, slalomları ile kale odaklı oyunu ikinci golü de getirdi. Gerçekten izlemesi en keyifli oyunculardan bir tanesi. Önceki sezonlar da Frankfurt deyince Kostic, Jovic gibi oyuncular akla gelirken artık Kamada bu takımın izlenme sebeplerinden biri. Hoffenheim tarafında ise Hoeness reaksiyon gösterip değişiklikler yapsa da Belfodil ve Gacinovic etkisiz kaldı. Geçen hafta savunma arkasında boşluk bulabilen Dabbur bu maçta beslenemeyince katkı veremedi. İlk golden sonra takım önde kurulsaydı belki puanlarla lig arasına girebilirlerdi.
Ligin yeni ekibi Arminia Bielefeld 2020 yılında ilk yenilgisini Bremen’de tattı. En son Aralık 2019’da Bundesliga 2’de yenilgi gören Bielefeld bu maçta defansta ilk yarıda özellikle iyi alan tutamadı. Bittencourt’un ilk golü VAR incelemesi sonucu iptal olsa da ikincisi tabelaya yazıldı. Kadroya bu sezon giren Mbom’un asisti de güzeldi. Geçen sene Sargent’i kazanan Kohfeldt, bu sezon da onu vitrine koydu ve bu zamana kadar fena durmuyor. Konuk taraf ikinci yarı daha etkiliydi. Art arda pozisyonlarda özellikle Pavlenka oyun olarak öne geçen Bielefeld ekibini sonuç olarak öne geçirmedi. Cordova, Klos ve Soukou 3lüsü hücumda aktif olsalar da son vuruşlarda etkili olamayınca Pavlenka’ya yardımcı oldular. Bremen oldukça şanslı bir 3 puan alarak kazansalar da transferin son günününde Klaassen’in Ajax’a transferi büyük bir kayıp oldu. Grujic’in kiralanması gündemde eğer o gelirse denge sağlanır. Kohfeldt de koltuğu sallananlardan olsa da Schalke ve Bielefeld galibiyetleri ile zaman kazandı.
Koltuğu sallanan bir diğer isim Gisdol’ün Köln’ü 13. Kez Rhein Derbisi’nden de galip gelemeden ayrıldı. 3’lü savunmaya geçen Gisdol, geçen hafta forma giyen Jonas Hector ve Thielmann yerine Drexler ve Sörensen’e forma verdi. Marco Rose, Union Berlin kadrosunu bozmazken takıma bu hafta motivasyon da dahil olmuş keza maçın başından itibaren arzulu atak yapan Gladbach ekibi golü erken bularak maçı 16. dakikada 2-0’a getirdi. İlk 20 dakika sürklasse olan Köln’e karşı özellikle Hofmann bu maçta çok etkiliydi. Milli takıma da çağırılan oyuncu ilk iki golün asistini yaptı. Maçın kırılma anı Kramer’in havadan absürd geri pasında topu kontrol edemeyip ayağından açan Sommer’in topunu kale direğine vuran Andersson’un pozisyonuydu. Bu şut kaleye girse Köln belki maça ortak olabilirdi. İkinci yarının başında hala bu ihtimal devam etse de Ehiziboue’nin sebep olduğu penaltı maçı tamamen Köln’ün elinden kopardı. Rexhbecaj’ın golü biraz teselli gibi gözükse de Köln’ü zor bir sezon bekliyor. Bu yazıda size eski ortağının kendisi hakkında “Windhorst bir kedi gibi dokuz canlıdır” diye tanımladığı Lars Windhorst'u ve Hertha Berlin üzerinde yaptığı ciddi yatırımdan bahsediyorumİlginizi Çekebilir
Lars Windhorst: 9 canlı yatırımcı ve O'nun Hertha Berlin'i
Matarazzo’nun Stuttgart’ı, baskın Leverkusen’e karşı yine Kalajdzic ile şanslı 1 puan aldı. Cezalı Stenzel yerine Arsenal’den kiralık Mavranapos ilk kez 11’de başlarken Bosz ise yeni transfer Santiago Arias’ı Lars Bender’in yerine sağ beke aldı. Bir diğer değişikliği ise maç esnasında golünden 15 dakika geçmeden sakatlanan Schick yerine Alario’yu alarak yaptı. Stuttgart ekibi 3’lü tandemle çıksa da savunmaya geçişte Borna Sosa beke geçerek 4’lü savunmaya dönüldü. Hücum zenginliği çok olmasa da bu tarz maç içi dinamik geçişler Stuttgart’ı ligin birçok takımından olumlu anlamda farklı kılıyor. Leverkusen erken agresif bir presle başladı ve top kontrolünü özellikle ilk yarı daha fazla elinde tuttu. Wendell-Sinkgraven değişikliği sonrası kısa bir sekansta Stuttgart da topa sahip olmaya ve ileri oynamaya başlasa da pas kaliteleri iyi değildi. Ofansif değişikliklerle Materazzo durumu eşitlemeye çalışsa da ikinci yarıda da atak taraf Leverkusen’di. Yer yer Kobel’in başarısı yer yer de etkisiz vuruşlar skoru 1-0’da tuttu. Ancak Klement’in serbest vuruşunda bu haftaya kadar hava toplarında ne kadar tehlikeli olduğu şüphe götürmeyen ve Avusturya milli takımından da davet alan Kalajdzic çok rahat bir gol attı. Daha sonra tekrar öne geçmeye çalışsa da Leverkusen milli araya 1 puanla girdi. Stuttgart adına ise bu kadar tehlikeli atak sonrası gol yemeyip üzerine 1 puan koparmak oldukça kazançlı bir iş oldu.
Bir diğer yeni teknik direktör Manuel Baum, Schalke ile ilk maçında bozguna uğradı. Geçen haftaya göre Rudy,Boujellab, Raman ve kart cezalısı Ozan Kabak yerine Nastasic, Sane, Schöpf ve Suat Serdar başladı. Tekrar sakatlanan Suat Serdar’ın yerini de bir diğer Türk asıllı oyuncu Can Bozdoğan aldı. Ev sahibinde ise Nagelsmann Klostermann ve hafif sakatlıkları bulunan Poulsen ve Tyler Adams yerine Halstenberg, Nkunku ve uzun süre sonra ilk 11’de yer alan Orban’a şans verdi. Her ne kadar sıklet olarak Leipzig daha yüksek olsa da Suat Serdar’ın sakatlanıp çıkmasına kadar ikili mücadelelerde iyi görüntü verdiler. Daha sonra orta saha Leipzig oyuncuları tarafından daha hızlı geçildi ve Leipzig savunma oyuncuları dahi Fährmann ile karşı karşıya geldi. Mukiele bir hücum oyuncusu gibi ceza sahasında pozisyonlar buldu. Direnci düştükten sonra goller arka arkaya geldi. Nagelsmann’ın rotasyonlu kadrosu rahat kazandı. Schalke’nin durumu giderek içler acısı bir hal aldı. Mainz ile birlikte alt sıraların gediklisi olmaya devam edecekler gibi.
Haftanın golsüz biten ancak kimsenin nasıl golsüz bittiğine akıl erdiremediği maçta Wolfsburg ve antrenörleri rahatsızlığı sebebiyle hastaneye kaldırılan Heiko Herrlich’ten yoksun Augsburg toplam 26 gol pozisyonuna girdi. Wolfsburg hafta içinde Avrupa Ligi’nden sürpriz biçimde elendi ve belki de fikstür açısından bu onlar için daha iyi oldu keza ön eleme maçları sebebiyle sezonu erken açmışlardı ve ajandaları açılmış oldu. Daha atak ve organize olan Wolfsburg tartıda daha ağır gelse de Augsburg’da kazandığı toplarla kontralarla Casteels’i zorladı. Özellikle ikinci çok daha net pozisyonlar buldular. Wolfsburg ise hem Augsburg kalecisi Rafal Gikiewicz’in başarılı performansı hem de son vuruşlardaki etkisizlik sebebi ile Brekalo’nun ofsayt sebebiyle iptal edilen golü haricinde topu kale içine sokamadı. Bu golde bile pozisyondan çok önce bir anı yakalayan VAR Augsburg’un yenilgisizliğini devam ettirdi.
Haftanın kapanış maçı nefes kesti. Geçen hafta Hoffenheim’a 4 golle kaybeden geçen sezonun şampiyonu bu maçta 4 gol atarken zor bir galibiyet aldı. Geçen hafta rotasyon yapan Flick, Boateng, Alaba, Goretzka ve Gnabry’nin yanında Richards’a ilk kez 11 şansı verdi. Pavard, Süle, Javi Martinez, Tolisso kulübede başlarken kas problemi olan Coman kadroda yer almadı. Labbadia ise sakat Torunarighe ve Piatek yerine ilk kez 11 şansıbulan Zeefuik ve Cordoba’ya şans verdi. Maçın başından beri Bayern daha çok şans bulsa da Hertha da ürettiklerini efektif kullandı. Bayern 22 pozisyonda 4 gol bulurken Hertha 10 pozisyonda 3 buldu. Son dakikaya kadar maça ortak olan yatırımcı Windhorst’un Hertha Berlin’i son dakikalardaki Mittelstadt’ın anlamsızca sebep olduğu penaltı ile yendi. Bayern Thiago gittikten sonra daha çok pozisyon veriyor ve orta sahada 6 numarada Kimmich tercihi ofansif olarak çok iyi etki etse de takım olarak top rakipteyken konsantre olarak basmayınca defansif zaaflar ortaya çıkıyor. Hem Kimmich hem de Goretzka ileriye kanatlara ve dikine uzun paslar kullanıyorlar ve bu paslar eğer kesilirse savunma ters ayakta yakalanabiliyor. Alaba’nın yeri de tandem de tartışılmalı. Transfer dönemini hızlı geçiren Douglas Costa, Bouna Sarr, Marc Roca ve Choupo-Mouting kadroyu derinleştirse de orijini stoper olan bir oyuncu da alınabilirdi. Roca 6 numara olarak oynayabiliyor ve Sarr da bir sağ bek alternatifi olacak. Bayern atak oynayan bir takım olsa da Hoffenheim maçı ve Hertha maçında yenilen duran top golleri geride Flick’in daha fazla şeyi sorgulaması gerektiğini gösteriyor. Tüm bu olumsuzları konuşurken Lewandowski’nin performansını kötü göstermemek gerek çünkü Polonyalı gerçekten putlaştırılası bir grafik çiziyor. Allianz Arena’da Bayern forması ile 100. golü maçın ilk golüydü ve 98 maçta toplamda 103 gol atmış oldu bu stadyumda. Çıtayı o kadar yukarı çıkardı ki emekli olduğunda Bayern’in ne yapacağını her hafta merak ediyorum. Atak demişken Davies’in sol açık performansı ilk maç bekte olduğu kadar parlak değildi. Hertha özeline tekrar dönersek takımda çok fazla yeni isim var ve bir arada oynayıp birbirlerine alışmaları gerekiyor. Schwolow her ne kadar 4 gol yese de mükemmel bir maç çıkardı ve o olmasa Bayern maçı daha erken koparabilirdi.Maçın 10. dakikasında Lukebakio’nun Cordoba’ya vermeyip kendi kullanıp cılız bir şut çektiği top aslında çok şey gösteriyor. Bu maçta da görüldüğü gibi bireysel performanslar (Örneğin Cunha) takımın itici güçlerinden olsa da Lukebakio'nunkine benzer pozisyonlarda oyuncu takımı ve sonucu düşünüp pas kullanırsa o zaman daha büyük bir takım olacak. Her ne kadar umut vaat eden bir kadro olsa da takım oyunu olmazsa olmaz. Daha küçük bütçelerle bu zamana kadar kimi takımlar daha büyük seviyelere geldi. Buna önceki sezonlarda başarılar elde eden Wolfsburg, Frankfurt ve şampiyon olduğu sene Stuttgart örnek verilebilir.
Milli maç arasında kimi takımlar soluk alırken kimi takımlar oyuncu kaybetmemeyi umacka. Biz futbolseverler ise bu şovdan bir süre mahrum kalacağız.
Yorumlar