Bundesliga 28. Hafta Değerlendirmesi

Bundesliga 28. Hafta Değerlendirmesi


Arminia Bielefeld – Freiburg

Haftanın açılış maçında Streich 3 önemli isminden yoksundu. Höler ve Demirovic kart cezalısıyken Grifo da Covid sebebiyle Bielefeld’e gidemedi. Höler ve Demirovic’in yerini Haberer ve Jeong aldı. Streich 3’lü defansa dönerken 3-4-2-2’de Jeong-Sallai ilerideydi. Haberer ve Santamaria’da onların arkasında yer alırken Santamaria, Schmid’in önüne pozisyonlara bağlı olarak sağ kanada yerleşti. Ev sahibi Kramer de kart cezasını dolduran Pieper’e kavuştu. Geçen hafta forma giyen Vlap ve van der Hoorn yedeklerdeyken Pieper ve Klos sahaya çıktı. Oyunun başlangıcında Freiburg topa daha çok sahip olsa da Okugawa ve Doan’ın kreatifliği ile Bielefeld önde daha etkiliydi. Voglsammer ilk kısımlarda 3 pozisyon buldu. Kramer’in gelişi ile takımın felsefesine katılan rakip yarı sahada baskı bu maçta da görüldü ve toplar kazanıldı. Takım olarak defansın ileride kuruluşu onlar için risk de taşısa da Freiburg topu rakip ceza sahasına taşırken son kararlarda iyi değildi. Bielefeld de defansta kompakttı. Freiburg’da yaratıcılık kısmı yine sol tarafta Günter’e kaldı ve bu maçta sol kanat bek çıkan kaptan soldan bindirerek çizgiye inip penaltı noktasına veya ceza sahası önüne toplar çıkardı. Bielefeld de ilk yarıda bunları savuşturdu.yarıda Freiburg topu puana daha çok puana ihtiyacı olan rakibine bıraktı ve savunma arkasında uzun paslarla boşlukları değerlendirmeye çalıştı. Uzun paslarla nadir olarak bunları da buldular ama Bielefeld topu alınca iyi değerlendirebilen takımlardan. Akan oyunda pozisyon bulamasalar bile duran top şansları buluyorlar ve bunları da iyi kullanıyorlar. Golleri de köşe vuruşunda Freiburg defansının Doan’a odaklanırken kendini unutturan Okugawa ile geldi. Geriye düşen konuk takımda ileride sorumluluk alacak oyuncu azlığı sebebiyle pozisyon bulma şansı bulamadılar. Tempelmann’ın girişi ile orta sahada dinamizm arttı ve son 20 dakikada daha fazla ileri çıkmaya başladılar ve bu doğal olarak arka tarafta Bielefeld’e boşluklar verdi. Hem defansif hatalar hem de boşlukları Doan, Voglsammer ve Klos kullandı ama farkı arttıramadılar. Streich daha önceki maçlarda stoperlerden birini çıkarıp risk alıp ileri oyuncu atıyordu ama onu bu maçta yapmayıp 3’lü defansla devam etti. Kalan sürede Bielefeld defansı kompakttı ve önemli bir 3 puan alıp düşme hattından çıktılar. Streich oyuna müdahalede geç kaldı ve 2. yarı topa daha az sahip olup geride kalarak puan alma ihtimallerini azalttılar. Kramer de böylece ilk iç saha galibiyetini aldı.

Eintracht Frankfurt – Wolfsburg

Leipzig’i takip eden iki takımın karşılaştığı haftanın maçında Hütter, Dortmund galibiyeti sonrası Younes yerine 10 numara pozisyonunda Kamada ile başladı. Zorunlu olmadıkça kadroda değişiklik yapmayan konzervatif Glasner de Köln karşısında kazanan 11’i sahaya sürdü. Sağ kanattan Mbabu-Baku lokomitifi veya Mbaku hattı yine atakların ana yönüydü. Oradan başlayan bir taç atışında Weghorst’un geçen haftalarda gördüğümüz sırtı dönük oynayıp servisiyle Baku güzel bir plase golü attı. Fazla sevinemeden Frankfurt’un kanattan kanada alışık olduğumuz oyunuyla durum eşitlendi. Çizgide topla buluşan Durm sıfıra inip yaya açtı. Rode kendisini marke eden Arnold’u peşine takıp topun üzerinden atladı ve Kamada bu sefer yerden bir vuruşla golü buldu. Eksiklik dolayısıyla sağ kanat beke geçen Japon oyuncu bu hafta alışık olduğu ofansif role kavuştu. Baku daha önceki maçlarda görüldüğü gibi bazen 2. bir forvet gibiydi. Topa ve oyuna karşılıklı 2 gol sonrası Wolfsburg sahip oldu ve öndeki baskıyla Frankfurt’un çıkmasına izin vermediler ama onlar da kendi yarı sahalarındayken Hütter’in hücum hattı baskı kurup toplar kazandı. Geçtiğimiz haftalarda çok ileri çıkmayan bir kanat bek olan Durm bu maçta daha ofansif bir rol alıp bazen sağ içe de kaydı. Ayrıca Andre Silva da klasik bir 9 gibi değil de sağ veya sol hücumcu gibi aldığı toplarla kale çizgisine inip orta çıkardı. Bu hamlesiyle yanına oyuncu çekip Jovic ve Kamada’ya da alan yarattı. Onun çizgiye inip çevirdiği pasta 27’de Jovic uzun bir süre sonra tekrar golle buluştu. Bu maçta Frankfurt’ta Kostic dahi kademeye girdi ki Hütter oyunculara iyi bir savunma bilinci vermiş gibiydi ama 2. yarının başında yapılan pas hatasını Baku kapıp Weghorst’a aktardı ve o da yarının başında beraberliği getirdi. Frankfurt disiplininden kopmayıp rakip yarı sahada prese devam etti. Kamada golden kısa bir süre sonra Brekalo’dan kazandığı topu Silva’nın koşu yoluna attı ve dengesiz yakalanan Wolfsburg defansının marke edemediği Silva da bire bir pozisyonda golünü attı. Glasner takımını hiç olmadığı kadar ileri gönderdi ve defans hattı da ileride kuruldu. Bu da Frankfurt’un dikine pas oyununu daha rahat yapmasını sağladı. 60’ta Silva’nın ara pas alıp kaçırdığı pozisyonu Durm takip etti ve rakiplerini geçip Casteels’in uzanamayacağı köşeye topu yuvarlayarak takımını 2 farkla öne geçirdi. Wolfsburg buna rağmen önde baskı kurmaktan vazgeçmedi. Philipp hamlesiyle Glasner ileride kan tazeledi. Arnold ve Schlager daha da öne çıkıp artık forvet arkası gibi oynamaya başladılar sırayla. Süre daraldıkça daha fazla uzun top oynamaya başladılar ve Frankfurt’un ofsayt taktikli çizgi savunmasının arkasına adam kaçırmaya çalıştılar. Weghorst daha fazla geride kalırken Philipp bu koşuları attı. Wolfsburg’un 3. golü onla geldi ve maçın bitimine az süre kala heyecan geldi.  Pongracic’in pası da gol kadar güzeldi. Kalan sürede tehlikenin farkında olan Hütter’in ekibi top tutmaya gayret etmekle birlikte rakibini kalesinden uzak tutmaya çalıştı. Amaçlarına da ulaşıp Şampiyonlar Ligi için büyük avantaj elde ettiler. Wolfsburg ise Leipzig’i takip edecekken Frankfurt’a puan olarak yaklaştı. Az gol yiyen takımlardan biri olarak yenilen 4 gol, savunma adına Glasner’i endişelendirmeli.

Werder Bremen – Leipzig

Lig ikincisi Leipzig’i ağırlayan Kohfeldt sakatlık sebebiyle Füllkrug ve Augustinsson’dan yoksundu. Cezalı Eggestein da olmayınca rotasyon kaçınılmaz oldu. Bu 3 oyuncunun yanında yedeğe geçen Rashica ve Osako’nun yerine Selke, Mbom, Agu, Ömer Toprak ve ilk defa 11’de başlayacak Eren Dinkçi’ye şans verdi. Bayern’e kaybeden Nagelsmann ise sakatken twitleri ile kulüple zıtlaşan Angelino iyileşse de 11’de yer vermedi. Kart cezalıları Mukiele ve Upamecano yerine Konate ve Halstenberg’e defansta yer verdi. Ayrıca Kluivert ve Sörloth da geçen hafta hücumda görev alan Haidara ve Forsberg’in yerini aldı. Leipzig geçen hafta Bayern’e karşı olduğu gibi topu iyi kullandı ve ileriye iyi taşıdı. Agresif bir savunmayla toplar da kaptılar ama 3. bölgedeki eksiklik yine göze çarptı. Derin pasların adresi solda Kluivert oldu ama o da ilk bölümde kazandığı pozisyonları değerlendiremedi. Etkili pozisyonlar yine Olmo ve Kampl’ın rakip kaleye yaklaşmasıyla geldi çünkü orta sahada yaptıkları örüntü pas oyununu rakip ceza sahasında da yapabildiler. Bu ikilinin iletişiminden golü buldular. Bu resimde Sörloth yine sağ çizgiye yakındı. Nkunku ile yer değişip sol kanatta gol buldu. Bu golden önce yine Leipzig alıp sağa doğru topu taşıyıp sonra Olmo’nun sağ iç koridorda Nkunku’ya pasıyla Bremen’i uyuttular ve Sörloth pozisyon alıp golü attı. Leipzig’in bu örüntü oyunu Amerikan Futbolundaki pas oyunlarını hatırlatıyor. Bu oyuna savunmadaki isimler de dahil olup skor alana veya rakip takım karşı atağa çıkmadıkça bu ileri dönük oyun devam etti. Sörloth’un 2. golünde hatta kaybedilmek üzere olan topu stoper Orban rakipten söküp çizgiye inip çevirdi ve asist yaptı. Bayern maçında bunlar neden olmasının cevabı bu kadar cüretkar olamamak ve de orijini gol atmak olan oyuncuların olmaması olabilir. 2. yarıda Leipzig maçı koparmış gibi daha fazla adamla ileri gitti ve skoru arttırmaya çalıştı. Rashica’nın attığı penaltı golü ile Bremen yarım saat kala umutlandı ama Sabitzer’in ilk yarıdaki oyuna benzer şekilde getirilen bir topla penaltı noktasında aldığı pasla attığı gol bunu bitirdi. Bremen’in presi devam etti ama iki rakip arasındaki fark top kazanıldıktan sonra çok barizdi. Leipzig akılcı biçimde topu koşturup gedik ararken Bremen aceleyle uzun paslar kullandı ve topları direkt kaybetti. Maçın geri kalan kısmında Leipzig enerjisini eko modda kullanıp baskıyı geri çekti keza zaten rakip uzun oynanan hoyrat toplarla topu onlara teslim ediyordu ve maçı da böyle bitirdiler.

Bayern Münih – Union Berlin

PSG’ye kaybeden Flick rotasyona gitti ve Stanisic ile Tiago Dantas’a 11’de şans verirken Goretzka sakatlığı sebebiyle oynayamadı ve Sane de kenara geçti. Union’da ise Berlin derbisinde forma giyen Schlotterbeck, Ryerson ve Gentner kenara geçreken LEnz, Endo ve Bülter başladı. Endo sol açık oynayarak alışılmıştan farklı bir pozisyondaydı. İlk bölümde konuk takım daha aktifti ve önde baskı uygulayıp ağırlıkla sağ kanadı kullandılar ve Musa’ya ulaşmaya çalıştılar. Bayern ileri çıkmaya başladığın orta ve sağ koridoru değerlendirirken Goretzka’nın rolünü üstlenen Benfica’dan kiralanan Dantas ara paslarıyla ve Moting’e servisleriyle dikkat çekti. Sağda da bir diğer genç Musiala, Sane’ gibi adam eksiltip içeri top çevirirken fırsat buldukça uzaktan şut da kullandı. Daha çok 8 numara olarak kullanılsa da kanat oynayabilecek dinamizmde. Maç boyunca en büyük sıkıntıları geçen hafta Leipzig’in de başına gelen ileri top taşıyıp son vuruşlara sebep olacak rahatlıkta pozisyon hazırlayamamaktı. Moting, PSG karşısında etkili bir hücum oyunu koysa da bu maçta etkisizdi. Goretzka da olmayınca gol vuruşlarını yapacak ayak azaldı. Kanatlardan da içeri kat etmekte güçlük çekilince skor uzun süre gelmedi. Sane ile kaleye şutlar arttı. Moting çıkınca Müller daha fazla ceza sahasına girişi ile havadan toplar arttı. Union defansı kompakttı ve bu maçın büyük kısmında böyleydi ama 2. yarı hücumu tamamen bırakıp geri yaslandılar. Bu da baskıyı arttırdı. Müller’in büyük çabayla çevirdiği topta Musiala rakibini ceza sahasında çalımlayıp golünü attı ve yeteneği ile Alman Milli Takımının ondaki ısrarının sebebini göstermiş oldu. İngiltere alt yaş gruplarında oynasa da Almanya’yı seçmişti. Flick takımı rölantiye alıp biraz daha defansa kayerken Fischer Ingvartsen, Ryerson ve Teuchert gibi isimlerle tam gaz takımı ileri gönderdi. Önde baskı kurup top çalmaya çalıştı. Hızlı kullanılan taçta Andrich kanat oyuncusu gibi çizgiye inip içeri top çevirirken Ingvartsen eşitliği yakaladı. Tacı hızlı ve akılcı kullanan Teuchert’in golde payı büyüktü. Esasen haftalardır süre alan formsuz Musa yerine forvet orijinli Ingvartsen ve Teuchert daha iyi bir seçenek. Haftaya belki Fischer’in fikri bu konu değişebilir. Golü attıktan sonra da önde baskıya devam ettiler ve skoru korumak yerine 2. golü aradılar. Flick PSG maçını düşünüp Nianzou ve Scott gibi isimlere şans verdi ama henüz oyuncular maça ısınmayınca Union daha baskın bir görüntü verdi. Son dakikalarda tekrar baskı kurup tekrar öne geçmek isteseler de süre yetmedi ve PSG mağlubiyeti sonrası ligde de kayıp yaşandı ve puan farkı 5’e düştü.

Hertha Berlin – Borussia Mönchengladbach

Berlin derbisinden puanla çıkan Dardai o maçta kart gören Tousart ve bu hafta kenarda oturttuğu Torunarigha yerine oğlu Marton Dardai ve Ascacibar ile başladı. Schalke ve Freiburg galibiyetleri ile kötü gidişi tersine çeviren Rose ise Zakaria ve Bensebaini ile başlarken Beyer ve Wolf kenara geçti. Henüz iki takım da birbirini tartma aşamasındayken defanstan atılan savunma arkasına pasta Cordoba bir anda boş alan buldu ve Sommer’in topu değil de Cordoba’yı kesişiyle İsviçreli kaleci kırmızı kart gördü. Bu kart sebebiyle Wendt de kenara geldi ve kaleye Sippel geçti. Cordoba’ya uzun paslar devam etti ve golde de onun kaleye sırtı dönük oynayıp ceza sahası dışına çıkardığı pası Ascacibar güzel bir plase ile değerlendirip takımını öne geçirdi. Aynı şekilde bir diğer uzun pasta çok fazla süre geçmeden Plea golü buldu. İki takım da stoper ile kanat bek veya beklerin arasına atılan pasları süzemedi ve bunlar maçın özeti gibiydi. İki takım da benzer şekilde savunma arkasına koşu atabilen oyunculara sahipti. Gladbach beraberliği yakaladıktan sonra 10 kişiyle önde baskı kurdular ve daha ataklardı. Beraberlik golünden çok geçmeden ve Plea ile Thuram’ın da oyun mesafeleri daralınca Hertha savunması da zorlanmaya başladı. Thuram’ın aldığı penaltıyı Stindl gole çevirerek takımını eksikken öne geçirdi. 2. yarıya Dardai’nin sayı olarak takıma fazla olduklarını hatırlatmasıyla topa sahip başladılar. Ascacibar ve Guendouzi rakip ceza sahasına daha da yaklaştı. Henüz ilk yarının başında ilk golü atan Ascacibar’ın seken topunu Cunha altı pasa çevirdi ve Cordoba golü attı. Golden sonra da Hertha rakip yarı sahada kaldı ve top çevirdi. Defansı aşamadıkları zaman uzaktan şutları denediler ama bunlar da isabetli değildi. Gladbach son kurşununu son dakikalara saklayıp preslerle kontra ataklara çıkmaya başladı ve galip gelebilecek ciddi bir fırsat dahi Neuhaus ile yakaladılar ama onlar için eksikken 1 puan bile değerliydi. Hertha için pek öyle olmayabilir.

 

Stuttgart – Borussia Dortmund

Bremen galibiyeti sonrası sakatlanan Castro yerine Matarazzo, Atakan Karazor’a şans verdi. Manchester City karşısında kötü bir performans göstermeyen Terzic ise Knauff ve Emre Can yerine Reyna ve Delaney ile başladı. İlk dakikadan itibaren Dortmund topa sahip olan taraftı ve top rakip ceza sahasına taşısalar da son kararlardaki kararların isabetsizliği sebebiyle skora bulamadılar. Seti aşmakta zorlandılar ve oyuncular birbirinden kopuk bir görüntü verdi ve skor üstünlüğünü onlar yerine sol kanada topu aktarıp Sosa’ya orta imkanı veren Stuttgart buldu. Endo’nun çabasında top Hırvat oyuncuya geldi ve onun kestiği topta kule Kalajdzic “Bogenlampe” denen ve ayaklı lamba anlamına gelen aşırtma tipi bir vuruşla takımını öne geçirdi. Haaland geriye gelip toplar alıp taşımaya yardım etti ama çok fazla top kaybı yaptılar. Terzic takımı saha içinde bazen kendi haline bakmış gibiydi çünkü oyuncular mevkilerinden çıkıp birbirlerinin alanlarına müdahil olmaya başladılar. Haaland bir pozisyonda Reus’un önünden ceza sahasının sağ önünde top aldı ve belki Reus daha iyi vurabilirdi. İlk yarının sonuna doğru çıkarken de top kaybetmeye başladılar. Sağ kanatta Wamangituka’nın rolünü alan Coulibally, Wamangituka gibi Kalajdzic ile bağ kuramayınca farkı arttıramadılar. İlk yarıda Dortmund adına belki de en iyi isimlerden biri Dahoud’du. Terzic 2. yarıya geriden oyun kurmak için Hummels yerine Emre Can ile başlarken geride hazırlık paslarını sıkı tutup Stuttgart’ı pres için kendilerine çekmek ve geçiş hücumu yapmak istediler. Guerreiro’nun bir pasında Reyna ceza sahasında yaya çıkardı ve orada Bellingham düzgün ve sert bir vuruşla durumu eşitledi. Topu daha çok çizgiden taşırken kanattan kanada aktararak savunma dengesini bozmaya çalıştılar. Haaland da daha çok markajı üzerine çekip diğer arkadaşlarına alan yaratmaya çalıştı. Morey’in sağ kanattan aldığı bir top Haaland’a doğru giderken o hamle yapacakmış gibi yapıp bir vücut çalımı attı ve boşta kalan Reus golü atarak takımını öne geçirdi. Oyuna daha fazla hakim olup daha fazlasını yapmaya çalıştılar. Bellingham ve Delaney de ataklara katılıp farkı arttırmaya çalıştılar. Skoru arttırma konusunda çok ısrar edip savunma güvenliğini göz ardı etmeye başladılar. Oyuna bu kadar tutku katmak Stuttgart için alan demekti. Morey’in pas hatasında çıktıkları kontrada 4 oyuncuyla bir anda kale önüne geldiler. Coulibally’nin pasında Didavi bire birde skoru tekrar eşitledi. Dortmund oyununu değiştirmedi ve önde prese devam ettiler. Morey 10 dakika kala bu sefer önemli bir top kazanıp ileri aktardı. Ceza sahasına taşınan topta Haaland, sırtı dönük olarak sonradan giren ve son zamanlarda yeteneğiyle göz dolduran Knauff’a attı. Onun plasesi ile Dortmund deplasmanda bir kez daha öne geçti. Hızı ve tekniği gereği daha fazla şans almayı hak eden oyunculardan. Ayrıca yine alt yapıdan Tobias Raschl var ve yorumlara göre o da umut vaat eden bir oyuncu. Moukoko’nun 16 yaşında şans bulduğu düşünülürse bu oyunculara da şans vermek hem onların oyununu görmek hem de diğer genç oyuncuları ateşlemek adına olumlu bir hamle olabilir. Tekrar öne geçildikten sonra Terzic takımı biraz daha geri çekti ve Morey yerine uzun topları da düşünerek, bu sezon pek göremediğimiz takımın sembol isimlerinden Lukasz Piszczek’i sahaya sürdü. Ön tarafta presi de devam ettirerek hata kovaladılar. Gol pozisyonları da bulmaya devam ederek haftayı galibiyetle kapattılar. Frankfurt ve Wolfsburg’dan puan olarak uzak olsalar da umutlarını sürdürdüler ama ondan önemlisi Stuttgart gibi ligin jokeri olan bir takımın evinde kazanmak ve genç oyunculardan yüksek performans almak Dortmund adına sahadaki pozitif şeylerdi. Stuttgart ise Wamangituka’yı arıyor.

Schalke – Augsburg

Geçen hafta yenilseler de karşılık golü atabilen Bundesliga 2 yolcusu Schalke, Augsburg’u ağırlarken Grammozis 3 değişiklik yaptı. Kaleyi Fährmann, Rönnow’dan devralırken Kerim Çalhanoğlu ve Kolasinac yedeğe geçti ve yerleri Oczipka ve Can Bozdoğan ile dolduruldu. Herrlich ise Hoffenheim karşısında kazanan 11’i bozmadı. Schalke henüz maçın başında top sahip olurken Huntelaar, geri çekilip pas dağıtımına henüz ilk dakikalarda etki etti. Geri gelip Can Bozdoğan’a aktardığı topu gurbetçi oyuncu kaleye sert kesti. Ligin tecrübeli isimlerinden Gikiewicz’in topu sektirmesi üzerine bir diğer gurbetçi Suat Serdar, nadir gelişen bir doğa olaylarından birine vesile olarak SCHALKE’yi öne geçirdi. Evet Schalke öne geçti. Ben de yazarken emin olamayıp geri sarıp tekrar izledim. Maçın hakemi de ofsayt ihtimaliyle VAR ile temasa geçti. Onlar da yadırgasalar da gol verildi. Golden sonra da topa sahip oldular ve geriden hazırlık paslarında ilk etapta ligin genelinde gördüğümüz kolay top kaybetme alışkanlığını en azından maçın başlarında göstermediler ama ilk yarının yarısını tamamlamaya doğru 3’lü defansta bunlar başladı. Sol tarafta Harit ve Can Bozdoğan’ın ikili oyunlarına Huntelaar da katılıp o bölgeyi bir atak üssü olarak kullandılar. Çeyrek saatten sonra Augsburg da önde baskıya başladı. Ceza sahasına uzun toplar atılırken hedef daha çok Hahn’dı. Schalke savunmasının hatalarını kovaladılar. Gelsenkirchen ekibinde önlem olarak orta saha 3’lüsü de geriye çekilerek savunmaya pas opsiyonu yaratarak pas hatalarını engellemeye çalıştılar. Suat Serdar da hücum geçişinde iyi bir bağlantı görevi görerek topu kendi yarı sahalarından çıkarmalarını sağladı. Ayrıca temponun da artmasına engel oldular ve topla oynadıklarında da kısa dikine paslarla farkı arttırmaya çalıştılar. Herrlich 2. yarı ile orta sahada ikili pas oyunu oynayabilecek ve ceza sahasına daha güdümlü uzun paslar atabilecek Strobl hamlesi ile hücum etkinliğini arttırdı. Caligiuri ve Richter yer değiştirerek ters ayakla iç koridorlara paslar attılar. Schalke defansı konsantre biçimde iyi savunma yaptı ama top tutamamaları sebebiyle Augsburg baskısından çıkamadılar. Kazanılan toplarda da Harit’in hamleleri Augsburg’a topu geri kazandırdı. Grammozis oyunu tutmak için ilk hamleyi 74’te yaptı ve Kolasinac’ı aldı. Aslında çok fazla kontra şansı yakaladılar ama Harit ve Suat Serdar 3. bölgeye pas dağıtımını geç yaptı. Augsburg defansı da cansiperane şekilde ileri çıkıyorlardı ve bu boşlukları değerlendirip maçı erken koparabilirlerdi ama haftalardır galibiyet alamayan Schalke için skoru tutabilmek bile büyük başarı denebilir. Herrlich de oyunu havadan kurmaya devam edince kalan sürede majör hata yapmayarak maçı bitirip ligde 28. haftada 2. galibiyetlerini aldılar. Umut tazeler mi bilinmez ama geçen haftadan itibaren en azından bir sonraki sezon için Grammozis’in doğru isim olabileceğine dair emareler verdi. Augsburg geçen haftaki Hoffenheim galibiyeti ile nefes alsa da ufak bir ihtimal olan Avrupa Kupaları’na katılım şansını bitirdi.

Köln – Mainz

Alt sıraları ilgilendiren haftanın en önemli bir diğer karşılaşmasında koltuğu haftalardır sallantıda olan Gisdol, Svensson’u konuk etti. Geçen hafta Kainz ve Andersson gibi önemli sakat oyuncularına tekrar kavuşmuş ve süre vermişti. Bu hafta bu iki oyuncu 11’e geçerken Jakobs ve Drexler’i kulübeye çekti. Svensson ise sakat Brosinski’den yoksundu ve yerine o bölgenin, transferi sonrası asıl oyuncusu Da Costa maça başladı. Onisiwo da Glatzel’in yerini aldı. Gisdol geriden oyun kurmak istedi ve sol tarafta Katterbach uzun paslar denedi.  Bunu farkeden Svensson o bölgeye ekstra pres uyguladı. Attıkları golde de orada top kazanıldı ve Boetius golü buldu. Yine o kanatta Kainz da içeride Duda ve Svensson için ortalar gönderdi. Geriye düştükten sonra daha fazla topa sahip olsalar da havadan kullandıkları toplar Mainz savunmasında eridi. En bariz pozisyonlarını sol kanattan diğer kanada yerden oynadıkları pozisyonda buldular. Onu da Wolf sağ kanattan sola getirmişti. Çevirilen topta Ehizibue’nin vuruşunu Mwene elle kesince penaltı geldi ve Duda gole çevirdi. Sol kanat takıntısını aştıktan sonra sağ kanatta daha fazla boş alan yakaladılar. 2. yarıda Jakobs’un girişi ile soldan uzaktan paslar taşımak yerine Jakobs’un hızıyla oradan top taşındı. Duran topla 60’ta Skhiri ile öne geçip maçı bambaşka bir yere taşıdılar. Golü attıktan sonra da galibiyet golü için ileri çıkmaya devam ettiler. Fazla top kaybı yaptılar ve defansları bazen önde kaldı. Kaybettiklerinde de presleriyle rakibi çizgiye yönlendirdiler ama çizgiye paralel ara pasları iyi oynayan Mainz’da Mwene’nin pasında Boetius sol iç koridora inip topu çevirdi ve Onisiwo golü attı. Mainz için 1 puan bile düşme hattından uzak olmak demekti. Dolayısıyla Köln hücumlarını bekleyip kapılan toplarla kontraları denemek istediler. Maç boyunca bunu kolladılar ve son dakikalarda Köln tekrar uzun paslara ağırlık verince reboundları toplayıp hücuma gittiler. Uzatmalarda Niakhate’nin gizli oyun kurma becerisi pozisyon yarattı. Mwene yine aldığı pasla sol iç koridora kaçtı ve çıkardığı topu Barreiro gole çevirerek takımını düşme hattından çıkarırken Köln’ü oraya itti. Gisdol önceki haftalara göre daha cesur bir oyun oynadı ama galibiyete yetmedi. Rakipleri benzer oyunu haftalardır oynuyor. Bir haftada mentalite değiştirmek o kadar kolay değil. Ayrıca bu oyun için seçtiği oyuncular aylardır 90 dakika oynamadı ve planı tutmadı. İşleri çok daha zorlaştı. Svensson ise haftaya Hertha’dan da galibiyet alırsa ligdeki yerini sağlamlaştırabilir. Köln’ün Funkel hamlesi de ligde kalmama ihtimallerinde bile gelecek sezon için yapılanma adına doğru tercih olabilir.

Hoffenheim – Bayer Leverkusen

Pek sevilmeyen bir pazartesi maçında hafta kapanırken zor günler geçiren Sebastian Hoeneß, yeni Leverkusen menajeri Hannes Wolf’ü ağırladı. Hoeneß kaybedilen Augsburg maçında forma giyen Samassekou, John ve Rutter’i kulübeye alırken, Akpoguma, Sessegnon ve Skov ile başladı. Hannes Wolf da ilk çıktığı maçta aldığı Schalke galibiyetinde ilk 11’de olan Tah, Bellarabi ve Amiri’yi kenara çekip yerlerini Diaby, Wirtz ve bu sezon pek forma şansı bulamayan Jedvaj ile doldurdu. Hoffenheim’da Skov forvete dönerken Grillitsch de 8 numaraya döndü. Bu da podcastte bahsettiğimiz Hoeneß’in oyuncular yerinde oynamalı çok kurcalanmamalı çağrımızı duyduğuna işaret olabilir. Hannes Wolf ise Bosz’tan farklı olarak bolca orta koridoru kullandı. Wirtz ve Kerem ile al verlerle duvar paslarıyla ve üçgenlerle topu Hoffenheim 3. bölgesine taşıdı ve bu kalabalık gelişler sebebiyle Hoffenheim kanat bekleri de hücumdan çok defansa yardım etmek zorunda kaldılar. Top taşımada ve ileride top tutmada kaderleri Bebou’ya bağlıydı. Geçen hafta olduğu gibi Tapsoba özellikle çizgiye kayıp uzun paslar attı. 2. yarıda iki takım da rakip kaleye gidene kadar çok fazla pas hatası yaptı ve saha yerleşimleri özellikle 2 ve 3. bölgede iyi değildi. İlk şut 57’de Diaby’den geldi ama etkili değildi. Wolf’ün hamleleri ile oyun tekrar Bosz’da gördüğümüz kanatlardan driplinge kaydı ama topu aktarma problemi devam etti. Hoffenheim ise hücumda uzun süre varlık gösteremedi ve Hoeneß ilk yarıdaki zorunlu Rudy-Kramaric değişikliği harici 78 dakika oyuna müdahale etmedi. Kramaric de ceza sahasına uzak kaldı. Son 10 dakika Leverkusen’in top kayıplarıyla birlikte daha çok ileri gitmeye başladılar ama kaleye çok uzaktılar. İki takımın maç sonu toplam gol beklentisi 0.5 bile değildi. İki teknik adam da kontrollü bir oyun ortaya koyup haftayı pek seyir zevki vermeyen bir karşılaşmayla kapattılar. Wolf için her ne kadar Avrupa Kupaları sebebiyle puan kaybetmemek iyi olsa da Hoffenheim aşağıdaki takımların süre daraldıkça aldıkları puanlar sebebiyle nefeslerini ensesinde hissediyor. Onların 1 puandan fazlasına ihtiyaçları vardı denebilir.

 

Yorumlar