Bundesliga 27. Hafta Değerlendirmesi

Bundesliga 27. Hafta Değerlendirmesi


Milli aradan sonra lig hem tepesinde hem de dibinde kritik maçlarla döndü. Tepedeki maçta Leipzig sempatik bulunmasa da Bayern’in hegemonyasının ve mitinin yok olması için kimi diğer kulüp taraftarlarca desteklendi ama Lewandowski’siz Flick yine 3 puanla haftayı tamamladı ve geçen sene Signal Iduna’dan 7 puan farkla çıkarken bu hafta aynısını Red Bull Arena’da yaptı. Berlin derbisinde kazanan çıkmadı. Diğer bir önemli gelişme de Schalke’nin gol atması.

Borussia Dortmund – Eintracht Frankfurt

Milli aradan dönüşte Bundesliga cumartesi maçlarıyla geri döndü. Haftanın önemli maçlarından birinde Dortmund, sezonun flaş takımlarından Frankfurt’u ağırlarken maçta Terzic, Meunier, Dahoud, Brandt ve Reyna yerine, Akanj, Delaney, Reus ve Guerreiro başladı. Hütter ise kart cezalısı Hasebe ve kenara geçen Kamada ve Barkok’un yerine Tuta, Younes ve Durm’u sahaya sürdü. Oyunun başında Dortmund üstünlük sağlayıp önde baskıyla Frankfurt’u kendi yarı sahasına hapsetse de skoru bulamadılar. Sağdan yerden ve havadan altı pasa atılan pasları oyuncular kaleye çeviremedi. Frankfurt’ta Kostic yine çıkış yolu oldu ve soldan yaptığı kanat ortalarıyla takımını pozisyona sokarken Dortmund defansını da tedirgin etti. Onların birinde Schulz kendi kalesine güzel bir kavis vererek golü attı. Oyun daha çok Dortmund’a göre sağ, Frankfurt’a göre sol koridorda oynandı. Dortmund’da topu o koridordan kullanıp ceza sahası önüne de toplar çevirdi ve uzaktan şutlar veya Haaland’a atılan ara paslarla beraberlik için çaba gösterdi. Haaland birebirlerde Trapp ile ilk yarım saatte mutlak olarak 2 kez karşı karşıya kalsa da geçemedi. Trapp’ın ayaklarını kullanarak çok iyi alan parsellemesi sebebiyle uzak köşeleri denemesi daha akılcı olabilirdi. Frankfurt adına tek problem topu ayaklarında tutamamalarıydı. İlk yarının sonlarına doğru Kostic ve Younes ile bunu yapmaya başladılar ve kaleye de döndüler. Andre Silva’ya aktarılan bir pasta Delaney’nin bir elle müdahalesi vardı ve bunu Gräfe hem canlı hem de VAR’da penaltı değil olarak yorumladı ve maçın kırılma anlarından biriydi. İlk yarının sonunda kornerden Hummels’in bulduğu golle eşitlik geldi. Korner’de Emre Can, Hazard’ın ortasında dar alanda göğsüyle topu indirerek ilginç bir asist yaptı. 2. yarı Dortmund yine önde baskıyla Frankfurt’u çıkarmamaya çalıştı. Kamada’yı devre dışı bırakarak Frankfurt’u çizgiye yönlendirdiler. Dahoud’un oyuna girişiyle orta alan da kullanılmaya başlandı ve direnç sağlandı ama Kostic’e hala engel olamıyorlardı. Terzic hamle olarak da elinden geleni yaptı ve oyunu da rakip yarı sahaya yıktılar ama 3. bölgede son kararlar iyi olmayınca galibiyet golünü bir türlü bulamadılar. Daha önceki maçlara göre ceza sahasında ikili oyunların olmayışı bunun sebebi olabilir. Haaland’a en iyi servisleri Sancho yapıyordu. Frankfurt geride sağlam durup kontralara çıkmaya devam etti. Maçın son anlarına doğru Sow’un derin pasında Jovic, Akanji’yi geçti. Hummels imdada yetişse de Kostic seken topu hızlıca arka direğe çevirdi ve orada da Andre Silva darbeli bir kafa vuruşuyla takımını öne geçirdi. Kalan sürede Dortmund ileride çoğalmaya ve baskı kurmaya devam etse de golü bulamayıp Şampiyonlar Ligi biletinden uzaklaştı. Takımın Haaland’a bağımlı oluşu bazen pranga olabiliyor.  

Bayer Leverkusen - Schalke

Bosz ile yolları ayıran Leverkusen’de Hannes Wolf, ilk maçına ligin düşmesi muhtemel ekibi Schalke’ye karşı çıktı. Wolf, Hertha maçı sonrası takımın yarısından fazlasını değiştirdi. Hradecky nihayet Grill’den kaleyi devraldı. Ayrıca Sven Bender, Bellarabi, Palaciso, Amiri ve Alario da Frimpong, Bailey, Wirtz, Gray ve Schick’in yerini alırken daha yavaş ve temkinli bir kadro seçimi yaptı. Grammozis ise Raman, Hoppe ve iyi performans göstermeyen Mustafi ve William yerine Harit, Huntelaar, Stambouli ve başka bir gurbetçi Mehmet Aydın ile çıktı. Bu sezon Schalke’de bolca Türk süre aldı ama performansı göze batan Suat Serdar ve son zamanlarda Kerim Çalhanoğlu gibi gözüküyordu. Maçın başından itibaren beklendiği gibi Leverkusen topa sahip oldu. Bosz’ta gördüğümüz soldan ve sağdan driplingler yerine çizgiye inmeden içeri çevrilen toplarla pozisyonlar arandı ama Schalke baskı yese de atakları savuşturdu. Sağda Bellarabi kanat bek gibi olsa da Tah çizgiye daha yakındı ve Bellarabi daha ileride kaldı. Schalke bir kez etkili çıkma şansını bulsa da Schalke bir geçiş hücumunda Harit’in çizgiye ara pasında Mehmetcan Aydın topu içeri çevirdi ve Huntelaar ön direkte az farkla topu dışarı vurdu. Ligde uzun zaman sonra Schalke öne geçebilirdi. Bu kırılma anından sonra Leverkusen temkinli şekilde ceza sahası önünde kanattan kanada topu aktararak boşluk aradı ve 26’da bunu buldu. Kerem Demirbay’ın sol içten çizgiye inip altı pasa çevirdiği topu Alario kaleye gönderdi. 2. yarıda Schalke önde baskının yanında çizgide de 2’li ve 3’lü sıkıştırmalarla toplar kazandı ve ilk yarıya göre daha çok ileri çıktı. Topu Harit ve Suat Serdar kullanırken Huntelaar da agresif bir forvet profili çizdi. Ofsayt sebebiyle iptal olan bir gol de buldular ona çevrilen topta ama Wolf’ün değişiklikleri dinamizm getirdi. Wirtz ile orta alandan daha dikine paslar çıkarabildiler ve iyi bir bağlantı oldu. Schick’in attığı güzel plase golünde de onun ara pası vardı ama ondan önce Tapsoba’nın dikine pası da kritikti ve Hannes Wolf onu bolca kullanacak gibi. Bosz zamanında da ayaklarının kalitesini gösteriyordu ama Wolf ile biraz daha çizgiye doğru geçip pas dağıtıyor. Grammozis de ısrarla Kolasinac’ı daha ileride kullandı ve o da bu maçta biraz daha o pozisyona alıştı gibi. Can Bozdoğan’a güzel bir ara pası atarken o da Tah’ı çalımlayıp Huntelaar’a asist yaptı ve Hollandalı lige döndü. Son dakikalarda topa da daha fazla sahip olup beraberlik golü için de savaştılar ama olmadı. Belki çok geç ama Schalke’de bir kıpırtı var. Ligden düşseler bile Grammozis’in bazı şeyleri oturttuğunun emaresi olabilir ama hala bunu söylemek için çok erken. Oyuncuların özgüvenleri ve bilinci gelirse en azından Bundesliga 2’ye sağlıklı başlayabilirler. Temkinli Leverkusen de düşüşü durdurmuş olabilir. Hannes Wolf şanslıydı ki milli arada takımla vakit geçirdi ve ilk maçına Schalke gibi bir takıma karşı çıktı. Daha ciddi rakiplere göre performansı merak konusu.

Wolfsburg – Köln

Zirvedeki büyük buluşmayı takip eden tetikteki Wolfsburg’da milli maçlar öncesi Bremen’i yenen ekipte yer alan Mehmedi sakatlığı sebebiyle oynayamadı. Yerini bu sezon ilk kez 11’de yer alacak Roussillon aldı ve o defansa geçerken Gerhardt orta sahaya geçti. Düşme hattındaki Gisdol ise Dortmund’dan 1 puan koparsa da kazanması gereken bu zorlu maçta değişiklik yapmadı ama uzun zamandır sakat olan Kainz ve büyük umutlarla Union’dan alınan Andersson’u kadroya aldı. Köln kazanması gereken maçta ilk başlarda o kadar da çekingen oynamadı ve önde baskı yaparken oyunu da çizgiye yönlendirdi. Duran topla maçın başında Czichos ile bir şans da yakaladılar. Oyunları yine havadan uzun paslara dayanıyordu ve aslında ilk bölümlerde Wolfsburg defansı pek uyanık değildi. Katterbach’ın çizgiden iyi kestiği bir topta Hector, Brooks ve Lacroix’nın arasından çok rahat bir vuruş yapsa da topu direkte patladı. Mbabu da yine hücumda etkili olsa da defansta o kadar agresif değildi. Köln hücumunda Hector ilk yarıda rakip yarı sahada hem top taşırken hem de preste çok aktif bir rol oynadı ve en iyi maçlarından birini çıkarttı. 2. yarıda Glasner takımı ileri yollarken defans hattı da ileri taşındı. Glasner Roussillon-Philipp değişikliği ile baskıyı arttırdı. 3. Bölgede kalabalıklaşan Wolfsburg artık seken topları da toplayabiliyordu ve kaybedilen toplar da geri kazanılıyordu. 68’de Baku’nun getirdiği topta Philipp topu kaptıracakken ayağından alan Weghost da topu ayağından açarken son anda soldaki Brekalo’ya verdi ve onun şutu da savunmadan sekip ağlara gitti. Köln defansı bu dakikaya kadar büyük fire vermemişti. Golden sonra tempoyu elinde tutan Wolfsburg ileride topla sakin oynarken uzaktan şutlar ve kanat ortalarıyla farkı arttırmaya çalıştı. Daha çok sağ kanadı kullanırlarken Weghorst da geri çekilip yer yer bağlantı oldu ve markajı altında olduğu oyuncuları da ceza sahasına çıkardı. Köşe vuruşundan bir gol fırsatı bulsa da Timo Horn uzatmalarda engelledi. Uzatmaların son dakikalarında ise Köln yaklaştı. Aylar sonra oynayan Kainz sol kanatta şık biçimde topu alıp iyi bir orta keserken son anlarda ileri çıkan Skhiri üstten dışarı vurdu. Gisdol’ün takımı fena bir maç çıkarmazken baştan sonra az gol yiyen takımlardan biri olan Wolfsburg’un başına dert açtı ve tandemleri bu hafta o kadar sağlam durmuyordu. Köln’ün puanla çıkması sürpriz olmazdı ama ligin üst sıralarındaki takımların bir özelliği, kötü günde bile puanla çıkabilmeleri.

Mainz – Bielefeld

Ligin dibindeki mücadelede ev sahibi Svensson kazandıkları Hoffenheim maçına göre bir değişiklik yaptı ve o maçta sakatlanan Da Costa, kadroda yer alsa da onun yerini daha defansif olan Brosinski ile doldurdu. Brosinski’yi daha çok 2. yarıda top şişirdiği maçlarda oyuna alıyordu ve duran topları da kullanabilen bir oyuncu. Frank Kramer ise Leipzig yenilgisine göre yedek Klos ve kart cezalısı Pieper yerine van der Hoorn ve Voglsammer ile başladı. Henüz maçın başında uzun bir taçla Mainz öne geçmeye yaklaşsa da kaleye paralel giden top arka direkte Boetius’a ulaştı ancak Lucoqui şutu engelledi. İlk dakikalardaki baskıyı atlatıp Bielefeld de ileri çıkmaya başladı. Okugawa’nın sağ köşede iyi sakladığı topu Brunner iyi kesti ve Voglsammer de takımının ilk ciddi gol pozisyonunu oluşturacak az farkla dışarı giden bir kafa vuruşu yaptı. Mainz öndeki baskısını bu uyarıya rağmen gevşetmedi ve toplar kazandı. Geçiş hücumları da maç boyunca çok hızlıydı ve boş alanları hızlı değerlendiriyorlardı ve beklenti onların skor bulup bu maçı kazanmasıydı. Bielefeld baskıya 55 dakika dayanabildi ve Nilsson’un sebep olduğu penaltıda Brosinski golü attı. Ortega penaltı pozisyonuna kadar birçok Mainz şutunu savuşturmuştu. Defans hattı bugün Pieper’in yokluğunda oldukça sakardı ve 69’da kritik bir bölgede kaybedilen topta Onisiwo’nun ara pasını Mwene’nin ayağından iyi bir zamanlamayla aldı ve bu maçın kırılma anıydı. 76’da buldukları frikikte Voglsammer ilk denemesinde barajdan seken topu uzak köşeye iyi gönderip durumu eşitledi ve 7 dakika önce Ortega’nın kurtardığı pozisyonun değerini daha da büyük kıldı. Kalan sürede Mainz baskısına devam etse de bulunan pozisyonlarda Ortega yine başarılıydı ve takımına çok önemli bir 1 puan aldı. İki takım da Red Bull menşeili teknik direktörleri geldikten sonra daha pozitif bir oyun oynuyorlar ve özellikle Svensson’un takıma yaptığı etki sihir sayılabilir.

Augsburg – Hoffenheim

Araya Freiburg yenilgisiyle giren Herrlich o maçtan 2 ismi kesti ve Vargas ile Gruezo, Benes ile Strobl’ın yerlerini aldı. Hoffenheim’da ise Hoeneß bilek sakatlığı nükseden Kramaric’ten yoksundu. Sakat Kramaric ve kulübede oturan Vogt yerine Posch ve Rutter başladı. Genç Rutter ilk kez 11’de forma şansı buldu. Saha dizilimi açısından 4-2-3-1 düzeniyle Augsburg daha simetrik ve pozisyon bilinçlitaraftı. Hoffenheim’ın 3-5-2’sinde özellikle kanat beklerden kaynaklı aksamalar vardı. Augsburg’da forvet arkasındaki 3’lü de pozisyonlara bağlı yer değiştirince Hoffenheim’ı zora soktular. Maçın başında Caligiuri sağdan içe kat edip Freiburg’dan eski takım arkadaşı Baumann’ı test etti. Yine onun ortadan getirdiği bir diğer topta Hoffenheim defansı dağınık yakalandı ve solda boş kalan Vargas takımını erken öne geçirdi. Hoeneß’in 3’lü defanstaki Grillitsch ısrarı geriden uzun toplar ve oyun kurma açısından sonuç vermişti ama onun önde kaldığı pozisyonda orta alan boş kaldı ve Rudy onun boşalttığı alanı kapatmakta geç kaldı. Hoffenheim hücuma kalabalık çıkıp arkada boşluk bıraktı ki ilk yarıda bu çokça görüldü. İlk golü atan Vargas 23’te kapılan top sonrası Hoffenheim’ın defansının Harran Ovası gibi olduğunu görünce Andre Hahn’ın koşu yoluna uzun bir pas attı. Grillitsch onu bozamayınca o da sol köşeden Baumann’ı avladı. Augsburg ataklarına devam etmekle kalmayıp Hoffenheim’ı kalesine yaklaştırmadı. Yerden oyun kuramadılar ve kale mesafesini de daraltamayıp havadan oynadılar. Hoeneß’in 2. yarı hamleleriyle Hoffenheim daha fazla topla oynamaya başladı ama yerden oyun kuramamama problemi devam ediyordu ve geçmişte Hoffenheim’ın kazandığı maçların en belirgin özelliği uzun yerden derin paslarla rakip defansın arkasına sızıyorlar ya da yerleşik savunmaya karşı kanat değişimleri ile boşluk arıyorlardı. Bu maçta bunlardan uzun süre uzaktılar. Bunda hücum oyuncularının formsuzluğu da etken olabilir. Aslında elinde sağ bek veya sağ kanat bek olarak kullandığı Robert Skov var ve ona nedense ileride şans vermiyor ki farkı 1’e indiren golü sol ayağıyla çatala vurarak attı. Gol hissiyatı olan bir oyuncu ve Danimarka liginde 20 gol üzeri geçirdiği sezon da var. Yani böyle bir oyuncuyu sağ kanat bek oynatmak şu durumda lüks. Oyuncu orada da katkı veriyor ama ileride formsuz Dabbur ve Belfodil gibi isimler yerine o da şansı hak ediyor. Son dakikalarda rakip sahaya yerleşip şanslar buldular ama bunlar da net değildi ve haftayı mağlubiyetle kapattılar. Herrlich oyun planı ve oyuncularının formuyla dişine uygun rakibini yenerek takımını düşme hattından bir 3 puan daha yukarı taşıdı.

RB Leipzig – Bayern Münih

Zirvedeki kırılma anı maçında Nagelsmann, karantinadaki Halstenberg ve kart cezalısı Kampl yerine Mukiele ve müstakbel Bayern oyuncusu Upamecano’yu tercih etti. Konuk Flick ise Stuttgart karşısında forma giyen kart cezası alan Boateng ve Davies ile sakat Lewandowski’den yoksundu ki bu yoksunluk çok büyük bir etki bırakabilir keza Polonyalı 1 ay forma giyemeyecek. İleride değerlendirilmesi muhtemel Gnabry de kenarda otururken sahada Hernandez, Kimmich, Coman ve Choupo-Moting oynadı. Topa daha çok sahip olan taraf Leipzig’di ve Bayern’e göre 3. bölgede ilk etapta daha etkililerdi. Nkunku ve Haidara ile sol ve sağ içte ceza sahasına giren Olmo ve Forsberg ile oynadılar ve Sabitzer de yine uzaktan şut şansları için tetikteydi. Bayern’de Moting daha çok sırtı kaleye dönük olarak duvar paslarında istasyon ve top indirme konusunda görev alırken saldıran taraf Bayern iken diğer oyunculara yer açtı. Kimmich’in alıştığımız ceza sahasına uzun top ikmallerinden birini bu maçta da gördük ve Müller, Tyler Adams’ı Aldi’ye (Almanya’nın Bim’i) gönderip ceza sahası yayına doğru çıkardı. Oradan da Goretzka sert bir plase ile Gulacsi’yi avladı. Bunu önceki maçlarda da bolca görüyorduk ve Müller’in asist krallığında zirvede oluşunun sebebi bu senaryonun çokça olmasından dolayı. Golden sonra Coman ve Sane ile kanatlardan da katkı geldi ve Moting beklenenin aksine çok iyi bir ilk yarı çıkardı. Topu saklarken kanada top aktarımlarında etkiliydi. 2. yarıda Leipzig topa sahip olmaya devam etse de Bayern kalesine uzaktan şutlar harici net pozisyon bulmakta zorlandı. Gol iç güdüsü olan bir oyuncuyu büyük maçlarda plana dahil etmek gerekiyor. Poulsen, Kluivert ve Sörloth hamleleri geldi ama onlar da etki edecek kadar fırsat bulamadılar ve maçın sonlarına doğru Poulsen sakatlandı. Flick de Musiala ve sonlara doğru Martinez hamlesiyle skoru korudu ve istediğini aldı. Leipzig ceza sahası önünde çok kalabalık olabiliyor dizilişi itibariyle ama ceza sahası içerisinde konsantre bir defansa karşı mutlak pozisyon bulamadılar. Ligin başında soldan aldıkları Angelino katkısı da skora büyük etki ediyordu. O da olmayınca Nagelsmann’ın sahte 9 harici bir alternatif plana ihtiyacı var. İlk 4’teki rakiplerinin hepsinin kilidi açmada kullandıkları, yeri geldiğinde bağlantı olabilen ve arkadaşlarına pozisyon hazırlayabilen oyuncuları var. Sörloth’a veya başka bir ismi nokta santrfor olarak da düşünmeli. Bayer ise geçen sene Dortmund’u Signal Iduna Park’ta yenip puan farkını 7 yapmıştı. Aynısını bu sezon da yaptı ve istediğini alarak Şampiyonlar Ligi arefesinde, Lewandowski olmamasına rağmen aldı.

Borussia Mönchengladbach – Freiburg

Schalke karşısında galibiyetle tekrar tanışan Mönchengladbach’ta Rose kart cezalısı Bensebaini, sakat Elvedi ve Covid’li Hofmann yerine Wendt, Beter ve Wolf’ü tercih etti. Streich ise kart cezalısı Höfler ve Covid’li Grifo ile kenara geçen Kübler ve Til yerine Keven Schlotterbeck, Schmid, Keitel ve Demirovic ile başladı. Maçın başında Plea sağ iç koridorda net bir pozisyon bulan Plea’nın orta şut karışımı vuruşunu Müller kurtardı. Gladbach ilk bölümde topla rakip yarı sahada oynasa da Freiburg defansta stabildi. Sağ ve sol dış koridordan dikine paslar atıldı ve bunlar ceza sahasına çevrildi. Demirovic 10’da böyle bir topu içeri çevirirken bomboş kalan Sallai golü attı. Benzerin sağdan Höler de yaptı. Preslerini de ileri taşıyıp daha fazla top kaptılar. Özellikle sağ taraftan Sallai ile çok fazla pozisyon buldular ve ilk yarıda skor 3 veya 4 farkla olabilirdi. Sommer’in de pozitif performansı etkiliydi. 2. yarı Rose’nin ekibi bambaşka bir tablo çizdi. Freiburg defansının ilk yarıya göre sakar bir görüntü vermesi de bunda etkili oldu. Devrenin başında seken bir orta Thuram’a pas oldu ve onun da topu defanstan sekerek gol oldu. Bir Sonraki atakta da rakip yarı sahada kaptırılan topta Thuram Lienhart’ı ve Müller’i geçip takımını öne geçirdi. Defanstaki anlaşmazlık Freiburg’un geride kalmasına neden oldu. Gladbach öne geçtikten sonra Freiburg topu ayağında tutsa da alan savunmaları çok konsantreydi ve yaptıklar 2 ve 3 oyunculu pres Freiburg’un rakip sahada adım atmasına imkan tanımıyordu. Ofansif değişiklikler de geç gelince net pozisyon bulmakta güçlük çektiler. Son dakikalarda Schlotterbeck golü bulsa da sol kanattan başlatılan atakta Höler ofsayttaydı ve gol iptal oldu. Son dakikalara kadar nefes kesen maçta ilk yarı Freiburg net pozisyonlar bulsa da bunu tabelaya yansıtamayınca Rose arka arkaya 2. galibiyetine ulaştı. Maçın ilginç anlarından biri yakın arkadaş olan Christian Günter ve Matthias Ginter arasındaki ilginç pozisyondu. Günter bir pozisyonda rakibine yatarak müdahale ederken çok kuvvetli bir darbe oluşmasa da Ginter acı çeker gibi görünüyordu. Günter de itiraz etti. Bu pozisyon arkadaşlıklarını etkiler mi bu merak konusu. Öte yandan Freiburg Avrupa hayalleri kurarken şansını zora soktu. DFB Pokal’in kazananına göre 7. sıradaki ekip de gidebilir ama önlerinde artık daha fazla takım var.

Stuttgart – Werder Bremen

Bayern karşısında tanınmaz bir oyun koyan Stuttgart’ta Matarazzo o maçta 3 puanın yanında Wamangituka’yı kaybetmişti. Çapraz bağları yırtılan oyuncu sezonu kapattı. Halihazırda Gonzalez ve Mangala gibi önemli oyuncuları da olmayınca işi oldukça zorlaştı. Bu maça Wamangituka ve yedeğe geçen Ahamada yerine Förster ve Klimowicz ile başladı. Bremen’de ise Kohfeldt sakat Veljkovic yerine Groß ve kart cezalısı Sargent yerine Füllkrug’a forma verdi. İlk etapta Bremen rakip yarı alanda baskı yapıp toplar kazandı ve kazandığı topları da ceza sahasına havadan toplarla kullandı. İlginç biçim de Stuttgart da havadan kanat ortalarını sık kullanmaya başladı ama bunlar isabetli değildi. İki takımda yerden iyi oyun kuramayınca uzaktan şutlara yöneldiler. İki takım da çok fazla top kaybetti ama kazanılan topları rakip kaleye taşımakta güçlük çektiler. İlk yarının son anlarına doğru Gebre-Selassie ceza sahasında sağ içe çok iyi bir uzun top attı. Füllkrug iyi indirse de devamında kaleye bakmak yerine pası denedi ve topu kaybettiler. İkinci yarıda da Bremen topa sahip olup uzun paslara devam etti. Schmid, Füllkrug’a daha yakın oynamaya başladı. Diğer tarafta ise Sosa daha fazla öne çıkarken Förster orta alandan top taşıdı ama Kalajdzic ile bağlantı kuramadı. Ceza sahasına getirilen toplarda da Groß ve Ömer Toprak cansiperane biçimde topları savuşturdular. Groß hatta bu maçta ileri de çıkmaya başladı. Osako’nun girişi 2’li oynayabildiğinden Rashica için iyi haberdi. Gelir gelmez ters taraftaki arkadaşına bir servis yaptı ve Rashica iyi bir şut pozisyonu bulsa da skoru değiştiremedi. Sonradan giren Didavi de dinamizm kattı. Bu pozitif etkilere rağmen Castro’nun defanstan aldığı pası taşıyıp sol çizgide Sosa’ya aktarmasıyla maçın kaderi değişti. Sosa’nın kestiği top Augustinsson’a çarptı ve Stuttgart hücumcularının yapamadığını İsveçli oyuncu yaparak rakibin öne geçmesine sebep oldu. Bremen riskleri de alıp ileri gitse de pas hataları Stuttgart’ın topu tutmasına sebep oldu. Son dakikalarda Eren Dinkçi’nin sırtı dönük oyunuyla şut şansları buldular ama süre yetmedi ve arka arkaya 3. mağlubiyetlerini aldılar. Matarazzo için ise Avrupa kupaları imkanı tekrar doğdu.

Union Berlin – Hertha Berlin

Hafta Berlin derbisiyle kapanırken Fischer, farklı kaybedilen Frankfurt maçına göre iki ismi değiştirdi. Milli arada ülkeleri için skor üreten Ingvartsen ve Pohjanpalo kenara geçerken Gentner ve Musa sahaya çıktı. Dardai de Covid 19 virüsüne yakalanan Jarstein ve sakat Dardai yerine Schwollow ve Torunarigha oynadı ve 3’lü defansa geçiş yaptılar. Schwollow da Dardai gelince kesik yedikten sonra ilk kez kaleyi devraldı. Union Berlin taraftarları stat dışından desteklerini sesli ve görüntülü sağlarlarken takımları da hızlı başladı. Kruse uzaktan şutuyla Schwollow’u test ederken Hertha hazırlık pasları yaparken ileri uzun paslarla çıkmaya çalışıp toplar kaybettiler. Hertha da önde baskı uygulamaya çalıştı. İlk devredeki Berlin derbisinde kırmızı kart görüp takımını 10 kişi bırakan Andrich, taç ile başlayan bir pozisyonda ceza sahası yayında seken topta sol ayakla sağ direğe güzel bir vuruş yaptı ve takımını öne geçirip kendini affettirdi. Hertha alt yapısından yetişmiş Andrich’in esasen Hertha taraftarı olduğu dedikodularına bu golle yanıt verdi ve gerçekten öyleyse bile formasını giydiği takıma katkı sağladı. Union uzaktan şutlar konusunda ısrarlıydı ve bir topları da golden birkaç dakika sonra direkten döndü. İlk çeyrek saatteki bu baskıdan çıkan Hertha uzun paslarla rakip kaleye gitmeye çalışırken duran toplar buldular. Cunha hem frikik hem de korneri iyi kullandı ve 19’da kazanılan kornerde Torunarigha’nın kafa topu üst direkten çıktı. Maçta çok fazla ikili mücadele vardı ve ilk maçta olduğu gibi itişmeler ve kartlar vardı. İlk yarım saatte ikili mücadeleler, paslar ve hücum aksiyonlarına bakıldığında ibre Union tarafındaydı ama 32’deki penaltı Hertha’ya beraberlik şansı verdi. Penaltı öncesinde Hertha yoğun bir önde baskı uyguladı ve karşılığını aldı. Mittelstädt, Trimmel atak başlatacakken topu köşede tuttu. Penaltıda Lukebakio skoru eşitledi. Normalde ligin ilk yarısında Cunha kullanıyordu ama daha sonra Lukebakio devraldı. Golden sonra da topu koşturan ve baskı yapan ekip Hertha Berlin’di. İlk yarının bitiminde iki ekip de geçiş hücumlarıyla birer pozisyonlar bulsa da skoru değiştiremeyip soyunma odasına gittiler. 2. yarıda Union daha çok topa sahip olan taraftı ama rakip kaleye getirilen toplarda Musa golden uzaktı. Awoniyi ve Becker’in yokluğunda Kruse gol yükünü almıştı ama formda bir merkez santrfor performansı olmayınca işleri zorlaştı. 2. yarının sonlarına yaklaştıkça Dardai’nin hedefi daha çok bir gol daha yememek gibi görünüyordu. Oyuncuları çok kalabalık olarak ileri çıkmazken, çıkan hücum oyuncuları çok fazla baskı yiyip, ikili mücadelelerde yıpranıyordu. 2’li ve 3’lü sıkıştırmalarla topu kazanan Union da bir türlü istediği pozisyonları bulamadı. Uzun paslarla Musa ile gol bulmaya çalıştılar. Daha sonra son anlarda giren Pohjanpalo biraz daha Ingvartsen’e yakın oynayıp geriye dönüp pas aldı. Fischer’in takımı oldukça temkinliydi ve Kruse bile son ana kadar presi gevşetmedi ama onun kaleye uzak oluşu, Union’un gol ihtimalini de düşürdü. Nico Schlotterbeck sol beke kaydırılırken o Ryerson’un koridorunu denedi ama Zeefuik o eşleşmede iyiydi ve hatta ikili eşleşmelerde Hertha adına olumlu olan tek kısım olabilir. Hafta hafta üzerine koyarak daha iyi bir görüntü vermeye başladı. Dardai, Piatek’i oldukça geç oyuna aldı ve sebebi belki de Leh oyuncunun takım presine az katkısı olabilir. Son haftalara giderken 0 puandansa 1 puanı almak, her ne kadar derbi olsa da Hertha’nın içine sinmiş olabilir. Fischer ise Leverkusen’i takibinde 2 puan geriye düştü ama DFB Pokal sonucuna göre 7. sıradaki takımın da Avrupa kupalarına katılımı mümkün dolayısıyla bir yandan Leverkusen’i takip ederken bir yandan sıralarını korumaları iyi olur.

Yorumlar