Bundesliga birlik ve beraberlik haftasında 9 maçtan sadece 2 galip çıktı. Katar’da alışverişe devam eden Bayern, kendi evinde hava şartları ve Bielefeld tarafından nahoş karşılandı.
RB Leipzig – Augsburg
Şampiyonlar Ligi arefesinde Nagelsmann, kaptan Sabitzer, Upamecano, Sörloth ve Adams’ı kenara çekip yerlerine Halstenberg, Klostermann, Haidara ve Poulsen ile başladı. Herrlich ise Niederlechner ve hasta Uduokhai yerine Suchy ve Oxford ile başlayıp daha defansif bir 11’le başladı ve ileride baskı yapmaya çalıştı. Bu plan tutmadı ve kendi defansında da Leipzig’in kalesine gelmesine ilk başlarda engel olsa da penaltı ile gedik açıldı. Hem penaltı öncesindeki pozisyonu hem de penaltıyı Gikiewicz kurtarsa da tekrarlanan Olmo’nun penaltısı ile geriye düştüler. Bu pozisyondan çok fazla süre geçmeden Poulsen kazandığı şok presle ceza sahasına girip Nkunku’ya bıraktı ve 2. gol de geldi. İlk yarı Herrlich kadro tercihinin karşılığını negatif manada aldı. Hahn oldukça yalnız kaldı ve yine Caligiuri’ye bağımlı bir takım vardı. 2. yarıda Leipzig tempoyu belirleyerek maçı bitirmek isterken Herrlich’in geç ve güç olan Benes-Vargas ve Gruezo-Khedira değişiklikleri ile dikine derin paslar geldi. Özellikle Klostermann-Konate arasını çok kullandılar. Vargas ile penaltı oradan geldi ve yine oraya paslar devam etti. Golden sonra duran toplarla Augsburg zorlasa da durumu eşitleyemedi. Daha akılcı bir 11 ile çıksa bu maçtan puan ile ayrılabilirdi. Leipzig en az gol yiyen takım ama özellikle ligin ortalarında çok fazla geçiş hücumu yemeye başladılar. Şu an 2. sıradalar ama daha büyük sıkletteki takımlar bu koridorlardaki boşlukları ve geç defans yerleşimlerini çok daha iyi değerlendirecektir.
Werder Bremen – Freiburg
Geçen hafta kar sebebiyle Bielefeld maçını oynayamayan Bremen’de ligin aktif olarak takımı başında en uzun süre bulunan 2. antrenörü Kohfeldt, bu alanda 1. olan ve takım ile özdeşleşen Streich’ı ağırladı. Geçen haftaya göre sakat Keven Schlotterbeck ve kenara geçen Höler yerine Heintz ve Gulde ile başlayarak tekrar 3’lü defansa döndü. İki takımın da defansta oldukça konsantre olduğu maçta ilk yarı pozisyon bakımından kuraktı. Soldan Augustinsson’un ortaları sonuç vermese de hücum bakımından daha aktif bir görüntü verdiler. Bir ortasında Veljkovic aslında net bir şans bulsa da Müller’in üzerine vurdu ve sonuç alamadı. Bir geçiş hücumunda Rashica’nın girişimini yine Müller engelledi. Freiburg ise ilk yarıda şanslarını soldan ceza sahası önüne çevrilen toplarla buldu ama iki şut da kaleyi bulmadı. Öndeki 3’lü birbiri ile bağlantı kuramadı. 2. yarı da skor değişmese de Freiburg daha aktifti. Grifo iyi bir açıdan şut buldu ama kaleyi bulamadı. Maçın kırılma anı ise Pavlenka’nın Höfler’in şutunu Petersen’e asist olacak biçimde çelmesiydi ama o da bu şansı değerlendiremedi. İki takım da ceza sahası içine yönelik organizasyonlara giremedi. Bayern, Dortmund gibi takımlara karşı iyi performans göstermiş Freiburg’dan bu seneki beklenti Avrupa potasına girmeleriydi ama böyle maçları kazanmaları gerekiyor. Kohfeldt’in oyunu ise Bremen’i düşme potasından uzak tutsa da tat vermiyor. Hücuma yönelik hamleleri beğeni toplasa da somut taktiksel bir çalışma yok gibi. Duran toplar ve uzun toplardan daha fazlasını yapmaları lazım keza Bremen köklü bir kulüp ve taraftarlar adına beklenti esasen daha fazla.
Borussia Dortmund – Hoffenheim
Freiburg mağlubiyeti sonrası ev sahibi Terzic Reus yerine Bellingham ile başlarken Hoeneß Frankfurt yenilgisi sonrası sakat Kramaric ve Richards ile yedeğe geçen Gacinovic, Belfodil yerine Kaderabek, Grillitsch, Dabbur ve Bebou başladı. Emre yine sağ bek başlarken Dortmund önde baskı yaparken arkada her maç olduğu gibi boşluklar verdi. Ayrıca orta koridordan dikine paslarla Hoffenheim, Bebou ve Grillitsch gibi isimlerle orta kısımdan Dortmund savunmasını penetre etti. Bebou her ne kadar dripling ve adam eksiltme özelliğinde iyi olsa da son vuruşlar eksikti. 2 tane mutlak pozisyon kaçtıktan, Sancho’nun soldan alan bulup kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonda sol gösterip sağ vurarak golü buldu. Ondan önce Haaland ile bir pozisyon bulmuşlardı ve ortak özellik iki atağın da soldan gelmesiydi. Dortmund farkı arttırma şansını yakalasa da hızlı bir cevapla Kaderabek’in ortaya çıkardığı toptan doğan atakla golü gördü. Rudy aldığı pası aynı düzlemde Dabbur’a aktardı ve savunma yine müdahalede yavaş kalınca formsuz Dabbur golle tekrar buluştu. Bu pozisyondan saniyeler önce benzer bir pozisyonda Vogt, Bellingham’ın ayağından ceza sahasında top almıştı. Kritik müdahaleleri daha çok Hummels yapıyor ancak bu Akanji tarafından gelince bu reaksiyonlar gelmiyor ve bu da takımı zor durumda bırakıyor. Odadaki fil gibi olan defansif problemler kış transferinde de gündeme gelmedi ve bunları çözme eğilimi de görülemedi. 2. yarı duran top organizasyonunda yine olağan şüpheli Hitz’in de payıyla Hoffenheim, Bebou ile öne geçti. Golden sonra her ne kadar topun arkasına geçseler de geçiş hücumları ile Hoffenheim da gol aradı. Terzic gerekli riskleri de alarak hücumu kalabalıklaştırdı ve çift forvet oynadı. Hoffenheim’ın çıkarken yaptığı hatada Haaland alanı da bulup golü attı. Hoffenheimlı oyuncu yerdeyken oyunun devam etmesine Posch itiraz etse de top kendilerindeyken oynamaya devam ettiler ve kaybedince bunu bir argüman olarak kullanmak akıllarına geldi. Adil bir goldü. Dortmund daha fazlasını arasa da net pozisyon hazırlayamadı. Terzic neden Emre’yi hala sağ bek olarak kullanıyor bu oldukça ilginç. Taraftarlar Meunier’den memnun değil ama sağa böyle değerli bir oyuncuyu koymak da biraz israf. Emre orta sahadayken direnç katan bir isimdi. Belki 3’lü defansa geçmeyi de deneyebilir. 3-4-2-1 dizilişine aslında uygun yapıdalar denebilir.
Stuttgart – Hertha Berlin
Lige flaş bir giriş yapsa da son haftalarda kötü sonuçlar alan Matarazzo sakat Kempf, Gonzalez ve Massimo ile kulübede başlayan Klimowicz yerine Sosa, Thommy, Kalajdzic ve ligin başında forma şansı bulsa da sonra kesik yiyen Atakan Karazor 11’de başladı. Matarazzo yine asimetrik çıktığı maçta kanatları etkili kullanırken orta saha oyuncuları da orta koridorda iyi çalıştılar. Kalajdzic son maçlarda daha fazla geriye gelip bağlantı oyuncusu olarak arkadaşlarına pozisyonlar hazırladı. Hücum aksiyonlarına özellikle ilk yarıda Hertha da çıkarken kaybettiği toplarla katkıda bulundu. Hertha’nın Guendouzi’yi de sayarsak ortadaki 3 defansif oyuncusu kimliklerinin aksine çok geçirgen bir orta saha görünümü verdi. Dardai ilk geldiği günden beri ısrarla Guendouzi’nin topu taşıyıp kullanan oyuncu olmasını istiyor ama genç oyuncu bu yükü tek başına taşıyamıyor gibi.İlk yarıda çokça fırsat bulan Stuttgart golü ilk yarının son anlarında duran toplarla Kalajdzic ile buldu. 2. yarıda rakip yarı alanda presi arttıran Hertha da hatalar bulmaya başladı ve Atakan’ın hatasında Cunha gole yaklaşsa da Anton çizgiden çıkardı. Stuttgart 2. golü bulamayıp maçın son anlarında fazla baskı yedi. Geriye çekilen takım iyi bir set görünümü verse de çok fazla geriye yaslanan takımların aynı konsantrasyonu sürdürmelerinin güç olduğunu da göz önünde bulundurunca iyi dayandılar denebilir. Kimi takım son 5 dakikayı kimisi ise koca bir devreyi kendi ceza sahasında bekleyebiliyor ancak karşı takımdan da hücuma katılan oyuncu arttıkça defanstan seken topları da daha fazla toplayıp yeni şanslar üretiyorlar. Bu sıklık artınca da eğer defans yapan takıp topu kazanıp ayağında top tutmazsa gol yemek kaçınılmaz oluyor. Bu maçta yeni Herthalı Khedira ceza sahası içine stoperler arasına iyi bir top attı ve genç Netz iyi araya girip golü yaptı. Top aslında belki de Lukebakio’ya yönelikti ama genç Belçikalı iki defansı kendine yapıştırıp üzerine de düşünce savunma dengesini dağıttı. Son anlarda Stuttgart tekrar baskı kursa da sonuç gelmedi ve deplasman ekibine 2 puan bıraktılar. Göze hoş gelen oyunları istikrar bulsa Avrupa potasında olabilirlerdi. Dardai ise Labbadia’ya göre net olarak daha reaktif. Bu da ileride meyvelerini vermeye devam edebilir.
Bayer Leverkusen – Mainz
Konuk Mainz’da Svensson son haftaya göre değişiklik yapmazken Stuttgart galibiyeti ile moral bulan Bosz o maça göre Sinkgraven yerine Wendell ve Schick yerine Alario ile başladı. Sinkgraven-Wendell değişikliği aslında Leverkusen için rüzgarlı havada yelken açmak demek. İlk dakikadan itibaren soldan Diaby ve Wendell ile akın akın gelen Leverkusen golü de buradan gelişen milimetrik ara pasla Alario’nun vuruşu ile buldu. Da Costa önceki maçlarda atak olarak çok büyük etki yapsa da defansif olarak bugün istenen katkıyı vermekte güçlük çekti. Mainz ise atak kısmında havadan uzun toplar denese de bunlar kaleye yönelmedi. 2. Yarının başında Svensson takım ileri gönderdi. 3. bölgede kalabalık olan ve orta sahadaki pas meziyetleri olan oyuncular da oyuna dahil olunca sakatlanan Hradecky yerine giren Lomb’u zorladılar. Dakikalar geçtikçe Leverkusen kendi yarı sahasından çıkamamaya başladı. Özellikle sol kanattan çok fazla atak yediler ve çizgiye inen oyuncular penaltı noktasına doğru çıkardı ve net pozisyonlar yakalandı. Bosz’un Gray hamlesi görece geç geldi. Yine baskı yemelerine rağmen Schick’in de girişiyle uzun pas oynayabildiler. Golü de Schick ile son bölümde bulup rahatladılar. Ama 2. yarının başından Leverkusen’in 2. golüne kadar hücumda daha iyi olan oyuna hakim olan Mainz’dı. Çok fazla bilinçsiz orta kullandılar ve bunları yerden kullansalar daha net pozisyonlar yakalayabilirlerdi. Son dakikalara yine oyuna dahil olarak girdiler. Son bölümde Niakhate savunma arkasına mükemmel bir ara pası attı ve Glatzel golü attı. Niakhate son haftalarda skor üretiyordu ama attığı pas da bir orta saha oyuncusu kalitesindeydi. Bu golden sonra hücuma devam ederek Leverkusen’i terlettiler. Uzatma dakikalarında Bosz takımı ileride tutayım derken kaybedilen topta Mainz ileri çıktı ve Stöger uzatmalarda golü attı. Boş alanları çok iyi değerlendirdiler. 2. Yarıdaki oyunla esasen öne de geçebilirlerdi. Svensson’un takımı düşme hattındaki sempatik takımlar kontenjanına girmeye başladı. Fortuna Düsseldorf’u hatırlatıyorlar ama sonları nasıl olur merak konusu. Bosz ise maç içerisinde oyun kurgusunu özellikle 2. yarıda iyi seçemiyor. Gol yemek istemiyorlarsa belki de orta sahaya direnç katacak oyuncularla çıkıp tempo düşürebilirler. Aslında Amiri hamlesi ile belki bunu amaçladılar ama rakip yarı sahada ne kadar kalabalıklarsa canhıraş biçimde beraberlik arayan takıma o kadar boş alan veriyorlar. Topu kaybettiklerinde çabuk geri kazanma disiplini de olmayınca ilk yarıyı neredeyse lider bitirecek takım bu hale geldi.
Union Berlin - Schalke
Gross, sakat Nastasic ile Uth ve kulübeye geçen Schöpf ile Mascarell yerine Thiaw, Becker, Suat Serdar ve affedilen Bentaleb oynadı. Union’da ise ailevi sebeplerden oynamayan Luthe, kart cezalısı Nico Schlotterbeck ve Teuchert yerine Karius, Hübner ve Pohjanpalo başladı. İlk yarıda dikine derin paslarla Awoniyi’yi kaçırarak pozisyonlara girmeye çalışırken yine duran toplarla golünü aradı. Schalke ise istekli ve presli biçimde aldığı topları paslarla aktarmak yerine Harit, Bentaleb ve Suat Serdar ile ceza sahasına getirerek pozisyonlar bulmaya çalıştı ama sağlam iki katlı Union setini geçmeyi veya Hoppe’ye ulaşmayı başaramadı. Takımın en büyük problemlerinden biri Gross’un top kullanmakla görevlendirdiği bu taşıyıcı oyuncuların ne zaman topla ayrılmaları gerektiğini iyi ayarlayamamaları. Ya sıkıştırmalar ya da geç verilen paslar sebebiyle Schalke çok fazla top kaybetti. Aslında aynı sıkıntı defans hattında da bazen mevcuttu ve yana atılan paslarla daha çok Union baskısı yendi. Ozan varken dikine bir pasla bu baskıyı kırabiliyordu. Bunu Mustafi ile oynamak biraz güç gibi görünüyor. Bakıldığında pas ve topla oynama Schalke tarafında ama iki yarıda da ceza sahasında somut bir şey görülmüyor. Schalke’nin maç boyunca 5 şutu var. Top taşıyıp set geçemeyen takımlar uzaktan şut kullanarak ya gol bulur ya da seken toptan bir şansa daha sahip olur ama Schalke bunu da yapmadı. Eğer Union bir gol bulsaydı maçı çeviremeyebilirlerdi. Union’un tek kornerle maçı bitirmesi de belki bunun sebeplerinden biridir. Bir diğer net sebep ise son haftalarda daha az skor üretmelerinin sebeplerinden biri de olabilecek Becker’in eksikliği ve Teuchert’in o sakatlandıktan sonra yükselen grafiğini devam ettirememesi. Kruse sakatlandıktan sonra Becker ve Awoniyi iyi bir ikili olmuş ve o derine atılan paslarda savunma arkasın ve koridorların arasına girerek skor üretmişlerdi. Pohjanpalo bu tipte bir oyuncu değil. Belki Teuchert’e dönerse Awoniyi’ye daha iyi bir eküri olabilir çünkü adam eksiltebilen bir oyuncu. Cumartesi’nin 5. Maçından da galip çıkmadı ve Union Avrupa potasını tekrar yakalayamazken Schalke için de klişe tabirle çember daralıyor. Geriye kalan 13 haftadan minimum 20 puan çıkarmaları gerekiyor.
Eintracht Frankfurt – Köln
Ligin Wolfsburg ile son haftalarda çıkış yapan takımı Frankfurt’ta Hütter, Hoffenheim maçını kazanan 11’i değiştirmezken Gisdol, Rhein derbisini kazanan 11’den kenara çektiği Ehiziboue ve sakat Jakobs yerine Jannes Horn ve Wolf ile başladı. İlk yarıda beklendiği gibi Frankfurt daha baskılı olsa da Köln dirençliydi. Frankfurt hücumu genelde yine soldan Kostic ve ortadan Kamada ve Younes ile oluşurken sağ tarafta Durm sönük kaldı. Aslında oyuncu tipi olarak birbirine zıt isimler keza Durm, ters kanattaki Kostic gibi adam eksiltebilen bir oyuncu değil. Daha çok orta açarak katkı veriyor. Younes ilk yarının son bölümünde biraz daha çizgiye yaklaşınca daha etkili hücumlar gelişti. Adres her zamanki gibi Andre Silva olsa da Köln iyi alan savunmasının yanında iyi de markaj yaptı. Onlarsa ileride Dennis’e uzun paslar denediler ve Duda bu maçta pek onu besleyemedi. Sağdan Wolf de ofanstan ziyade sürekli Frankfurt baskısı sebebiyle geride kalınca onlar adına etkili hücum gelmedi. 2. yarıda Köln yine somut olarak bir şey üretemeyince Frankfurt kaptığı topları onların ceza sahasına yığdı. Çok fazla orta açtılar ve bu top kayıplarına sebep oldu. Bu sezon hava hakimiyetini de gösteren Andre Silva bunlardan gol bulamasa da fırsatçılığı ile seken bir topu takip ederek takımını öne geçirdi. Köln’de değişiklikler de sonuç vermedi ve hücumda bu kadar inaktif olmalarının diğer bir sebebi son maçların jokeri Elvis Rexhbecaj’ın çok fazla rakip yarı alanda top kullanamamasıydı. Arokadere onlar adına hız getirse de duran toptan gelen N’dicka’nın golü ile maç neredeyse bitti keza tempo düştü ve proaktif pek bir gelişme olmadı. Köln relegasyon noktasından çıksa da daha fazla risk alması gerekiyor. O kadar kötü bir takım olmadığını birçok maçta gösterdi ama Gisdol’ün oyuna müdahalelerdeki eksikliği düşündürüyor. Hütter ise Bayern maçı öncesi kayıpsız devam etti. Onlar adına da disiplinli savunma yapan takımlara karşı ceza sahası önünde daha yakın oynamaları gerekebilir. Daha önceki maçlarda Younes ve Kamada derin toplarla pozisyonlar yaratıyorlardı. Bu maçta bu konuda eksiklerdi. Şanslılar ki Andre Silva kariyerinin en iyi sezonunu geçiriyor.
Wolfsburg – Borussia Mönchengladbach
Ligin çıkış yapan bir diğer ekibi Wolfsburg’da Glasner, son maçına göre yine değişiklik yapmazken Rose, kaybettiği Rhein derbisi sonrası takımın yarısından fazlasını değiştirdi. Dizi sakatlanan Zakaria, yedeğe geçen Jantschke, Wendt, Herrmann, Wolf ve Embolo yerine Elvedi, Bensebaini, Kramer, Hofmann, Plea ve sakatlıktan dönen Lazaro’yu 11’e monte etti. İlk yarıya Wolfsburg fırtına gibi başladı ve Gladbach’a nefes aldırmadı. Sadece ilk yarıdan 1 gol dahi çıkmaması büyük bir sürprizdi. Duran topta Mbabu ile maçın başında gole yaklaşsalar da Sommer engel oldu. Elvedi pozisyonda onu iyi takip edemedi. Bu pozisyonun üzerine son zamanlarda sağ bek olarak başladığı kariyerine sağ hücumcu olarak devam eden Baku, Weghorst’un indirdiği topta gole yaklaştı. Weghorst’un servisleri maç boyunca devam etti. Skorerliğinin yanında iyi bir bağlantı oluşu şansları yaver gitse takımını öne geçirebilirdi. Şans olmayınca Schlager’den aldığı pasla işi kendi çözer belki derken o da her zaman büyük bir ustalıkla bitirdiği 1’e 1’de çok kötü vurarak kaleyi bile bulamadı ilk yarının son anlarına girerken. Wolfsburg tarafına setler arasına atılan toplar, kazanılan topların derine oynanışı her şey mükemmel olsa da Gladbach adına da korkunç bir görüntüydü. Orta saha direnci yoka yakındı. 2. Yarıda Rose’nin telkinleri işe yaramış olacak ki onlar da orta sahada top tutup ileri oynamaya başlasalar da yaydan atılan 2 şut da Casteels’te kaldı. Bu fırtınayı atlatan Woflsburg tekrardan atağa kalktı. Schlager iyi top taşımaya devam etti ve belki de iyi yaptığı şeyi yapsa yeterliydi keza Weghorst’a atabileceği bir pas opsiyonu varken kaleye vurarak kırılma anlarının birinde pozisyonu harcadı. Hollandalı forvet iki stoperin arasında bomboştu. Wolfsburg temposunu devam ettirip ataklarına devam etse de bir türlü 3 direğin arasından geçiremedi. Gladbach defansı da 2. yarı alarm verdi keza gelen topları uzaklaştırayım derken hızlıca karşı takıma iade ettiler. Onlar adına bu maçı golsüz kapatmak büyük bir mucize. Wolfsburg son haftalardaki formunu devam ettirdi ama golü bulamadı. Rose yazı yayına girmeden Dortmund ile anlaştı. Oraya hangi hamleler yapacak bilinmez ama Gladbach defansif anlamda daha iyi bir takım olmasına rağmen bu sezon bolca aciz duruma düştü. Oynattığı hücum presi oyunu ve derin toplar göze hoş geliyor ama üst seviyeye ulaşması için defans kurgusunu da iyi yönetmesi gerekiyor.
Bayern Münih – Arminia Bielefeld
Kulüpler dünya kupasıyla 6. kupasını da alan Flick yönetimindeki Bayern puan farkının da konforuyla lige döndü. Bu maçta bazı pozisyonlarda rotasyona giden Flick, sakat Gnabry ve kulübeye geçen Pavard ve Kimmich yerine Sarr, Tolisso ve Choupo-Moting ile başladı. Relegasyon noktasından kaçmaya çalışan Uwe Neuhaus ise kadroya alınmayan Yabo ve yedek oturan Hartel ve Schipplock yeirne sakatlıktan dönen Prietl, Voglsammer ve Anderlecht’ten kiralanan hücumcu Vlap ile başladı. Karın bastırdığı karşılaşmada Katar’dan gelen ev sahibi pek de ev sahibi gibi gözükmüyordu keza kar fırtınası sebebi ile geçen hafta maçı iptal olan Bielefeld karın üzerine daha iyi adapte oldu. Topa daha iyi yön veren ve iyi ileri çıkan Bielefeld bir taç sonrası stoperlerin arasına atılan topta yeni transfer Vlap ile golünü buldu ve ilk maçında ilk golünü attı. Topu yerden kolay oynayamayacağını anlayan Bayern’de orta sahadan Bielefeld defansı ile beklerinin arasına havadan toplar atarak pozisyonlara girdiler ama Nilsson ve Pieper konsantreydi. Karlar erimeye, Bayern de maça ısınmaya başlarken Bielefeld bu sezon ilk duran top golünü Bayern’e attı. Pieper kornerde Süle ve Alaba arasında altıpasta bomboştu ve çok rahat hazırlanıp vuruşunu yaptı. Devreyi gol yemeden kapatmak için biraz daha defansa çekilen Bielefeld amacına da ulaştı. Takımın bu sezon en üretkeni Doan’ın ilk yarıda sakatlanıp yerini Gebauer’e bırakması talihsizlik oldu. 2. Yarıya hızlı başlayan Bayern Lewandowski’ye indirilen topla farkı 1’e indirse de yerleşik defansa hemen cevap geldi ve Voglsammer’in çevirdiği topu Gebauer gole çevirdi ve stoperler yine olağan şüphelilerdi. Bu golden sonra Bielefeld nefes alamayıp fazla baskı yedi. Birkaç tehlikeyi savuştursalar da ceza sahasına oynanan toplarda Kırmızılılar da kalabalıktı ve 57’ye kadar dayanabildiler. Topla oynayamasalar bile tempoyu düşürmeleri gerekiyordu. Bu golden sonra topa sahip olmaya çalıştılar ama kanat değişimleri ve tempolu Bayern ve üzerine hırslı bir Kimmich sahada olunca, kardan temizlenmiş zeminde son düdüğe kadar işleri oldukça zordu. Bir sonraki darbeye kadar 12 dakika dayanabildiler. Cordova ile bir şans buldular ama o ceza sahasının Bayern kalesine göre sağ üst kısmı bermuda şeytan üçgeni gibiydi ve orada iki Bielefeld’li pozisyona girme şansları varken kaydı. Kendi yarı alanlarındaki Bayern baskısı büyük zorluk ama degajlar da onlara servis oldu. Neuhaus muhtemelen bu degajları Klos’a oynamasını istedi ve bu 3-3 sonrası işe yaradı ama ofsayt sebebiyle golleri iptal oldu. Golünden önce Davies’e dikkat etmek lazım kritik pozisyonda topu kazanıp sağa aktardı. Sane de topu çizgiye indirip içeri çıkardı. Bielefeld 2 puanı kaybetti derken acaba 1 puan alabilecekler mi diye Bayern temposunu ayaklarında daha çok top tutarak yer yer kestiler. Cordova bu konuda çok iyiydi. Defansa yardıma gelip ayağında top tuttu, faul aldı ve doğru zamanda doğru yerde verdi. Klos çok yorulup oyundan erken düştü. Onu daha erken kenara almayı düşünebilirlerdi. Bayern kar devam etse belki buradan puansız çıkacaktı. Şampiyonlar Ligi de başlayınca bu puan kayıpları artabilir ve belki de bu sene farklı bir sonuç görebiliriz. Mazhar Alanson sonradan söylemleriyle tartışılsa da ondan alıntı yapalım “Benim hala umudum var”. Haftaya gözler Frankfurt’ta olacak.
Yorumlar