Bundesliga 17. Hafta Değerlendirmesi

Bundesliga 17. Hafta Değerlendirmesi


İngiliz Haftası’nda Bielefeld haricinde kağıt üzerinde daha güçlü takımlar kazandı. İlk devrenin bitiminde puan tablosunda gruplar arası mesafe açılıyor. Schalke ve Mainz en yakın rakibi Köln’ün 8 puan arkasında haftayı bitirdi. Köln ve Bilefeld’in kazanmasıyla haftalardır iyi sonuçlar alamayan Hertha Berlin ateş hattına yaklaştı.

Borussia Mönchengladbach – Werder Bremen
Covid önlemlerine uymayıp partileyen Embolo’dan yoksun Rose, hafta sonu sahada olan Bensebaini, Zakaria ve Stindl’ı kenara alıp Wendt, Herrmann, Wolf ve Plea ile başladı. Kohfeldt ise formsuz Selke yerine ileride Schmid’i kullandı. Bremen yine alet çantası gibi açılıp kapanan 3-3-2-2 ile sahadaydı. Gebre Selassie ve Agu savunmada beke geçerken hücumda da ileri çıkıyorlardı. Ayrıca topu kullanan ileri aktaran isim Ömer Toprak. Top tekniği tartışılsa da uzun paslar atabilmesi bu tercihin sebebi olabilir. Gladbach yine hücum presine devam etti ancak kendisi de çıkarken top kayıpları yaptı.  Kramer – Neuhaus ikilisi ileri dönük iyi oyuncular olsa da defans geçişinde stoperleri zora sokabiliyorlar. Bremen de iyi kontra yapabildiğini ilk yarı gösterdi. İyi performans gösteren Agu Sommer’in hatalı çıkışında, yine Romano Schmid de bir uzaktan şutta BMG kalesini denedi. 2. yarı Benes ve Stindl hamleleri oyuna hareket getirdi. Neuhaus-Benes akıllarda soru işareti bırakmasına rağmen Benes duran toptan gelen Elvedi’nin golünde asisti yaptı. Topa yine daha çok sahip olan Gladbach ilk yarıdaki kadar temponun yükselmesine izin vermeyerek ve top çevirerek atabilirse 2. golü atamazsa da skoru korumaya yönelik garanti paslara gitse de Bremen’in savunma arkasına atılan pasları etkiliydi. Bremen de ceza sahasına uzun paslarla şansını denerken özellikle son anlarda Gladbach’ı zorladı. Kohfeldt cesur hamleler yapsa da bu maçta Bittencourt, Rashica ve Osako hamleleri gecikti. Chong ve Eren Dinkçi’ye süre verirse Agu’da olduğu kadar katkı alabilir. Diğer tarafta Gladbach her ne kadar zaman zaman Bremen’i kalesine yaklaştırsa da genel olarak kontrolü elde tuttu. Tek soru işareti ise düşük Plea performansı.

Bayer Leverkusen – Borussia Dortmund

Yeni yıla iyi başlayamayan Bosz, İngiliz haftasında Dortmund’u ağırladı. Sakat Wirtz 11’e dönüp Kerem’in yerini alırken Alario, Schick yerine forvete geri döndü. Dortmund’da da cezalı Emre Can yerine Terzic, Delaney’i yerleştirirken sakat Zagadou yerine Akanji 11’e döndü. Dortmund defans derinliği bu maçta iyi değildi. Ara pasları süzmekte güçlük çektiler. Leverkusen’in golünde Bürki’nin kötü degajının da etkisi olsa da maç boyunca özellikle orta koridordan çok akın yedi. O degajda da top Bailey’nin ayağına geldi. O da güdümlü bir ara pasla Diaby’i buldu ve Leverkusen’in diğer hızlı kanadı da golü attı. Hummels – Guerreiro arasını çok iyi kullandı bu maçta. Hatta ilk yarıda bir pozisyonda yine oradan kat edip kaleyi denedi. Alario’ya verse fark ikiye çıkabilirdi. Maç öncesi tahminim Tah-Bender bağlantısından Dortmund’un şans bulabileceğiydi. Topu Leverkusen’e bıraksalar ekibimizden Veli İsmail’in tabiriyle pressingopfer yani yoğun presle top kaybeden “kurban” Tah olabilir ve buradan gol bulabilirlerdi. Brandt’ın attığı golde de o kanattan atak geldi ve bu kanadın teknik eksikliği değerlendirildi. Maç boyunca oradan daha çok şans bulunabilirdi. Hatta yer yer Sancho o kanada geçse daha da etkili olabilirlerdi. Karşı tarafta Leverkusen kabustan çıktı. Geçiş hücumunu en iyi oynayan ekiplerden. Onlar top Dortmund’dayken kendi Pressingopferlarını buldular. Akanji, Meunier ve Delaney’di bu kurbanlar. Wirtz’in golünde Delaney ve Akanji kontrpiyede kaldı. Savunma yerleşimi de gecikince gol geldi. Karşılarındaki takım da eksiklere sahip ama siz onların en büyük silahları Bailey, Diaby ve Wirtz’e alan verirseniz onlar da kullanırlar. Bu oyuncuların özelliği son dakikalarda bile dripling ve depar atabilmeleri. Yoğun takvim bile bunu değiştirmedi. Dolayısıyla yerleşik savunma ile oynamak akılcı olabilirdi. Diğer takımlar esnek ve rakiplerine göre oyuncularını kullanıyorlar.

Hertha Berlin – Hoffenheim

Eleştirilerin odak noktasındaki Labbadia, iyi günler geçirmeyen Hoeneß’in Hoffenheim’ını ağırladı. Labbadia geçen maça sonradan girip hareket getiren Cunha’yı Lukebakio yerine kullandı. İyileşen Baumgartner de Hoffenheim tarafında Bebou’nun yerini aldı. Labbadia’nın ekibi rakibe kendi alanında pres uygulayıp zora soktu ve soldan Cunha ile ataklar gelişti. Piatek her ne kadar penaltısı kaçsa da Cordoba’ya alanlar yarattı. Alanlar demişken Hertha’nın 3 adet 6 numarası ileri prese çıkınca Hoffenheim geçiş hücumlarında onlar zorluk yaşadı. Baumgartner’in orta koridordan driplingleri yıpratırken Kazanılan bir topta getirdiği topu alan Rudy güzel bir gol attı. 2. yarıda da Hoffenheim aynı planla devam etti. Labbadia risk alıp daha fazla alan verdi. Kramaric’in ceza sahası içine geçtiği bir pozisyonda farkı arttırdılar. Geçen haftalarda da belirttiğim gibi Kramaric ceza sahası içinde ölümcül. Gerçi frikiği ile dışarıda da neler yapabileceğini gösterdi ama Hertha 2-0’dan sonra zaten mentalite olarak çökmüştü. Fark da arttı ve daha da artabilirdi. Bu takımın gerçekten bu konumda olması oldukça garip. Çünkü takım değiller, doğru oyunu oynamıyorlar. Sahadaki isimlerin her biri gerçekten çok değerli. Önceki sezonlarda kendilerini kanıtladılar. Ama bu sezon Labbadia bu takımda bir harmoni bulamadı. 2 ve 3. bölge arası oyuncular kopuk. Hoeneß’e gelirsek onlar da kabustan uyandılar. Marco John bu sene ligde en dikkat çeken gençler arasında. İlerideki 2-2 dizilişinde eğer inadından vazgeçip Kramaric’i forvet arkası değil de santrfor oynatırsa daha çok maç kazanır. Grillitsch olmadan bile çok güçlüler.

Mainz – Wolfsburg

Dortmund’a çalım atan Svensson o maçta oynayan Quaison yerine Onisiwo’ya forma verdi. Leipzig ile berabere kalan Glasner ise Mbabu, Guilavogui ve Gerhart’ı kulübeye çekip Philipp, Brekalo ve kart cezasını dolduran kaptan Arnold’u sahaya sürdü. İlk yarıda oyun fazla durdu ve akan oyundan pek atak izleyemedik. Geliştirilen ataklar kanatlardan ve duran toplardan gelen ortalardı. Bir frikikte Arnold gole yaklaşırken Baku da yine uzaktan kaleyi denedi. 2. yarı Glasner’in ekibi aktifti. Bialek direkt katkı yaptı. Glasner konzervatif bir isim. Kulübesinde iyi oyuncular var ama o fazla değerlendirmiyor. Haftalar önce Bialek aldığı kısa sürelerde kendini kanıtlamıştı. Maxi Arnold dönünce savunma arkasına defansı paralize edici ara paslar da geldi. Onlardan birini Bialek kullandı. Daha sonra Svensson elinde uzun zamandır oynamayan Szalai de dahil kim varsa oyuna sürse de Wolfsburg yerleşik defans seti iyi bir takım. Onlara orta sahada aktif katılıyor. Sonra da karşı savunmadan gelecek hataları kolluyorlar. Weghorst da bunu yaptı. Bir tembel pasta Hack’ın hatasını çok iyi değerlendirdi. Lewandowski’den sonra gelen bu ligin “memur” santrforlarından biri. Her hafta mesaisini verimli değerlendiriyor. Svensson’un ekibinde ise umut var ama maç boyu konsantrasyon yok gibi. Ligin yarısı sona erdi ve Bielefeld ve Köln’den uzaklaşmaya başladılar.

Schalke – Köln

“Kellerduell” yani bodrum düellosunda Schalke Köln’ü ağırladı. Geçtiğimiz haftalarda Groß’un gelişi ile ön tarafta üretkenleşen Schalke bu maça da öyle başladı. Kolasinac’ın sol kanattan katkısı ve Harit ile Hoppe bağlantıları yine pozisyonlar doğursa da ilk yarıda gol gelmedi. Harit maç boyunca bazen dripling işinin dozunu kaçırıp pas vermekte gecikince çok fazla top kaybı yaptı. Ozan Kabak’ın Stuttgart’ta olduğu gibi uzun pasları etkiliydi. İlk yarının sonunda iyi bir diyagonal pasla Uth’u pozisyona soktu. Öbür tarafta ise ilk yarının ilk kısımlarında savunmada bekleyen ve sağlam duran Köln uzun paslar ve geçiş hücumları ile doğru anı bekledi. Bir köşe vuruşu ile golü yakaladılar. Sonra da topa da sahip olup onlar da ileride organize olmaya başladılar. İkinci yarı Schalke çok gez gole yaklaştı. Aktörler yine Hoppe ve Harit’ti ama bu maçta stoperlerin de hücuma katkısı uzun ve derin paslarda görünür haldeydi. Ancak verilen boşluklar da Köln’ü oyunda tuttu. Uzatmalarda gelen golle de 3 puan arayan Schalke eli boş maçı bitirdi. Gisdol’ün değişiklikleri bu maç oldukça iyiydi. Golü de son anlarda oyuna giren Thielmann attı ve Köln’ü son 3’ten kurtaramasa da en azından Schalke ve Mainz’dan uzaklaştırdı. Köln potansiyelli genç bir kadro. Bir istikrar bulabilirlerse üst sıralara çıkabilir. Üst sıralarda Augsburg, Hertha Berlin ve Bremen gibi takımları altların alabilirler.

Augsburg – Bayern Münih

Ligde zor günler geçirenlerden Herrlich, Bremen mağlubiyeti sonrası kart cezalısı Richter ve sakatlıktan dönen Iago’ya kavuşurken Pedersen ve Finnbogason kenara geçti. Flick ise Freiburg maçına göre sadece bir değişiklik yaptı ve Davies yerine Lucas Hernandez’e forma verdi. İlk yarı Bayern’in tek kale maç antrenmanı gibiydi. Frankfurt ayağında top tutamadı ve değer üretemezken Bayern kanat değişimlerini iyi yaptı. Ceza sahasına atılan toplar etkiliydi ancak son vuruşlarda kaleyi bulamadılar ama penaltıdan golü Lewandowski ile buldular. İlk yarıda farkı arttırabilirlerdi. İkinci yarıda da Bayern üstünlüğü devam ederken kondisyonlarının da tükenmesi ve de Herrlich’in de müdahaleleri ile son 30 dakikada Neuer de kadraja daha fazla girdi. Daha çok uzun toplar ve kanat ortaları ile organize olmayan ataklarla Augsburg beraberlik sayısını aradı. En net pozisyonlar yine Caligiuri ile geldi. Kazanılan penaltıyı da sonradan giren Jensen yerine o atabilseydi ne olurduyu Herrlich de düşünüyordur. Flick bu düşüşü fark edip Sane, Musiala gibi isimlerle top tutmaya çalıştı. Özellikle genç İngiliz driplingleri ile dinamizm kattı. Son anlarda da kötü polis Xavi Martinez girince Bayern skoru korudu ve haftayı kayıpsız kapattı. Kanat organizasyonları yine etkili ama bu yoğun maç fikstürü sebebiyle oyun geneline yaymakta güçlük çekiyorlar. Flick’in kulübesine pek güvenmediği çok tartışılıyor. Böyle giderse kas sakatlıkları sebebiyle zorunlu olarak o yöne kafasını çevirmesi gerekebilir. Rotasyonunu ilk haftalarda geniş tutmaya çalışsa da Mouting, Costa, Sarr, Roca gibi isimlerden verim alamayınca pek onlara yönelmedi. Bundesliga’yı bir şekilde yine kazanabilirler çünkü rakipleri istikrarsız. Ama Şampiyonlar Ligi’ne yönelik transferler düşünmeliler.

RB Leipzig – Union Berlin

Nagelsmann, Wolfsburg maçına göre daha ofansif çıkarken Klostermann, Nkunku ve Sörloth, Orban Haidara ve Forsberg’in yerini aldı ve gerçek 9’a Sörloth ile döndüler. Fischer de 3 değişiklik yaparak Trimmel, Prömel ve sakat Becker yerine Ryerson, Griesbeck ve Teuchert ile başladı. Leipzig’in hakim olduğu oyunda sıkı Union savunmasını kolay kolay aşamadılar. Union her zaman olduğu gibi kaptığı topları ilerideki Awoniyi’ye en kısa sürede ulaştırmaya çalışsa da pas kanallarını iyi kapatan bir Leipzig vardı. Ekürilerinden Becker’in olmayışı da hem Awoniyi’yi hem de Union’u etkiledi. Sörloth direkt gole etki yapmasa da diğer arkadaşlarına alanlar yarattı ve bazen top da taşıdı. İkinci yarı Forsberg hamlesi direkt etki yaptı. Köln’ün yediği gol gibi sıkı savunma iyi koordine olamayınca İsveçli karambolde elde ettiği topu direkt köşeye vurdu. Nkunku ile fazlaca pozisyon bulundu ve belki fark arttırılabilirdi. Oyunda kalan Union’da Fischer Dajaku, Gießelmann gibi hamlelerle ileriyi beslemeye devam etti. Son dakikaları Leipzig sahasında oynayan takım kalitatif bir pozisyon bulamayınca Leipzig puanı aldı ve Bayern’i takibe devam etti. Her ne kadar Union da çetin ceviz olsa da Leipzig’in skor problemi büyük. Bu maça Sörloth ile başladı ve Norveçli oyuncu pek göze çarpmasa da iyi işler yaptı (kaçırdığı çapraz pozisyon haricinde). Onlar adına en olumlu görünen ise diğer rakiplere karşı aşırı etkili olan skor getiren Awoniyi ve Teuchert gibi isimlerin paralize edilmesi. Upamecano, Awoniyi’yi Messi’ye karşı oynuyormuş gibi savundu ve gölgesi oldu. Bir diğer Union itemi olan Lenz ve Ryerson kanat ortalarını dahi görece engellediler. Ingvatsen ile hücum oyuncularının bağlantısı kesildi ve uzaktan şut imkanı dahi vermediler. Her ne kadar son maçlarda çok gol yeseler de ligin az gol yiyen takımı imajını tazelediler.

Freiburg – Eintracht Frankfurt

Bayern’e karşı iyi mücadele etmesine rağmen kaybeden ve 5 maçlık serisinden olan Freiburg’da Streich puan kaybının yanın da en önemli oyuncularından Santamaria’yı kaybetti. Yerine giren Abrashi de sakatlanırken Höfler kart cezalısı olunca iş daha da zorlaştı. Haberer ve Höler kadroya girerken 4-4-2 ile çıkıldı ve Lienhart orta sahaya geçti. Hütter ise Durm ve Arjantin’e dönen Abraham yerine Toure ve Tuta ile başladı. Abraham en son Freiburg karşısına çıktığında kamuoyunca sevilen Streich’a topa niyet ettiğini belirtse de gereksiz bir sert müdahalede bulunmuş ve kendini ve takımını zor duruma sokmuştu. Streich onu affettiğini daha önce de söylemişti ama maç öncesinde de oyununu övdü. Ayrıca eski röportajlarında o Basel’da oynarken akıllarında olduğunu söylemişti.  Frankfurt maça yoğun bir rakip alan baskısı ile başladı. Hafta sonu Bayern’in yaptığı taktiğin benzeriydi. Üstelik onlar daha erken buldular. Gulde’nin olduğu koridora atılan ara pasta son haftaların formda isimlerinden Younes rakibini ekarte edip onun boşalttığı alanı iyi kullanarak hızlıca topu köşeye gönderdi. Golden sonra da baskı devam etti ve savunmadan çıkarken kaptırılan toplarla daha fazla gol de bulabilirdi. Freiburg şoku üzerinden atıp topu kontrol etmeye ve pas yapmaya başlayınca rahatladı. Sol ve sağ kanat oyuncuları da beklere yakın oynadı ve pas opsiyonları arttı. Golü de yine hızlı tek toplu dikine oynanan pas oyunu sonucu buldular. Sallai teke tekte Trapp’ı avladı.2. yarıda Petersen hamlesi ile yine gol geldi. Nöbetçi golcü yine duran topta golü buldu. Sonra Freiburg daha fazlası için saldırdı ve değişen rüzgarın yönünü farkeden Hütter Jovic’i aldı. Yine bundan önce Barkok’un yerine giren Kamada da çok çalıştı ve rakip yarı sahada karşı savunmayı yıprattı. Frankfurt da golünü duran toptan buldu. Seken topta dengesiz savunma sonucu Kamada bomboş kalarak durumu eşitledi. Freiburg bastırmaya ve özellikle sol kanadı kullanmaya devam etti. Tuta oldukça zorlandı. İki takım da kontralarla rakip sahayı hızlı geçti ve gole yakınlardı. Tempolu maçta puanlar adilce paylaşıldı. Hafta sonu galibiyet serisi bozulan Freiburg, Frankfurt’unkini de bozdu.

Arminia Bielefeld – Stuttgart

Uwe Neuhaus hafta sonu çıkarttığı takımı bozmazken Matarazzo iki kart cezalısı oyuncusu Wamangituka ve Gonzalez ile yedeğe çektiği Castro yerine Förster, Coulibaly ve Kalajdzic ile başladı. Haftalardır skor ve oyun adına önemini gösteren Wamangituka’nın yokluğu bu maçta fazlasıyla hissedildi. Maça Stuttgart iyi başladı. Kanatlardan içe kat ederek ve yine koridorları kullanarak ilk yarıda pozisyonlar da buldular. Halihazırdaki eksikler haricinde saha içi oyuncuların kreativitesi de bu maçta görülmedi. Sosa ve Coulibaly önceki haftalardaki görüntüsünden uzaklardı. Matarazzo Massimo ve Churlinov’la kanatları yenilese de Churlinov’un birkaç aksiyonu harici etkili atak gelmedi. Diğer tarafta ise Bielefeld kontra oyunu ile ilk golü buldu. Rakip takım beraberlik için daha çok risk alınca boşluklarda Doan ve Yabo iyi top taşıdı. Doan diğer iki golde de imzasını bıraktı. 2. golde Kempf her ne kadar iyi bir stoper olsa da panikleyip topun kendi kalesine gitmesine engel olamadı. Çevre kontrolü yapsa tehlike olmadığını görüp topu bırakabilirdi. 3. gol de yine onun tarafından geldi. Endo ve Mangala ile defans arası mesafe fazlaydı ve bu da Bielefeld’in bu sezon hiç olmadığı kadar rahat top aktarmasını sağladı. Bielefeld haftayı son 3 dışında bitirdi.

Yorumlar