Yeni yılda lider bir günlüğüne değişse de 2021’de Bayern liderliğini sürdürdü. Dortmund ve Leipzig takibe devam ederken ilk yarı da bir anda bakışları üzerine çeken Bosz bir yara daha aldı. Schalke ve Mainz pit stop yapıp teknik direktörleri yenileseler de yenilgiyle başladılar. Schalke, Tasmania Berlin’in rekoruna Berlin’de bir “tık” daha yaklaştı.
Eintracht Frankfurt – Bayer Leverkusen
Yılın sonunda dramatik şekilde Bayern’e hem maçı hem de liderliği kaybeden Leverkusen 2 sol bekinden de yoksundu. Hem Sinkgraven hem de Wendell’in testleri pozitif çıktı ve sola Weiser geçerken Dragovic yine sağ bekte yer aldı. Frankfurt’ta ise Hütter kart cezalısı Rode ve kulübeye geçen Tuta ile Barkok yerine Abraham, Ndicka ve Kamada ilk 11’e geçti. Ayrıca Bas Dost da Club Brügge’e transfer olduğundan dolayı bir hücumcu eksikler. Yerine birçok isim geçiyor ve Jovic, Cenk Tosun ve Zirkzee bunlar arasında. Bu 3 oyuncu da ilk devrede takımlarında düzenli forma giyemedi ve her biri katkı sağlayabilir. Objektif olmamak gerekirse Cenk Tosun’un bir daha Frankfurt forması giyim maç ritmini kazanmasını isteriz. Maça gelirsek ilk etapta Leverkusen özellikle ileri uçta bıraktığı yerden neredeyse devam etti. Amiri, Wirtz’in ara pasıyla şık bir gol attı. Şık sıfatı hatta tam karşılamayabilir. Lazaro’nun golünden sonra en az 2 haftada bir ligde güzel goller izliyoruz. Hücum yönü evet çok iyi çalışıyor ancak defansta bir o kadar da etkisizler. Younes’in golde iki stoper arasında elini kolunu sallayarak topla buluşup kaleyi görmesi bunun kanıtıydı. Araya çok fazla top kaçırdılar. Baumgartlinger de belki bu maçta defansa katkı bakımından isteneni veremedi. Dragovic ve Weiser ikilisi de bir o kadar kötüydü. Beklerinden yoksun olduğu maçlarda Bosz 3’lü savunmayı düşünebilir. Öte yandan Jedvaj’ı bu sezon pek resim içerisine almıyor. Belli ki yeterli bulmuyor. Ona bir kiralık hamlesi veya satılması düşünülebilir. Yerine de iki kanatta oynayabilen bir bek alınabilir. Frankfurt ise golden sonra çok iyi pozisyonlar üretti. Ortada Kamada yine üretkendi ve Younes birçok pozisyon fırsatı yakaladı ve yayda yakaladığı pozisyonu cüretkarca harcadı. Tapsoba’nın kendi kalesine golüyle de öne geçtiler. 2. yarıda Leverkusen’in kanat kurgusu ve uzun paslarla kurduğu hücum oyunu düzeni de pek işlemedi. Pozisyonlar yakalasalar da beraberlik sayısı gelmedi. Defansta yine oldukça dağınıktılar ve Frankfurt pozisyonlar yakalamaya devam etti. Maç 4-1 veya 5-1 bitebilirdi. Eksiklerden muzdarip Bosz bu hafta istediğini ortaya koyamayarak liderlik görmüş bir takımken yarışta tekrar geriye düştü. Hütter ise arayı iyi kullanmışa benziyor ama son vuruşlarda takım kötüydü. Dost’un yerine alacakları hücum oyuncusu merak konusu. Ayrıca Barkok’u haftaya tekrar 11’e almak isteyebilir.
Arminia Bielefeld – Borussia Mönchengladbach
En son kupa maçında boy gösteren Gladbach ekibinde pek değişiklik olmazken o maçta rotasyonda fırsat bulan Sippel, Benes ve Wolf yerlerini Sommer, Neuhaus ve Lazaro’ya bıraktılar. Uwe Neuhaus ise Schalke karşısında kazanan takımı bozmadı. Topa beklendiği gibi daha çok Gladbach sahip olurken ilk yarı çok fazla şut fırsatı yakaladılar lakin bunların kalitesi iyi değildi. Bielefeld ise topa sahip olmayı bırakın aldığında doğru düzgün kullanamadı. Uzun paslarla ileri top aktardılar ama pek pozisyon bulamadılar. Gladbach Embolo ile özellikle hiçbir maçta yakalamadığı kadar şut şansı buldu. Öyle ki Bielefeld takımı maç boyunca 7 şut atarken Embolo tek başına 7 şut şansı buldu. Gladbach ise 24 şut attı. Son vuruşlarda kalite pek yoktu ancak Ortega’nın ve savunma oyuncularının da yenilgiye rağmen diş geçiren bir performansı vardı. Özellikle Amos Piper’in ikinci yarıda 1’e 1 kalan Stindl’a müdahalesi muazzamdı. Rose Şampiyonlar Ligi’nde City sürecine girmeden toplayabildiğini toplamak isteyecektir. Bielefeld gibi daha alt sıklet takımlara karşı maçları daha erken koparabilmeliler.
Hoffenheim - Freiburg
Baden derbisinde ev sahibinde Hoeneß önemli isimlerden yoksundu. Sakat Grillitsch ve Geiger’in yanında kart cezalısı Posch da eksikti. DFB Pokal’de elendikleri Fürth maçında yer alan Gacinovic ve Dabbur da kulübeye dönerken Samassekou ve Belfodil sahaya çıktı. Ligde galibiyet serisi yakalasa da kupada Stuttgart’a elenen Streich ise o maçta forma verdiği kaleci Uphoff, Heintz, Jeong ve Höler yerine Florian Müller, Gulde, Kwon ve Demirovic’e formayı verdi. Ev sahibi Hoffenheim topa sahip olduğu süre boyunca istediği gibi karşı sahaya taşımakta güçlük çeki. Defansta ise topu savunurken Freiburg’u dışa yönlendirdi ki Freiburg’da dar alanda iyi oynayabilen çizgiye paralel iyi ara paslar atabilen bekler var. Onlar da öyle yaptılar ve en dıştan penaltı noktasına veya daha gerisine toplar çıkardılar. Taç çizgisine paralel atılan toplar maç boyunca göze çarpıyordu ve 3. golde de Demirovic çizgiye inip içeri çıkardı ve Kasim Adams kendi kalesine attı. Penaltı pozisyonu belki Bogarde yüzünü savunduğu savı ile tartışılabilirdi 2. golün pozisyonunda. Freiburg defansına geçersek yine kompaktlardı. Yenilen golde sadece dağınık yakalandılar. Zaten hava topu mücadelesinden sonra eğer bir takım hücumda iyi mesafe kat edip boşluklar buluyorsa gol olma olasılığı yüksek oluyor çünkü top havadayken topun ne tarafa düşeceğini hesaplamakta takımlar yanılabiliyorlar. Böyle pozisyonlarda adam adama savunma değil de alan savunması daha akılcı olabilir. Yenilen golde Freiburg oyuncularının büyük çoğunluğu sol kanada yakındı ve orta koridorda az oyuncu bulunurken sağ koridorda neredeyse hiç yoktu ki bu hava topu mücadelesi kendi yarı sahalarında oldu. Bu aslında ligde diğer birçok takımın başlıca sorunlarından. Bir diğer değinilmesi gerekense 3-0’dan sonra topla oynama oranlarının düşmesi ve aldıkları topları uzun paslarla değerlendirmeleri. Petersen ile bir pozisyon daha yakaladılar ama topu daha çok ayaklarında tutmaları gerekiyor. Hoffenheim tarafında ise savunmada pozisyonlanma hataları her maç olduğu gibi bu maçta da devam etti.
Köln – Augsburg
Ara öncesi Osnabrück karşısında tur atlayan Köln’de Gisdol, 11’de yer alan Jakobs, Limnios ve Modeste yerine Czichos, Rexhbecaj ve Thielmann’ı tercih etti. Augsburg’da ise kupada Leipzig’e elenen Hütter, Gumny, Khedira ve Gregoritsch’i yedek oturtup Gruezo, Niederlechner ve formda Richter’i sahaya sürdü. Maç özellikle ilk yarıda pek hareketli değildi. İlk yarıda iki taraf da 3’er şut atarken maçın tamamında kaleyi bulan şut sayısı 6 idi. İki takım da akan oyundansa daha çok duran toplarla pozisyona girdi. Kreatiflik bakımından deplasman ekibi akan oyunda daha kuvvetli olan taraftı ve sezonun etki olarak takım için en iyi, ligin de en iyi transferlerinden biri olan Caligiuri sağ kanatta çizgide duvar pasları ile dar alanda iyi top taşıyıp bunu Niederlechner ile buluşturdu. İçeri çevrilen topta Iago golü bulurken bu eşleşme ilginçti keza onu karşılayan veya daha doğrusu karşılayamayan Wolf kanat bek, Iago ise defansif bir bekti. Maçın genelinde tempo düşüktü ve duran toplarla iki takım daha çok şans buldu. Sezonun seyir zevki en düşük maçlarından biri olan bu maç neyse ki Türk televizyonlarına yansımadı. Keza kanal uyarı alabilirdi. Benim de görüntülerine ulaştığım eforumun karşılığını pek verdi denemez. Augsburg hayati bir 3 puan alırken Köln kendi sıkletinde sayılabilecek bir takıma evinde yenildi. Aşağıda daha dişli takımlar olsa bu maçta kaybedilen 3 puan hayati olabilirdi. Neyse ki Schalke, Mainz ve Bielefeld orada ayrı bir habitat kurdu. Bu da sıra olarak düşme hattına yakın olsa da puan olarak çok da yakın olmayan takımları biraz rahatlatıyor.
Werder Bremen – Union Berlin
Hannover’i kupada eleyen Kohfeldt o maçta görev verdiği Moisander, Veljkovic, Mbom ve Chong yerine daha çok görmeye alışık olduğumuz Ömer Toprak, Friedl, Bittencourt ve Osako ile başladı. Kupada Paderborn’a elense de ikinci yarı iyi oyun ortaya koyan Urs Fischer’in ekibinde Karius, Teuchert ve Endo kenara geçerken Luthe, Hübner ve Ingvartsen sahaya çıktı. Kart cezasını dolduran ve kupada da forma giyen Andrich bu maçta da sahaya çıktı ve lige döndü. Ligin ilk yarısını mütevazı kadrosuyla iyi sonuçlarla Avrupa potasında bitiren Union her zamanki işlerini yaptı. Aldıkları pasları Awoniyi ve Becker ikilisine savunma arkasına oynadılar ve iki isimden ilk yarıda sonuç buldular. İlk gollerinde Knoch çok güzel bir ara pasla orta koridordan Awoniyi’yi buldu. Onun da Becker’e çıkardığı topla takım öne geçtiler. Friedl pas arası yapabilecekken bu pası bıraktı ve Ömer Toprak’ı da zor durumda bıraktı. Çok parlak bir maç çıkarmayan Friedl yenilen 2. golde de köşe gönderinde topu tutup dışarı bırakmak yerine ileri vurdu. Seken topu Andrich Awoniyi’ye çıkardı ve bir gol daha geldi. Maçın sonuna kadar Awoniyi ve Becker’e uzun paslar devam ederken duran toplarda ligin en iyilerinden olan Union bu toplarda da etkili oldu. Ev sahibi pek pozisyon bulamazken ilk yarıda sadece Luthe’nin bir pas hatasında şans buldu. Topu biraz daha karşı tarafa bırakıp geçiş hücumları deneyebilirlerdi. İleride bu maçta pek varlık gösteremediler. Kohfeldt’in hamleleri de sonuç vermeyince yeni yıla mağlubiyetle başladılar. Union Berlin ise Avrupa kupalarına gidecek gibi. Öyle bir potansiyelleri var ki bir sonraki sezon Messi futbolu bırakmazsa An der Alten Försterei’a gelebilir.
Hertha Berlin - Schalke
Ulm karşısında galibiyeti hatırlayan Schalke’de dümene Christian Gross geçerken kupadaki rotasyonlu kadroya göre 4 değişiklik vardı. Ozan, Mascarell, Uth ve Hoppe sahada yer alırken Becker, Ludewig, Raman ve Skrzybski kulübeye geçti. Öte yandan transfer penceresine bakarsak Kolasinac kadroda yer almadı. Ev sahibinde ise ara öncesi şok Freiburg yenilgisine göre defansta değişiklikler vardı. Alderete, Plattenhardt, Tousart ve Cordoba oyuna geçerken Mittelstädt, Piatek, Torunarigha yedekte Boyata ise sakatlık sebebiyle kadro dışındaydı. Maça Schalke eski maçlarına oranla daha özgüvenli ve topa sahip başladı. Pozisyonlar da bolca buldular. Harit ara paslarını ilk parladığı zamanlarda olduğu gibi gösterirken Uth ile mutlak bir pozisyon da buldular. Özellikle Hertha koridorlarının arasındaki mesafe fazlaydı. Schalke acaba öne geçebilir mi derken Duran toptan gelişen pozisyonda Guendouzi güzel bir gol attı. Arsenal’den ayrılmak istediğini ve Berlin’de mutlu olduğunu söylemişti ve Hertha ona daha iyi geldi gibi. Hücum aksiyonu olarak pek organize değillerdi. Uzun paslarla Schalke savunmasında gedik aradılar çoğunlukla. 2. yarıda Hertha daha fazla topa sahip oldu ve Schalke’ye orta alanda çizgiye yönelterek pres uyguladı ve kazandığı toplarla geçiş hücumları üretti. Attıkları 2. golde Cunha sağ iç koridorda çizgiye inen Darida’yı iyi gördü. Onun çevirdiği topu da Cordoba gole çevirdi. Golden sonra yine o kanattan mutlak bir pozisyon yakaladılar. Oczipka ve Nastasic arasındaki iletişimsizlik işlerini kolaylaştırdı. 2. golden sonra Schalke her ne kadar naifçe baskı prese devam etse de pozisyon yerleşimdeki hatalar, defans ve hücum geçişinde iyi dizilemememe Hertha Berlin’e alanlar bıraktı. Savunma arkasına çok iyi sarktılar. Darida Biraz daha forvet arkası gibi oynadı ve savunma arkasına toplar attı. 3. golü oyuna giren Piatek onun pası sonrasında yakaladı. Schalke ilk yarıda ufak umut kırıntıları gösterse de Tasmania’nın galibiyetsizlik rekorunu kırmaya bir maç daha yaklaştılar. Labbadia’ya ise bu maç terapi oldu.
RB Leipzig - Stuttgart
Freiburg karşısında tur atlayan Matarazzo geçen lig maçına göre iki değişiklik yaptı. Didavi ve Coulibaly kenara geçerken Castro ve kupa maçında iyi oynayan Kalajdzic 11’de yer aldı. Diğer taraf ise sakatlıklarla boğşurken Nagelsmann Mukiele ve Poulsen yerine Olmo ve Forsberg ile başlayarak ilerde sahte 9’lara yer verdi. Geçiş hücumunu iyi yapan Stuttgart’a karşı temkinli biçimde hücumlar geliştirdiler. Topu kontrol ettiklerinde Angelino ve Adams da ileride etkin olurken Kampl veya Sabitzer pozisyona göre daha geride kaldı. Sahte 9 Forsberg ile pozisyonlar bulsalar da golü bulamadılar. Hatta kazanılan penaltıdan da sonuç alamadılar. Gol için 2. yarıyı beklemeleri gerekti. Ceza sahasına açılan topta arka direkte Olmo skoru buldu. Poulsen’in girmesiyle savunma biraz daha dengesizleşmişti. Golden sonra Stuttgart topa yer yer sahip olsa da etkin bir atak geliştiremediler. Leipzig presi ya onları içeri yönlendiriyor ya da çizgide sıkıştırıyordu. Takım kanatlara o kadar bağımlı ki orta koridordan pek atak geliştiremediler. Önceki maçlarda uzun toplar oynayıp Kalajdzic ile indirebiliyorlardı. O da oyundan çıkınca bu opsiyon da gitti. Şans eseri Anton ile bir pozisyon bulsalar da onu da etkili değerlendiremediler. O pozisyonda olduğu gibi orta koridorda pas istasyonlarıyla Leipzig kalesini cepheden görerek uzaktan şut çekebilirlerdi keza tandemi aşmak oldukça güç. Defans yerleşiminde savunmaya ilk yarıda Kampl 2. yarıda da diğer orta sahalar da dahil oldu ve savunma setiyle orta saha arasını da dar tuttular. Leipzig adına eleştiri neden ısrarla sahte 9 ile mücadele ettikleri olabilir. Kenarda Sörloth, Poulsen ve resmin dışında gibi görünen Chan var. Nagelsmann onu pek değerlendirmiyor. Bu maçta Olmo-Forsberg-Haidara yerine Forsberg-herhangi bir 9 numara-Olmo şeklinde çıkabilirlerdi. Matarazzo ise önceki maçlarda olduğu gibi sonuca etki edici değişiklikler yapamadı.
Wolfsburg – Borussia Dortmund
Braunschweig karşısında rotasyonla tur atlayan Terzic as isimleri tekrar sahaya sürdü. Haaland da sakatlıktan dönerek formayı devraldı. Glasner de kupada Sandhausen karşısında ufak bir rotasyon yapmıştı. Brooks, Arnold,Steffen ve Schlager gibi isimler 11’e döndü. İlk yarı Dortmund’a alerjen etki yapan sıkı bir set oyunu oynadı Wolfsburg. Alan daraltarak topa sahip olan isimlere 2’li 3’lü sıkıştırmalar yaparak top kaptı ve geçiş hücumu denediler ve iki tane de mutlak gol fırsatı yakaladılar. Weghorst savunma dengesini bozarken Steffen, Brekalo ve Schlager de kanatlardan içeri top çevirdi. Schlager 6 gibi gözükse de oyun kurucu gibiydi. Arnold ile savunmada da etkililerdi ve Wolfsburg defansı 1’e 1’lerde de rakibe çok fazla fırsat vermedi. Dortmund ise seti bir kez yay önünde bir pas istasyonuyla aştı. Diğer bir pozisyonda ise ceza sahası içinden bir şutta kaleciden seken topla geldi ama gole çeviremediler. Dortmund’un setlerle olan problemini en az 2 haftada bir dile getiriyorum. Bunu aşmanın yolu yine pas istasyonları ve baktınız hiç olmuyor uzaktan atabileceğiniz sert şutlar. Bunu birçok takım yapıyor. Dortmund’da da uzaktan şut kabiliyeti olan oyuncular var. 2. yarıda da Dortmund aynı problemleri yaşarken bu sezon çok görmediğimiz bir şey oldu ve duran toptan gol attılar. Bu golden sonra ise topun arkasına geçip onlar geçiş hücumu kovaladılar ve son dakikada Emre Can’ın ara pasıyla Sancho Otavio’nun özeline girerek iyi bir çalımla golü attı. Wolfsburg ise çok net fırsatlar tepti. Weghorst, Arnold gibi isimler mutlak pozisyonlardan faydalanamadılar. Dortmund’da özellikle Meunier tarafında kırılgan olunca çok fazla şans elde ettiler. Duran toptan golü atan Akanji bu maçta müdahaleleriyle de bambaşka bir performans ortaya koydu. Halaand da yine mutlak pozisyonlardan faydalanamadı ve maçın son anlarında atılan uzun pasta topu kontrol edemeyerek elle müdahale etti. Bir de üzerine sinirlerine hakim olamayıp topa vurunca sarı kartı gördü. Terzic’in onu oyundan almasıyla da daha da köpürdü ve Angry Birds karakteri gibi kenara oturdu. Terzic her ne kadar kötü Meuner’i sahada tutarak eleştirilmeliyse de Haaland’ın bu hareketi üzerine hamlesi yerindeydi. Sakatlıktan dönen bir oyuncu ilk maçında zaten 90 dakika sahada kalmamalı. Ayrıca sinirlerine de hakim olamamaya başlayınca 2. sarıyı da görebilirdi. Tigges de girer girmez pozisyona girdi. Uzun kulvarda sadece Haaland değil Moukoko ve Tigges gibi alternatiflere de ihtiyacı olacak. Haaland’ın bu bireysel siniri aslında arkadaşına da biraz haksızlık olarak sayılabilir. Herkes oynamak ister ki Terzic Favre’dan da beter oyuncu değişikliği konusunda. Favre 60 sonrası yaparken Terzic son bölümde iki değişiklik anca yaptı. Özellikle Meunier saatli bir bomba gibiydi ve onu en geç 55’te oyundan alabilirdi.
Bayern Münih – Mainz
2020’yi lider kapatan Flick, Leverkusen karşısında kazanan takımdan Süle Hernandez ve sakat Coman yerine Pavard, Kimmich ve Sane’ye şans verdi. Öbür tarafta ise arada Mainz’da bolca değişiklik oldu Lichte ile sportif direktör Rouven Schröder giderken Heidel sportif sözcü, Martin Schmidt de sportif direktör oldu. Teknik direktör soru olarak akılda kalsa da bu maçta Jan Siewert görevi devraldı. Saha içine dönersek Bochum’a elenen takıma göre sakatlıkları olan Zentner, Kilian kart cezalısı Niakhate ve yedeğe geçen Onisiwo yer almazken Dahmen, Mwene, Brosinski ve Fernandes sahadaydı. Bayern tarafında Gnabry ve Sane topu dolaştıran ve sürekli kanat değiştiren isimlerdi ve kalabalık Mainz defansını açmak için kanatlardan içeri (özellikle yaya) çok fazla top çevirdiler. 2’li markajlara rağmen Lewandowski nadiren de olsa pozisyon buldu ama bu maçta Zentner’in yerine ilk kez bir resmi maçta kaleyi devralan Dahmen yediği gollere rağmen oldukça başarılıydı. Bir top hatta çizgide tuttu. Mainz ise topun arkasında kale önünde her yerde resmen baraj kurdu. Çok fazla pas arası yaptılar ve top Bayernli oyuncuların ayağındayken mümkün oldukça direkt müdahale ederek oynatmamaya çalıştılar. Bu görece etkili oldu. Kazandıklarını ise çok fazla ayaklarında tutmadılar ve her zaman olduğu gibi ileri savunma arkasına oynadılar. Bu maçta Mateta’nın rolünü Burkardt aldı ve golü de bu şekilde attı. Pozisyonda hava topuna çıkan Boateng’e bir şarjı olsa da hakem faul verme gereği duymadı. Bunun üzerine çok fazla itiraz ettiler. VAR süzgecinden de geçen pozisyona bir şey verilmeyince Mainz öne geçti ve aynı disiplinde devam etti. Bayern temposunu düşürmeye çalıştılar. Kazandıkları duran topla bir gol daha bularak ilk yarı şok bir skorla soyunma odasına girdiler. İkinci yarı Pavard-Goretzka, Boateng-Süle değişiklikleri sonrası Kimmich sağa geçince daha akışkan bir Bayern oldu ve rüzgar tersine dönmekle birlikte kasırgaya dönüştü. 2. yarı Mainz yarı sahasını çok nadir terk ettiler. Mainz da kazandıkları topları uzun toplarla değerlendirdi fakat 2-1’den sonra özellikle aceleci olmaları ve arkaya yaslanmaları Bayern’in işini kolaylaştırdı. Atılan gollerin çoğu savunmadan seken “reboundların” Bayern tarafından toplanıp savunma dengesizken yarattıkları tehlikelerle oldu. Ceza sahasına ortalar attılar ama bunlar ezbere değildi. Ara öncesi performansı sonrası sonradan oyuna girip tekrar kenara alınan Sane bu maçta daha fazla sorumluluk alan iyi bir performans gösterdi ve forma numarasını taşıdığı Robben’i sağ kanattan içeri doğru yönelerek attığı golle de anımsattı. Tüm gollerde içeri çevrilen topu takip edemeyen bir Mainz defansı vardı. Ara paslarına karşı aslında iyi sezgilerle bazı topları kesmişlerdi ilk yarıda. Aynısını özellikle çizgiden Gnabry, Sane ve Müller’in içeri çevirdiği toplarda da yapabilselerdi puanla ayrılabilirlerdi. Flick ise oyunu ne kadar iyi okuyabildiğini tekrar gösterdi.
Yorumlar