İngiliz haftası öncesi ligin zirvesi değişti. Dortmund bir müsibet ile tartışılan Favre’dan kurtuldu. Alt sıralarda ise haftanın kazananları Köln ve Freiburg oldu.
Wolfsburg – Eintracht Frankfurt
Hafta beraberlik karnesi dolu olan iki takımın karşılaşmasıyla başladı. Glasner, Steffen yerine uzun süredir sakatlığı sebebiyle uzak olan Mbabu’yu kullandı. Formda Baku ise daha ileride fırsat buldu. Frankfurt’ta ise Andre Silva sakatlığı sebebiyle oynayamayan oyuncu olurken yerini eski Wolfsburglu Bas Dost aldı. İlk dakikalardan itibaren sağda Mbabu neredeyse Baku’dan daha kreatif olarak Frankfurt ceza sahasına servisler yaptı. Frankfurt ilk yarıda ileri çıkmakta zorlandı. Uzun pasları Wolfsburg toplayıp ara pas olarak ceza sahasına ve kanatlara aktardı. Son zamanların en trend detaylarından half space denen koridorlara da özellikle Baku çok güzel ara paslar gönderdi. N’dicka’nın tarafı oldukça aksadı. Frankfurt cephesinde Durm takımın en üreten oyuncusuydu. Kendi parselinde oldukça iyi top taşıdı ve içeri kat etti. İkinci yarının başında yine takımın en üretken isimlerinden Kamada bir ara pasta sol çizgide iyi kaçtı ve bu sefer o Kostic’e servis yaptı. Ancak ters ayağıyla kalenin çok üstünden gidince bu mutlak şansı harcamış oldular. Dönüşünde de Wolfsburg mutlak bir pozisyonda yine savunma arkasına sarkmaları sonucu Maxi Philipp ve Weghorst ile sonuç alamadılar. Wolfsburg savunması oyunu santra civarında kurunca bu oldukça tehlikeli olmaya başlamıştı ve Kostic’in pozisyonunda Lacroix ile Mbabu’nun iletişimsizliğinden faydalandılar. Bu pişmanlıkla akıllara daha iyisini bulabilirler mi derken Brooks duran topta Hinteregger’i iterek penaltıya sebebiyet vererek imdatlarına yetişti ve Dost ile penaltıdan sayı buldular. Maç boyu akan oyunda birçok şans bulsa da Wolfsburg da bir penaltı ile golü buldu. Son vuruşlarda beceri eksikliği ve şanssızlık arasındaki sınırdaydılar. Glasner Bialek’i yine görece geç oyuna dahil etti. Hütter de son haftalarda skora en çok etki eden oyuncularından olan Barkok’u maçın son anlarında oyuna sürdü. Hütter eskiden olmasa da şimdi rakibi Glasner gibi risk almıyor veya geç reaksiyon veriyor. Frankfurt’un 3’lü tandeminin ara pas sezgisinin sıfıra yakın oluşu maç boyu problem olduğu gibi maçın sonunda da devam edince sonunda Weghorst, Schlager’in ara pasıyla mahmur Ilsanker’in de katkısı ile teke tek kaldığı Trapp’ı sonunda mağlup etti. Trapp perspektifinden rakibin 80’in üzerinde tehlikeli atak üretip kaleye 20 kez baktığı bir maçta iki gol oldukça iyi bir performans. Hütter’in 4’lü savunmayı tekrar düşünmesi gerekiyor. Elindeki düşük kalite stoper performansı göz önüne alınırsa 3’lü tandem bir lüks gibi.
Borussia Dortmund - Stuttgart
Kâbus maçta hafta içi rotasyonlu kadrosuyla Zenit’i deplasmanda mağlup eden Dortmund’da as oyuncular kadroya dönerken Morey bu hafta da forma şansı buldu. Matarazzo ise Kalajdzic kart cezalısı Castro yerine Förster ile Klimowicz ile başladı. Stuttgart ilk dakikalardan itibaren rakip sahada maç boyunca baskı yaptı. Dortmund’un savunmadan top çıkarmada zorlanışını fazlasıyla değerlendirdiler. Haftalardır eleştirilen ve hafta bitmeden gönderilen Favre yine sahte 9 Reus ile çıkarken Reyna ve Sancho ileride ona eşlik etti. Bu 3’lünün yeri pozisyonlara bağlı olarak değişse de ileride pas istasyonu yapacak bir 9 numara şarttı. Reus’un çapraz koşuları arkadaşlarına pozitif etkisi var ama bulunan şanslarda Stuttgart’ın savunma geçişinde 3’ten 5’e bazen 6’ya dönen seti engel oldu. Dolayısıyla bolca yan pas izledik. Diğer yarı sahada Dortmund defansında boşluklar yine had safhadaydı Özellikle 2. yarıda savunma pasifti ve Hummels haricinde reaksiyon gösteremiyorlardı ki o da yavaş kaldı. İlk golü penaltıdan yediler ama bu pozisyon arkaya sarkan Klimowicz sayesinde geldi. Geçen hafta davranışı tartışılan Wamangituka (Bremen’e attığı 2. golde kale çizgisine slow motion gitmişti) yine penaltıyı gole çevirdi. Bu pozisyon öncesinde Dortmund rakip kalede bir şans yakalamış ve bu pozisyonda aktörlerden olan Morey defansa dönmekte gecikince onun boşluğunu Stuttgart kullandı. Tüm bu olumsuzlukların arasında günün iyilerinden Guerreiro diyagonal olarak sol kanada havadan Reyna’nın önüne güzel bir pas gönderdi. O da şık bir vuruşla Dortmund’u maça döndürdü. 2. yarı Dortmund’un ağırlık koyması beklenirken yine defanstan top çıkarmada zorluk yaşadılar. Kaybedilen topların birinde maçın ve takımın gizli öznelerinden Mangala müsait pozisyonda 6 pasta Wamangituka’yı iyi gördü o da takımını tekrar öne geçirdi. Bu golden sonra her ne kadar hataları olsa da en reaktif isimlerden Emre Can yerine sezon boyunca pek göze çarpan bir performans gösteremeyen Renier girdi. Savunma geçişlerinde hatalar devam etti mi denir yoksa savunmaya hiç mi geçemediler orası muamma ancak 3. golde Sosa kanattan aldığı topu Förster’e akıllıca aktardı. O da Castro’nun yokluğunda jokerliği ele alıp 1’e 1’de bir santrfor gibi Bürki’yi avladı. Geride bırakılan alanlar ile Stuttgart ikinci yarıda birçok pozisyon buldu. 4. golde bu sefer Wamangituka Coulibaly’e asist yaptı ve o da golünü attı. Son ve vurucu darbede de Mangala kendi ceza sahası yayından topu alıp konsolda üçgen tuşuna basılmışçasına Nicolas Gonzalez’e aktardı. O da tek kaldığı çaresiz Bürki’nin kalesine perdeyi kapatan golü attı. Dikkat ettiyseniz ortaya çıkan tabloda plansızca, bireysel yeteneklerle ileri çıkan Dortmund ya sonuç alamayıp ya da topu kaybedip Stuttgart’a şans tanıyor. Onlar da ok gibi yerlerinden iyi hücum geçişleriyle rakibin 3. bölgesine 1 veya 2 pasla ulaşıp Bürki ile baş başa kalıyorlar. Favre temassız, B plansız olarak kaybetti. Aslında geçmişte bunun gibi birçok maç vardı ama bireysel yetenekler onun defolarını tam kapatamasa da skor olarak istenileni alıp onun sonunu ertelediler. Öbür tarafa bakarsak Dortmund ne kadar kötüyse Stuttgart o kadar üstündü ve bu futbolu her rakibe karşı gösterdiler. İlk hafta kaybettikleri Freiburg maçında bile ikinci yarı yapabileceklerinin fragmanını izlettiler. Matarazzo’nun iyi bir kadrosu var ama onun oynattığı oyun, kenardan hamleleri, çalışılmış pozisyonlar ve asimetrik dizilişi de beyaz-kırmızı formayı parlatıyor.
Borussia Mönchengladbach – Hertha Berlin
Şampiyonlar Ligi’nde Real Madrid deplasmanında kaybetse de Inter’in berabere kalması üzerine tur atlayan Gladbach’ta Rose rotasyona gitti. Sommer, Lainer, Kramer, Plea, Stindl, ve Thuram yerine Lazaro, Zakaria, Herrmann, Wolf ve Traore yer aldı. Geçen hafta Berlin derbisini kazanan Labbadia ise Tousart ve kart cezalısı Cunha yerine sonradan girip iyi performans gösteren Dilrosun ve Piatek’e şans verdi. Topa sahip olan taraf maç boyunca daha çok Gladbach’tı ve onların hatalarından ve kaybettiği toplardan Hertha Berlin kontralarla faydalandı. İki takım da 4-2-3-1 ile oynarken Hertha daha defansifti. Labbadia Darida’ya yine 10 numara pozisyonunda yer verse de Çek oyuncu defansif ağırlıklı. Uzaktan şutları ve ara pasları etkili fakat o bölgede daha ofansif bir isim kullanılabilirdi. Darida’nın arkasındaki Guendouzi ve Stark da defansif olunca bu onları yavaşlatan bir faktör. Tüm bu defansif tercihlere rağmen işin ilginci gol de Darida’nın pasında Guendouzi’nin plasesinden geldi Pozisyon öncesinde sağdan Lukebakio iyi top taşıdı ve Zakaria’nın hatası da buna etkendi. Gladbach hücum anlamında somut pozisyonlar bulmakta zorlandı. Uzaktan toplar ve uzun paslarla şanslar yaratmak istediler. Bu sezonun Gladbach adına kahramanlarından Neuhaus yine ceza sahasına sağ tarafa diyagonal bir pas attı. Stoper Ginter de iyi indirdi ve son haftalarda fena oynamayan Embolo beraberliği sağladı. Berlin savunması maç genelinde iyiydi ve bu pozisyon haricinde dengeliydi. Rose’nin Plea ve Thuram hamlesi de bu dengeyi bozmada etkili oldu. İkisi odak noktası oldu ve savunma koşular atan top alıp kullanan bu oyuncuları marke ederken dizilişler esnedi ve half spaceler açıldı. Tempo görece düşüktü ve iki takımdan hücuma yönelik daha somut karar alan antrenörün kazanabileceği bir maçtı. Hertha’da Cunha’nın olmayışı kendini fark ettirdi ve Piatek geçen hafta iki gol atsa da bu maçta silikti.
RB Leipzig – Werder Bremen
Manchester United karşısında iyi bir oyunla kazanan Nagelsmann Konate, skorer Angelino, Forsberg ve sakat Nkunku yerine Halstenberg, Upamecano, Kluivert ve Poulsen’i ilk 11’de sahaya sürdü. Karşı tarafta ise Choung ve Osako’nun yerini Möhwald ve Romano Schmid alırken Schmid ilk kez 11’deydi. Bremen’de Möhwald daha ofansif bir görev alsa da pek etkili olamadı. O ve Maxi Eggestein yer değişse daha iyi olabilirdi keza Eggestein daha skora ve hücum oyununa yatkın bir isim. Bremen’de rakip sahada aktör Bittencourt’tu. Leipzig ilk etapta rakibi tartmak için ceza sahasına uzun oynadı. Aslında bu hamleler bir nevi savunma yerleşimlerini saptamak için gibiydi. Bremen defansı 25 dakika dayanıp sonunda penaltı ile geri düştü. Yeni penaltıcı Sabitzer yine faydalandı. Yenilen ikinci golde de ceza sahası önünde Poulsen iyi bir istasyon görevi görüp Olmo’ya topu aktardı. Danimarkalı oyuncunun denge bozduğu savunmada Olmo da adam eksiltip Pavlenka’yı avladı. Kohfeldt ikinci yarı değişikliklerde bu sefer geç davrandı. Ancak takım defansını daha ilerde kurmaya çalışıp takımını skor bulmaları için ileri yollaması olumlu yansıdı. Bu hamle ile Leipzig daha fazla savunmada boş alan bulsa da kontraya iyi çıkamadı. 2. yarı pek forma bulamayan Wosz, Borkowski gibi isimleri de rotasyona dahil etmek için oyuna alarak biraz da tempo düşüren Nagelsmann enerji tasarruf moduyla maçı bitirdi. Bremen adına ise işler tekrar kötüleşmeye başladı. Alttaki takımlar da puanlar kazanmaya başladılar ve aşağı doğru çekilmeleri içten bile değil. Puan ve puanlara ihtiyaçları var.
Freiburg – Arminia Bielefeld
Ligde uzun bir aradan sonra geçtiğimiz hafta Mainz karşısında kazanan Uwe Neuhaus yine uzun süredir galibiyete hasret olan Freiburg’a deplasmanda kaybetti. Geçen hafta Gladbach karşısında pozisyon bakımından daha baskın taraf olan Freiburg’da Streich Demirovic’in yerine Petersen’i tekrar 11’e aldı. Neuhaus ise hasta Yabo yerine Soukou ile başladı. Freiburg ilk dakikadan itibaren çoğunlukla kontrolü elinde tutsa da ilk kısımda Ortega’yı fazla zorlayamadılar ve rakibin 3. bölgesinde organize olunamadı. Genellikle kanat ortaları ve ara paslar ana hücum tercihleriydi. İlk yarıda son anlarda Grifo ve Petersen ile en bariz pozisyonları elde ettiler. Bielefeld ise rakip hataları haricinde kendileri özellikle ilk yarıda hiç üretemedi. Tek şanslarını kaleci Florian Müller’in oyunu başlatırken yaptığı hata ile buldular. 2. yarı Freiburg hücumda aktif olsa da ilk etapta 59’daki pozisyon harici Ortega’yı zorlayamadı. Bu pozisyondan sonra Bielefeld set oyununu iyi oynayıp mümkün oldukça rakibini kendi kalesinden uzakta tuttu. Freiburg ise yan paslarla ve ara paslarla boşluk arayıp sonuç alamayınca Streich, Sallai, Demirovic ve Tempelmann hamleleri ile kazanmaları gereken bu mücadeleye geç de olsa müdahale etti. Rakip yarı sahada daha kalabalıklaştılar ancak yine boşluk bulamıyorlardı. Grifo’nun penaltısı ile nihayet öne geçtiler. Neuhaus tepki verip değişikliklerle 1 puan için bastırsa da dar sürede üretemediler ve Freiburg topa sahip oldu. Maçın sonunda sonradan oyuna giren Jeong, Sallai’den aldığı pası Ortega üzerinden göndererek maçın sonucunu tayin etti. Freiburg 0 üretken olan kapanan rakibini güç olsa da geç açtı. Bielefeld’de ise geçen hafta Mainz karşısındaki mücadeleden bir kırıntı olsa onlar da puan alabilirlerdi keza Freiburg defansı topu ileri aktarırken hata yapmaya meyilli. Bundan faydalanıp tehlike bölgesinden kaçabilirlerdi.
Mainz – Köln
Köln sürpriz sonuçlarına devam ediyor. Son 3 maçta 7 puan toplayan Gisdol’ün ekibi maçta çok baskın olmasa da Mainz hücum hattının bonkör davrandığı maçta kazanan taraf oldu. Ev sahibi Lichte, Freiburg maçını kazandıktan sonra geçen hafta düşme hattındaki rakiplerinden Bielefeld’e de 3 puan verdikleri maça göre 3 değişiklik yaptı. Aaron, Barreiro ve Quaison’un yerine Brosinski, Onisiwo ve 2 ay sonra 11’e dönen Latza ile başladı. Gisdol ise kadrosunu bozmayıp füzyonik 3’lü/5’lü savunma hattı ile devam etti. Wolfsburg maçında olduğu gibi Andersson ve Modeste gibi santrfor menşeili oyuncular yerine ileride Duda ve Thielmann ile çıktı. İki takım da uzun toplarla oynadı. Zaten Mainz’da hücum aksiyonları çoğunlukla Metata’ya ve onun savunma arkasına sarkmasına endeksli. İlk yarıda iki takım da ciddi pozisyonlar bulamadı. Köln’ün bir golü ofsayt sebebi ile sayılmazken Mateta ilk yarının sonunda ciddi bir şansı harcadı. Maç boyunca geride bekleyen Köln, ikinci yarı golde Mainz savunmasını adeta lag’da yakaladı. Duda ortada Rexhbecaj’ı buldu ve o da güzel bir vuruşla golü attı. Golden sonra da Mainz tepki veremeden farkı arttırabilirlerdi ama Zentner başarılıydı. Stöger ve Quaison değişikliği ile ileride biraz daha kooperatif olan Mainz geride de boşluklar verdi. Duda’nın atılıp Köln’ün 10 kişi kalmasından sonra Mainz baskı kurdu ancak her ne kadar ligde alt sıralarda olsalar da Köln seti konsantre olduklarında ligin en iyilerinden ve kalan sürede kolay geçit vermedi. Verdikleri iki pozisyonda Quaison ve Mateta faydalanamayınca 3 puanla ayrıldılar.
Union Berlin – Bayern Münih
Geçen hafta Berlin derbisinde kırmızı kart sonrası oyunu Hertha’ya kaybeden Union’da Fischer kart cezalı Andrich, sakat Kruse ve yedek bıraktığı Ryerson yerine Bülter, Becker ve Griesbeck’i kullandı. Flick ise Lokomotiv maçında rotasyona gitmişti. Musiala yine orta sahada yer aldı. Union hızlı başlayıp rakibe baskı uyguladı. İlk 5 dakikada 3 pozisyon yakalarken duran topta Prömel ile golü buldu. Aynı baskı ve disiplini sürdürüp ileride baskıya devam ederek Bayern’i durdurmak istediler. Bu işlemediğinde kendi sahalarında rakip ataklarında onları bozmak için ellerinden geleni yapıp uzun paslarla rakip sahaya hücum ettiler. Kontralarda Becker ve Awoniyi etkiliydi ve Becker bolca top taşıdı. Defansta Friedrich ve Knoche Lewandowski ile iyi boğuşurken Coman ve Gnabry’nin driplinglerinde hem Griesbeck hem de Prömel defansa katkı sağladılar. Onlar adına Ingvartsen’in sakatlanıp çıkması oldukça olumsuz bir kırılma anı olsa da bu sezon transfer olan Teuchert de sistemi devam ettirdi ve iyi pas dağıttı. Union’un bu aktif oyunu ve tehlikeli hali Bayern beklerinin ileriye katkısını etkiledi. İleri çok cesur çıkamasalar da 2. yarıda emniyeti biraz daha geri planda bıraktılar. Yılın teknik direktörü ödülüne aday gösterilen Flick Musiala-Sane değişikliği ile risk aldı. Bu da Union’a daha fazla alan verdi. Onlar ikinci skoru bulamayıp topları acele kullandılar. Rakip yarı sahada top kullanırken tempo düşürmeleri bir opsiyon olabilirdi keza kontraya kalkarken kaybedilen bir top kendi yarı sahalarına tehlike olarak dönüyor. Bayern’in golü öncesinde Teuchert, Becker’in ileri taşıdığı topta acele davrandı. Kaybedilen Coman topu soldan iyi taşıyıp yayda Lewandowski’ye aktardı. Yılın futbolcusu ödülüne aday gösterilen Leh forvet de golü attı. Bu maçta ayrıca orta sahaya yakın oynayıp oyunu yönlendiriyordu. Bugün karşılarında çetin bir rakip vardı. Defansif anlamda konsantrasyonu yüksek Union’un yanında Luthe de kumaşının kalitesini gösterdi. Beraberlikten sonra tekrar galip de gelebilirlerdi. Maç sonunda averaj farkıyla bu sonuca rağmen Flick liderliği bir geceliğine aldı. Orta sahada Kimmich ve dirençli bir oyuncunun eksikliğini fazlasıyla hissediyorlar.
Augsburg - Schalke
Olumsuz anlamda kıran kırana geçen ve Uth’un dramatik biçimde bilincini yitirip yerde kaldığı maç oldukça sertti. Geçen hafta Wolfsburg’a kaybeden Herrlich bu hafta Suchy ve Gregoritsch yerine Gumny ve Khedira’yı sahaya sürüp formasyonu da değiştirdi ve defansif oyuncu sayısını arttırdı. Geçen hafta Leverkusen karşısında dağılan ligin dramatik takımı Schalke’de ise Baum Fährmann, Sane ve Schöpf gibi daha tecrübeli isimleri Langer, Thiaw ve Skrzybski yerine tercih etti. İkili mücadeleler bu maçın en belirgin tarafıydı. Özellikle Augsburglu oyuncular hava toplarında ve ikili mücadelelerde rakibe bazen olumsuz olarak orantısız üstünlük kurdular. Uduokhai önce Uth’un hastanelik olmasına sonra Boujellab’ın kafasının yaralanmasına sebep olsa da özellikle ilk pozisyonda oldukça üzgündü. Sahada birçok sağlık görevlisi bulunurken canlı yayında serum bağlandı ve hatta serumu Mascarell tutuyordu. Bir futbol maçında ilk defa böyle bir görüntü ile karşılaştım. Maça dönersek Schalke daha motive olan taraftı ve bu hafta makus talihlerini yeneceklermiş gibi dursalar da savunma geçişlerinde yine aksadılar. Yenilen ilk gol eski Schalkeli Caligiuri’nin duran topundan geldi ve talihsiz biçimde Suat kendi kalesine gönderdi. Bunda pek yapılacak bir şey olmasa da 2-1 öndeyken ve rakip gerideyken son dakikada gelen topta Grillitsch çok rahat biçimde ceza sahasının solundaki koridoru değerlendirdi ve Richter’e aktardı. Sonradan oyuna giren ve önceki sezonlarda takımın jokerlerinden olan Richter beraberliği yakaladı. Schalke’nin iyi kısımları görece daha kompakt savunma dizilişleri ve daha organize hücum aksiyonlarıydı. Uzun toplar ana unsurlar olsa da savunmanın arkasın Raman birkaç kez sarkma fırsatını buldu. 2. seferde de golü attı. Diğer gollerinde ise Stambouli sağda çizgiye inen Suat’a iyi bir pas attı. O da topu içerideki Boujellab’a çevirdi ve 2. golleri geldi. Golden sonra 10 kişi kalan takıma karşı Baum oyunu soğutmak istedi. Hatta son anlarda hali hazırda Uth’un yerine oyuna giren Can Bozdoğan yerine Nastasic’i alıp savunmayı kalabalıklaştırmak ve uzatmak istemesi her ne kadar düşünülebilir olsa da sayı olarak ve skor olarak üstün olduğu takıma karşı topla daha akılcı oynamalılardı. Oyun soğutma hamlelerine çok erken başladılar ki rakip yarı sahada çok boşluklar buluyorlardı. 3. golü dahi bulabilirlerdi ve bu Herrlich adına büyük kazanç. Schalke’nin kazanması en mümkün maçtı ve buradan da istediklerini alamadılar. Tüm bunlar bir yana umarız Uth sağlıklı olarak sahalara dönmeyi bırakın hayatına devam eder. Onun bilinçsiz halde uzun süre sahada kalması birçok şeyi tekrar sorgulatabilir. Maça devam edilse de iki takım adına psikolojik olarak zor anlardı. Belki bir erteleme düşünülebilirdi.
Bayer Leverkusen – Hoffenheim
Sessiz sakin üst sıralara tırmanan Bosz bu hafta kendileri gibi Avrupa Ligi’nde sonraki tura kalma hakkı elde eden Hoffenheim’ı ağırladı. Hafta içi rotasyona giden Bosz as oyuncularını takıma döndürdü. Hoffenheim’da Hoeneß ise Augsburg maçına karşı oynadığı 11’i sahaya sürdü. O da hafta içi Avrupa Ligi’nde rotasyon yapmıştı. Sessegnon geçen haftalarda bekte sıkıntı yaşamıştı. Bu maçta da Bailey ona ağır bir üstünlük sağladı. Attıkları korner organizasyonunda da harika bir gol attı ancak sağdan sürekli bindirdi. Aşırı istekli oluşunu her pozisyonda gösterdi. İkinci golde de iyi Kramaric’in geri pasını iyi takip etti. Benzer hamleleri Diaby de soldan içeri doğru yaptı. Bu opsiyonların yanında uzun paslarda savunma arkasına ve set arasına Schick’e de oynayarak iyi bir alternatif yarattılar. Hoffenheim ilk kısımlarda adeta sürklase oldu. 20 dakika sonra rakip yarı sahada anca organize olmaya başladılar. İlk yarı Hoffenheim ileri gol için çıktıkça Leverkusen arkaya daha rahat sızdı. Hoeneß neyseki ilk yarıyı sadece iki sayı geride tamamladı. İkinci yarıda Skov hamlesi ile hücumu desteklerken rakip yarı sahada kalabalıklaştılar. Attıkları gol son haftaların iyi isimlerinden Baumgartner’in harika uzaktan şutuyla geldi. Sağa geçen Skov iyi top taşıdı. Leverkusen de ikinci yarı da derin oynamaya devam etti. Maçtna tam kopmadan yer yer beraberlik fırsatları yakaladılar ama karşılarındaki takım liderlik parolasıyla ekstra motiveydi. Lars Bender’in 3.golde Schick’e attığı pas harikayken onun da topukla bırakışı da klastı. Üzerine Florian Wirtz’in solosu da eklenince uzaktan bir vuruş olmasa da güzel bir gol ortaya çıktı keza fizik olarak daha iyi savunma oyuncularının arasında ayakta kalıp Baumann karşısında topun dibine iyi girdi. Grillitsch’in kırmızı kartıyla Leverkusen daha fazla alan bulsa da enerjilerini ekonomik kullandılar. Takımı tamamen çıkarmaktansa sadece uzun ara paslarla farkı arttırmayı denediler. Son anlarda kazanılan penaltı ile de maçı noktaladılar. Bosz bu sezon istikrarlı performansının karşılığını aldı. Geçen sezona göre defansta da oldukça iyiler hatta ligin en az gol yiyen takımlarındanlar. Hoffenheim’da Hoeneß’in bek olarak Sessegnon tercihini sorgulaması gerekiyor. 3’lü defansta iyi bir kanat alternatifi ancak defansif olarak oldukça zayıf.
Yorumlar